Kimliği gizemli kalan düşmanlar!
Bir kaç ay önce ligin zirvesinde fırtınalar koparken ne demişti Ali Koç? “Ben olduğum sürece Fenerbahçe’yi şampiyon yapmazlar.”
Evet; başkanlığının altıncı yılında sarı-lacivertli ekip yine şampiyon olamadı.
Kahin miydi Koç, yoksa kimsenin bilmediği özel bilgilere mi sahipti?
Ülkemiz gerçeğidir; siyasetinden sporuna, sıkıntılı süreçlerde ortaya çıkan düşmanların kimliği hep gizemli kalır.
Sayın Koç, belli ki şahsıyla meselesi olanları ima etti. Etti de yanıtı nerede?
Federasyon, hakemler, TFF kurulları, dış güçler ve futbolla oynaşmayı pek seven siyaset mi çelme taktı Fenerbahçe’ye? Yoksa hepsi birden mi?
Sivasspor ve Konyaspor beraberliklerinde de “bilinmeyen” güçler mi girdi devreye?
Hesapta olmayan bu puan kayıpları yaşanmasa, fiyakasını bozduğu Galatasaray’ın önünde şampiyondu Fenerbahçe.
Ali Koç’un “Yokum” fikrinden cayıp “Kararımızın temiz futbol misyonu ve Fenerbahçe ilkeleriyle alakası var” savunmasına eklediği “böcekleri ezeceğiz” cümlesi, “Madem bunlara muktedirdiniz, daha önce niçin yapmadınız?” sorusunu getirdi akıllara.
Son günlerde seçim tansiyonu düştü. Ali Koç ve Aziz Yıldırım memleketi adım adım gezip delegelere projelerini anlatıyor. Camiayı heyecanlandıran mesajlar veriyor.
Dikkat ediyorum; şampiyonluktan çok şampiyonluğun alt yapısını hazırlamaya yönelik vaatler çoğu. Çünkü insanların karşılığı olmayan sözlere karnı tok artık.
Lakin iki başkanın, son çeyrek asırda Fenerbahçe’yi başka birileri yönetmiş gibi davranmaları ve şikayet etmeleri, tuhaf geliyor bana.
Kuralları görmezden gelenler
Fenerbahçe’de sezon boyu “analiz antrenörü” olarak görev yapan Emre Kartal’a verilen cezayla ilgili yorumuma incinenler olmuş.
Sözüm, 37 haftadır Kartal’ın kulübede usulsüz olarak bulunmasına göz yuman ve lastik patlayınca 1.5 yıl ceza vererek işin içinden sıyrılacağını sananlara.
İnsanlar hukuk fakültesini bitirip futbol alanında uzmanlaşabilir. TFF kurullarına girebilmek için “makul” ilişkiler kurabilir.
Ancak iş; “atanmak” ve “diyet ödemek” açmazına gelince, cübbeye iliştirilmek istenen düğme yerinde duramaz “pat” diye kopar.
TFF başkanı Mehmet Büyükekşi’ye soruyorum; temsilcilerinizin, hukuk kurullarınızın ve diğer yetkililerin hiç mi suçu yok şu trajik olayda?
Başkent kulüpleri vizyonsuz insanların elinde
Bodrumspor ve Eyüpspor. Süper ligin en yenileri. İlki Muğla’nın ve Türkiye’nin göz bebeği turizm ilçesi, ikincisi İstanbul’un tarihi dokusuyla bilinen değerli bir ilçesi. Hak ettiler ve lige yükseldiler.
İlçe takımı olmalarını asla küçümsemiyorum. Aksine kulüp yapılanmalarının örnek alınması gerektiğini düşünüyorum.
İşte Ankaragücü! Başkentin asırlık takımı göz göre göre 1. lige düştü. Bir diğer temsilcisi Gençlerbirliği play-off bile oynayamadı.
Neden? İkisi de vizyonsuz insanların yanlış tercihlerine mahkum edildi de ondan?