“Bir oyuncuyu öldürdükleri gün veya en sevdiği şeyi yapmasını engelleyerek sakat bıraktıkları gün, ya da bir hakeme saldırdıkları gün beni hatırlayacaksınız...”
Yukarıdaki bu sözler, Ankaragücü maçında kırmızı kart gören Josef de Souza’ya ait, tarih 09.09.2022. Josef bugünkü olayları taa o gün öngörmüştü, haklı çıktın kardeş!
Takım arkadaşları Cenk Tosun ve Salih Uçan’a saldıran holiganı engellemek için koruma içgüdüsüyle hareket eden Josef’e hakem kırmızı kart göstermişti. Haklıydı, gelin görün ki, adalet tersine işledi, Brezilyalı futbolcu haklıyken, büyük haksızlığa uğradı!
Yine Ankara, yine skandal, yine rezalet... Kulüp başkanı sahaya iniyor, hakem Halil Umut Meler’e basıyor yumruğu yere düşürüyor. Meler ardından yerdeyken tekmelere hedef oluyor, yüzü gözü şişiyor, hastaneye kaldırılıyor!
Bu utanç verici tabloyu izlerken Josef’in sözleri hala kulaklarımda çınlıyor! Josef uyardı, uyarmasına da gerekli önlemleri alamadık, kılımız bile kıpırdamadı!
Bize ne oluyor, niye bu hale geldik? Sporun barış ve kardeşlik olduğunu ne çabuk unutuyoruz, o yumruk Türk futboluna atılmıştır. Velev ki, hakem hatalı kararlar verdi, ki hata mata yok. Bunun karşılığı yumruk atmak mıdır, yerde yatarken tekmelemek midir arkadaş?
Maç bitimindeki o tabloları izlerken içim sızladı, yüzüm kızardı, Türk futbolu adına utanç duydum! Peki sizlerin, o yumruğu ve tekmeleri acımasızca atanlar, yüzünüz kızardı mı, utandınız mı, tabi ki utanacak yüzünüz varsa!
Unutmayın ki, bu geminin içinde bu oyunun tüm paydaşları var. O gemi batarsa ki oraya, kayalıklara dümeni kırdık, gidiyoruz, hepimiz batarız!
Bizler de hakemleri ve hatalarını eleştiriyoruz, ancak eleştirirken ağacı da kökünden sökmüyoruz, hakaret etmiyoruz, onlara yumruk ve tekme atın demiyoruz!
Halil Umut Meler, FIFA kokartlı ve elit hakemlerimizden. Demem o ki başta FIFA ve UEFA bu utanç verici tabloyu masaya yatıracaktır, bu iki kurumla her an başımız derde girecek gibi gözüküyor!
Sözün bittiği yerdeyiz, herkes aklını başına alsın!
'Uyumsuzluk' derken
Beşiktaş artık görünen köydür, kılavuza gereksinimi yok! Görüyoruz ki, derbinin faturası ağır oldu, beş oyuncu kadro dışı bırakıldı.
Genel Koordinatör Samet Aybaba; Aboubakar, Rosier, Bailly, Ghezzal ile Onana’nın performans düşüklüğü ve takım içindeki uyumsuzlukları nedeniyle kadro dışı bırakıldığını açıkladı. İyi de kaptan, performansı anladık, olabilir, peki takım içindeki uyumsuzlukları derken neyi kastediyorsunuz, bu konuyu üstü kapalı geçemezsiniz, açıklayın, şeffaf olun, biz anlıyoruz, ama ya kamuoyu?
Bir de Beşiktaş’ı tarihi hezimetten kurtaran kaleci Mert Günok’un derbi sonrasında, “Aslında söylenecek çok şey var ama en aza indirgeyerek bir şeyler söyleyeyim... Bireysel anlamda sorumluluk almamız gerekiyor. Birçok oyuncunun bu sorumluluğu alması gerekir” şeklindeki sözleri de çok anlamlar içeriyor, Kartal’da yaşanan krizlere ışık tutuyor.
Gerek Aybaba, gerekse Günok’un söylemlerinden şunu çıkartıyorum; performanstan çok, sorumluluk almayan oyuncular ve gruplaşmayı işaret ediyorlar.
Eee, Milliyet Gazetesi bu krizi 8 Kasım 2022 tarihinde manşetine taşıdığı haberle duyurdu, duyurmasına da hiçbir önlem alınmadığı gibi, kulüp tarafından yalanlandı!
Doğrular asla saklanamaz. Çünkü gerçeklerin bir gün ortaya çıkmak gibi bir huyu vardır, unutmayın!
Kaldı ki, Milliyet bu kulvarın lokomotifidir, tek satırında asla yalan-dolan bulamazsınız. Kişiler değişir, ancak ‘doğru habercilik’ Milliyet’in genlerinde var, var olmaya da devam edecektir. Bu krizi haberleriyle gündeme taşıyan, takım arkadaşım Cengiz Malgır’ı da kutluyorum, durmak yok, devam kardeşim.
Ümraniye’deki krize geç de olsa neşter vuruldu. Ha doğru mu, yanlış mı, tartışılır, bunu zaman gösterecek. Başkan Hasan Arat’ın, “İyi fırsatlar çıkarsa kadro dışı olan oyunculardan çıkmak istiyoruz” şeklindeki sözleri, bu karardan dönüş olmayacağının en büyük göstergesidir. Yine Arat’ın ara transferde takımı takviye edeceklerini belirtmesi de önemli bir gelişmedir, doğru adımlardır.
Ancak yabancı sayısı belli, demem o ki, satmadan, yeni bir yabancı almak çok zor. Hadi Aboubakar ve Rosier’e alıcı çıkar, ya diğerleri? Örneğin Bailly, ben hayatımda böyle bir stoper görmedim. Arkadaş kritik bir yerdesin, hadi birinde eline-koluna sahip çıkamadın, ya diğer penaltıya ne demeli? Bir stoper rakibine bodoslama girer mi arkadaş?
Güzel sözler
“Mükemmel biri olmanıza gerek yok. Davranışlarınız sahte olmasın yeter.” - AUDREY HEPBURN