Trabzonspor teknik direktörü Abdullah Avcı’nın sıkça vurgu yaptığı “Devre arası ve gelecek sezon için planlama yapıyoruz” ifadesinden şu anlamı çıkarıyorum: “Takım henüz istediği seviyede değil. Dolayısıyla bu süreçte kazanırken, kayıplar yaşamak da mümkün.”
Bu tarzı Avcı’nın ilk döneminden anımsıyorum. Yeni bir yapılanmaya giderken adım adım ilerlemek, elindeki kadroyu test etmek ve doğru işleri kalıcı kılmak gibi hedefi var hocanın. Bordo-mavili ekibin ligin devre arasına kadar zorlu bir fikstürü yok. Bu yüzden risk almadan rotasyon yapmasının, saha sonuçlarından bağımsız değerlendirilmesini istiyordu.
Kayserispor maçı öncesi de birkaç dokunuşu oldu hocanın. Kart cezalısı Mendy’nin yanı sıra geçen haftaki on birden Mehmet Can ve Bakasetas’ın (Pepe sakatlanınca 38’de dahil oldu) kulübede başlaması hocanın tercihleri idi.
İlk yarıda rakip kaleyi bulan isabetli şutu yoktu Trabzonspor’un. Belki topa daha çok sahip oldu, pas yaptı ancak hücumda etkisiz kaldı. Beklerin ofansif anlamda katkısını görmedik. Daha süratli olması, tempoyu yükseltmesi gerekiyordu. Ağır kalınca rakip savunmanın düzen almasına fırsat tanıdı. Trabzonspor adına her şey kötü gitti.
Buna karşın Kayserispor’un sayısız gol denemesi vardı. Son dakikaya dek vazgeçmedi konuk ekip. Ve Avcı’nın 5 maçlık yenilgisizlik unvanını yıllarca kader birliği yaptığı Recep Uçar sonlardırdı. Deyim yerinde ise “boynuz kulağı geçti.”
Sezon başından beri Trabzonspor’u doğru “analiz” eden her teknik adam sahaya en az beraberlik için çıkar. Kimlere önlem alacağını çözsün yeter. Bir de yumuşak karnı orta alanı kontrol etti mi, Trabzonspor’da gol şansı duran top veya kişisel yeteneklerinin ekstra çabasına kalır. Recep hoca dersini iyi çalışmış, hiç birine fırsat tanımadı.
Kazanmak isteyen taraf, ki bu öncelikle Trabzonspor olacaktı, kulübeden gelecek katkılar önemliydi. Tablo uzun süre değişmedi, Avcı 62. dakikaya dek bekledi. Sonra Enis Destan ve Kourbelis’i dahil etti oyuna. Kayserispor cephesi durur mu, onun da hamleleri peşi sıra geldi. Düelloda son sözü Uçar’ın öğrencileri söyledi. Bitime iki dakika kala sağdan gelişen atakta mücadeleye sonradan dahil olan Stephane Bahoken’in ön direkte Denswil’in üzerinden yaptığı kafa vuruşu, altın gole dönüştü.
Avcı’nın “görmek istediği” diğer isimlerin ise Umut Güneş ve Teklic olduğunu anladık. Antrenmanlardaki performanslarını bilmiyorum ama, onlara dair gözlemim hiç hazır olmadıkları şeklinde. Sanki bu takıma ait değiller.
Bir başka tespitim; Onuachu ile ilgili. Geldiği günden beri ilk kez bu denli isteksiz ve durgun gördüm. İnsanız; kişisel veya ailevi sorunlarınız olabilir. Oyun içinde istediği pasları alamadığı için morali de bozulabilir. 65. dakikada Larsen’in golcü oyuncunun yanına gidip kulağına ne fısıldadığını bilmiyorum lakin, ortada bir tuhaflık vardı. Umarım başka bir sıkıntısı yoktur Nijeryalı forvetin.
Maç, skor ve oyun; Abdullah Avcı’nın ligin kalan bölümünde kimlerin takımla birlikte olmayacağı yönündeki fikirlerini netleştirmiştir sanırım. Bu da “kör transfer dönemi” dediğim devre arası takviyelerde ciddi bir bütçe demektir.
Avcı’nın sık kullandığı “gelişirken kazanmak” tezinin hayata geçmesi için epey zaman gerekecek. Ancak taraftar kötü sürprizlerden hoşlanmaz, böyle biline.