Arda Güler, Türkiye’nin yurt dışına gönderdiği en değerli futbolcu oldu. Ağabeylerini solladı, geçti. Daha fazlasını yapan çıkar mı, bilinmez.
Onu herkes Fenerbahçeli Arda olarak konuşuyor değil mi? Hikaye burada başlamıyor.
Arda Güler, Fenerbahçe’deki performansı ile Avrupa’nın en iddialı ekiplerinin radarına girse de, onu keşfeden, yetiştiren ve bu seviyeye gelmesinde emeği olan Gençlerbirliği Kulübü’dür.
Ankaralıyım. Altındağ düşük ve orta gelirli ailelerin oturduğu bir ilçedir. Alışveriş, mahalle pazarından yapılır. Domatesin ve biberin iyisi değil, ucuzu tercih edilir. Koleje değil, en yakın devlet okuluna gidilir.
Arda’nın doğup büyüdüğü bu ilçede insanların ulaşmak istedikleri hayalleri vardır. Ayrıcalıklı olmak ve yeni ufuklara yelken açmak için yetenek ve şans gerekir. Tabii bir de bunları değerlendirecek ortam.
Arda, 9 yaşında Türkiye’nin alt yapıya en çok önem veren kulübü Gençlerbirliği’nin kapısından girdi. Efsane başkan, rahmetli İlhan Cavcav’ın tedrisatına yani. Babası Ümit Bey, futbol ile eğitim arasında kararsız kalmıştı. Şansını futboldan yana kullandı.
Cılız ve ürkek, ancak idealleri olan bir çocuktu. Mahalle maçında bacak arası atar, arkadaşlarını yana yatırırdı. Fakat iyi ellere emanet edilmişti. Ankara 19 Mayıs Stadı’nda, Gençlerbirliği’nin maçlarında top toplayıcı olarak tattı ilk lig heyecanını. Yani “iki buçukluk” olmuştu. Tıpkı bir zamanların efsanesi, ağabeyi Arda Turan gibi. Şimdi onun da rotası İspanya oldu. Dilerim kaderi benzemesin.
Aman evlat, dikkat
Ali Koç çarşamba günü yaptığı açıklamada biraz gergin, biraz buruktu. Arda’yı kaybettiği için mi, yoksa daha fazla gelir elde edemediği için mi bilemem. Oysa bu çocuğu 2019 yılında 150 bin liraya almıştı Fenerbahçe’ye. Sonuçta kabul etmek gerekir ki, Arda, Fenerbahçe’deki misyonunu başarıyla tamamlamıştır.
Sadece Ankara’da değil, ülkemin her köşesinde Arda gibi yetenekler var. Yeter ki doğru adres ve güvenli ellerde eğitim alıp futbola kazandırılsınlar.
Arda Güler’in gençlere rol model olmasını ve hedeflerine sıkı sıkı sarılmalarını diliyorum. İmkansız diye bir şey yok; yeter ki inanın ve hedeflerinizden vazgeçmeyin.
Sevgili Arda; gittiğin yerde mutlu ol. Ama nerelerden geldiğini sakın unutma.
Para ve şöhret bazı insanları bozuyor. Sakın o kervana katılma olur mu kardeşim Arda!
Bak, yeni bir şanstır
Son milletvekilliği ve Cumhurbaşkanlığı seçiminden sonra yeni dönemin bakanları belli oldu. Beni ilgilendiren tarafı spor elbette. Osman Aşkın Bak, Gençlik ve Spor Bakanlığı’na atandı. Geçmişte adını sıkça duymuştuk. Sporun ve futbolun değişik kademelerinde görev yaptı.
Son olarak Futbol Federasyonu olağan seçimli genel kurulunda dinledim. Verdiği mesajlar önemliydi. Kullandığı dil son derece uzlaştırıcı ve barışçı idi.
İtiraf etmeliyim, en az on yıldır bu görevi üstlenen diğer bakanlardan farkını ortaya koydu. Sürekli sahnede ve medyada değil. Planı ve programını hazırladığını biliyorum. Sessiz ve mütevazı adımlarla ilerleyecek kuşkusuz. Sayın Bak; yeni bir yüz yılda spora katkılarınız büyük olacaktır biliyorum.
Ömür boyu hapis
Günlerdir gözümün önünden gitmiyor o görüntü. Bayramda, İzmir’de, trafikte makas atarak ilerleyen araba tam beş kişinin ölümüne sebep oldu. Tutuklanmış yaşıyormuş, ama diğer masum insanlar?
Hukukçular konuşuyor; bilerek sebep oldu ise 25 yıl, değilse 15 yıl yatar çıkarmış. Olay resmen cinayet. Karşılığı da ağırlaştırılmış müebbet hapis olmalı vicdanlarda.
Büyük kentlerde yaşıyoruz ve maalesef bu tarz magandalar hep aramızda. Kendimizi kollamak yetmiyor, cehalet ile gösteriş arasına sıkışmış caniler alıyor insanları hayattan.
Sayın savcım, sayın hakimim... Asla taviz verip hukukun boşluklarına sığınmalarına izin vermeyin. İbretlik bir ceza şart. Belinde silah, elinde içki şişesi ile yola çıkanları dizginleyin.