Yarın Katar’da Dünya Kupası başlayacak. Yüz milyonlarca insanın gözü bu futbol organizasyonunda olacak.
Turnuvaya sayılı saatler kala ilginç detaylar da gündeme geliyor. Bunlardan birini İngiliz Daily Exprees gazetesi haber yapmış. Habere göre, Katar devleti tribünler boş kalmasın diye Pakistan’dan günlük on dolara gönüllü futbolseverler kiralamış. Otel masrafları ve üç öğün yemek dahilmiş.
En vahim iddia ise yine bir gazeteci Amjad Taha tarafından ortaya atıldı. Yalanlanmayan haberde Katar-Ekvador açılış maçı öncesi bir iş insanı aracılığı ile Ekvador’dan sekiz oyuncuya kaybetmeleri için 7.4 milyon dolar rüşvet teklif edildiği belirtilmiş.
Paranın gözü kör olsun. 2.9 milyonluk nüfusunun çoğunluğunu düşük gelirli göçmen işçiler ile diğer çalışanların oluşturduğu körfez ülkesi, dünyanın en önemli futbol turnuvasına ev sahipliği yaparken, petrol ve doğal gaz rezervleriyle edindiği serveti nasıl kullanıyor gördünüz mü?
Statların yapımı sırasında yaşamını yitiren işçilerin sayısı ise tam bir muamma. Kimi kaynaklara göre 6 binin üzerinde, resmi yetkililere göre ise büyütülmeyecek kadar az.
Bunun adı resmen insan ticareti, kölelik düzeni. FIFA tüm bunlara neden karşı çıkmıyor diye soran olabilir. Neden çıksın ki, turnuvadan elde edeceği gelir 4.2 milyar doları aşkın. Susup oturacak elbette. Ülke federasyonlarına vereceği ödül ise 500 milyon dolar civarında. Alan memnun, satan memnun.
Dünyayı çirkinleştiren bu zihniyetten sadece ben rahatsız değilimdir eminim.
Antep’te değil, Katar’da olmalıydı
Lafı eveleyip gevelemeyeceğim. Katar’daki Dünya Kupası’nda FIFA kokartlı eski hakemimiz Cüneyt Çakır’ın olmamasının başlıca nedeni UEFA Başkanı Aleksander Ceferin’dir. EURO 2020 gurup elemelerinde yönettiği Slovenya-Avusturya maçının hakemi Çakır’ı unutmayan ve kin güden Ceferin, Türkiye’deki 8 Mart hakem operasyonunu da fırsat bilip hocanın Katar’a gidiş biletini iptal etmişti.
Oysa milli takımımız yok, bari hakemimiz olsa diyen çoktu. Kim gurur duymazdı ki Çakır’ı orada görmekten?
Bu hatırlatmadan sonra dönelim konumuza. Üç hafta önce Futbol Federasyonu Başkanı Mehmet Büyükekşi’nin Cüneyt Çakır’a jübile planladığını bu köşede dile getirmiştim. Bugün Cüneyt hoca herkese nasip olmayacak bir biçimde uğurlanacak. Türkiye- Çekya maçının ilk beş dakikasını yönettikten sonra düdüğüne veda edecek.
Bir konuya daha değinmiştim. Çakır’ın yıllarca kader birliği yaptığı yardımcıları Tarık Ongun ve Bahattin Duran’ı da dahil edin demiştim.
Federasyon, UEFA’dan sadece Çakır için izin alabilmiş. Ongun ile Duran’a vize çıkmamış. Anlaşılan Ceferin’in öfkesi Cüneyt hoca ile sınırlı kalmamış. Bu tabloya neden olanların kulakları çınlasın!
Gençleri Koç mu kurtaracak?
Rahmetli İlhan Cavcav yattığı yerden bugün olanları görüyorsa, kemikleri sızlıyordur.
Vefatından sonra oğlu Murat Cavcav’ın uçuruma sürüklediği kulüp, şimdilerde elini taşın altına koyan başkan Niyazi Akdaş’ın kapalı olan transfer tahtasının açılması için yaptığı girişimleri önemsiyorum.
Hafta içinde Fenerbahçe Kulübü Başkanı Ali Koç ile görüştü. Ne alaka diyen olabilir. Bir defa rahmetli Vehbi Koç, Ali beyin dedesi. Ankara’ya ve Gençlerbirliği’ne çok değerli katkıları oldu. Sarı-lacivertli yıldız adayı Arda Güler’in Gençlerbirliği futbol akademisinden yetiştiğini herkes bilmeyebilir. Dolayısıyla Arda’nın herhangi bir Avrupa kulübüne transferi gerçekleşirse, Gençlerbirliği de satıştan yüzde 20 pay alacak.
Bu gerçeği bilen Ali Koç’un başkent ekibi başkanına maddi anlamda yardımcı olacağını söylemesi günümüz koşullarında garip değil. Nasıl bir pazarlık içinde olduklarını bilmiyorum.
Ancak Ankaralı olarak içimi acıtan, Gençlerbirliği gibi köklü bir kulübün geldiği nokta. Bir zamanlar Süper Lig’in borcu bulunmayan, hatta kasası para dolu olan kulübü, transfer yasağını kaldırıp 1. ligde tutunabilmek için ne tavizler vermek zorunda kalıyor.
Ahh İlhan abi ahh!