Sabri gibi ofansif yönü kuvvetli ve Keita gibi süratli iki adamın karşısında sağlam bir blokunuz yoksa o bölgeyi hallaç pamuğu gibi atarlar.
Nitekim Gabriç ile Cale bu ikili karşısında hem fiziken, hem teknik o kadar yetersiz kaldı ki; Galatasaray’ın maç boyunca gol olan ve gol kokan tüm pozisyonları Trabzonspor’un bu topal kanadından başladı.
Tehlike “Geliyorum” diye bas bağırırken Bross ne yaptı? Olup biteni seyrederken, Ferhat’ı kulübede unuttu. Yenen dört golden sonra bile Cale- Gabriç ikilisine dokunmayı aklından geçirmedi.
Galatasaray gibi bir takım karşısında, üstelik deplasmanda, oynatmayan takım görüntüsüne bürünürseniz, sevimsiz olmakla kalmaz, puanı aslanın ağzından almak için ekstra bir efor göstermeniz gerekir. Bunu da yapamıyorsanız şansınızın yaver gitmesi şarttır. Örneğin, Umut’u tek forvet bırakıp, onu gole yaklaştıracak damarlara kan yollamazsanız, sizi ancak bir şans sayısı kendinize getirebilir. Tıpkı Ceyhun’un serbest atışında topun savunmaya çarpıp Tayfun’un önüne düşmesi, genç oyuncunun da takımını soyunma odasına ateşleyerek göndermesi gibi.
Nitekim ikinci yarıyla birlikte daha canlı, istekli bir Trabzon vardı sahada. O ana kadar yapmadıklarını deneyen, isabetli paslarla ceza alanı çevresinde etkisini hissettiren bordo-mavili ekip Colman’ın nefis golüyle kötü başlayan maçı çevirme noktasına geldi. Hele Serkan’ın kaleci Franco ile karşı karşıya kaldığı ve değerlendiremediği bir pozisyon vardı ki, bana sorarsanız maçın kader anı bu idi. Rakibin iki farklı geriden gelip öne geçmesi kuşkusuz Galatasaray’ı çok zor durumda bırakacak, belki de gardını tam anlamıyla düşürecekti.
Son hamle gelmedi
Kısa bir şaşkınlığın ardından Trabzonspor’un sol kanadında maden olduğunu anımsayan Keita ve Barış, iki dakika içinde yine aynı kanattan iki golün hazırlayıcısı oldu. Arda ile Baros’un bu ikramları geri çevirecek lüksü yoktu tabii!
Trabzonspor’un dişlileri uyumsuzdu dedik ya. Colman’ın 85’teki golü bile ritmi bulmasına yetmedi. Galatasaray’ın panik havasını değerlendirecek son hamle gelmedi.
Bu ilginç maçta Trabzonspor farklı da yenilebilirdi, puan da çıkarabilirdi.
Peki maçı neden kaybetti?
Eğer Belçikalı Teknik Direktör, skor 4-2’ye geldikten sonra bile risk almakta zorlanıyor, Gökhan silahını çekmekte gecikiyor, saha kenarından hangi dişlinin aksadığını çözemiyorsa, yenilginin baş sorumlusu olmaktan kurtulamaz.