Trabzonspor’un geçen haftayı boş geçmesi yeni teknik direktörü Bjelica açısından şanstı. Oyuncularını tanımak ve nasıl bir karakter göstereceklerini anlamak açısından önemliydi ara. Hırvat hocanın Konya karşısında tercih ettiği kadro kadar yedek kulübesi de değişimin ip uçlarını veriyordu zaten.
Aslına bakarsanız Trabzonspor için sezon bitmişti. Hedeflerini yitirmiş bir takımın başına geçen Bjelica kontratının sonuna kadar kalır mı bilemem ama, işinin kolay olmadığı ortada. Bu sorumluluğu sadece para için üstlendiğini sanmıyorum, sonuçta kariyerine bir çizik yeme riski de var çünkü.
İtiraf edeyim, ligin kalan haftalarında Trabzonspor’un alacağı sonuçlar pek ilgilendirmiyor beni. Kazansa da kaybetse de kaderi belli. Taraftarın beklentisi yok. Yönetim gelecek sezonun planlarını yapıyor. Kadrodaki bazı futbolcular ise bitse de gitsek modunda. Dolayısıyla teknik direktör Bjelica’yı anlamak ve yapmak istediklerini görmek gerekiyor kalan bölümde.
Değişim dünden bugüne olmaz elbette. Lakin şunu söylemeliyim; Hırvat hocanın ve yeni yönetimin işi güç. Çok emek, fedakarlık ve sabır gerekiyor son şampiyona.
Konyaspor karşısında ilk yarım saatte farklı bir Trabzonspor izlediğimizi düşündüm. Hamsik’in uzun bir aradan sonra golle dönüşü umut vericiydi. Arkası gelmedi, gelemedi. Ev sahibi biraz cesaretlenip rakibinin üzerine gidince Trabzonspor savunmasının sıvaları döküldü. Pozuelo ikinci denemesinde eşitlik sayısını kaydetti.
Gol atarsın, yersin, futbolun keyfi bu. Ancak Bjelica’nın önceliği sanırım kendini garantiye almak olacak. Tıpkı üç yıl önce Abdullah Avcı’nın devraldığı enkazın benzeri bir sorunu var Hırvat çalıştırıcının.
Sadece bu mu? Forvet hattı da alarm veriyor. Gomez ve Umut bu takımın golcüleri olamaz maalesef. İkisini toplasanız bir Cornelius etmez.
Maçın kaderini etkileyen pozisyon, ilk yarının uzatma dakikalarında yaşandı. Bakasetas’ın kırmızı kartından söz ediyorum. VAR incelemesi sonrası verilen ihraç kararı doğru idi. Fakat hakem Cihan Aydın deneyimsizliği ile adeta çağırdı kartı. Yaşı genç ve önleyici hakemlik konusunda eksiği çok. Bakasetas ile Soner arasında on dakika önce yaşanan gerginliğe ki, ikisi de sarı kart görmeli idi, önlem almazsan tehlike bağıra bağıra gelir. Bu arada Bakasetas’ın sorumsuzluğunu da görmezden gelemeyiz. Resmen rövanş almaya gitti, yakalandı. Yakışmadı be komşu. Bedeli kartla kalmadı. Sinirlerini kontrol eden Soner son bölümde attığı golle takımını galibiyete taşıdı.
Trabzonspor gibi kırılgan yapıya sahip ve deplasman fobisi yaşayan bir takımın maçı on kişi tamamlayarak puan alması zordu. Nitekim Konyaspor bu avantajı değerlendirdi. Baskı kurdu, pozisyon üretti ve altın golü yine rakip savunmanın hatasından buldu.
Bjelica’nın oyuncu değişiklikleri mi? “Kimin ne söylediğine ve kasetlere değil, gözlerime inanırım” diyor hoca. Kadrodaki gençler için umut olabilir. Trabzonspor’un geleceği için de öyle.
Yani forma kimsenin babasının malı değil. Haa almak isteyen var mı, o ayrı bir konu. Sezonun kalan bölümü Bjelica ve Trabzonspor için test ve deneme ile geçecek. Eteklerdeki taşlar dökülecek, yeni yapılanmanın yolları döşenecek.
Şu gerçeği de unutmamak lazım; yeni bir şampiyonluk şarkısı için epey zaman gerekecek.