10.12.2023 - 07:00 | Son Güncellenme:
Süper Lig'in 15'inci haftasında Beşiktaş ile Fenerbahçe karşı karşıya geldi. Siyah-beyazlıların zirve yarışına yeniden tutunmak adına çıktığı mücadele, sarı-lacivertlilerin 3-1'lik zaferiyle sona erdi.
Milliyet'in usta kalemleri Bilal Meşe ile Attila Gökçe, Beşiktaş - Fenerbahçe derbisini değerlendirdi. Bilal Meşe, siyah-beyazlıların sezon başında renklerine bağladığı tecrübeli futbolcuyla ilgili çarpıcı ifadeler kullandı.
İşte Beşiktaş - Fenerbahçe müsabakası sonrası yapılan değerlendirmeler...
BEŞİKTAŞ SKORA DUA ETSİN / BİLAL MEŞE
Haftanın derbisine öncelikle Beşiktaş penceresinden bakalım... Kartal’ın ligdeki konumu net, zirveye tutunmanın yolu derbiden geçtiğini cümle alem biliyor. Madalyonun bir yüzü bu... Diğer yüzü ise Rıza Çalımbay’ın sahaya sürdüğü on bire bakıyorum, elde-avuçta ne varsa sağlam oyuncuları tercih etmiş. Etse ne olur etmese ne olur, malzeme bu kardeşim!
Rakibin ofansif gücünü ve kadro derinliğini iyi hesaplayan Rıza Hoca, orta sahayı kalabalık tuttu, Necip’i ön liberoya çekti. Aslında taktik iyi, ancak kantarda her yönüyle ağır basan bir Fenerbahçe var. Sen ne yaparsan yap, bu kadroyla kafa tutamazsın arkadaş!
Maça arzulu ve istekli başlayan Kartal’dı. Gelin görün ki, bu faktörleri pozisyon üretimine yansıtamıyorsan, neye yarar ki... Rakibine ikinci yarıda teslim bayrağını çekersin arkadaş!
Dzeko’nun üst seviyede bir yetenek olduğunu herkes biliyor, ancak Beşiktaş’ın stoperleri bunun farkında değiller. Boşluğu bulduğu anda golü çakıyor. İlk golde Kartal’ın stoperleri resmen uyudular. Hele bir Bailly var ki, inanılmaz... İki penaltıya neden olunur mu? Olunurmuş! Adam görevini yapamadığı gibi eline - koluna sahip çıkamıyor.
Kartal’da golün şoku kısa sürdü, nitekim 24’de forvette tek oynayan Cenk Tosun, Djiku’ya yaptığı baskıyla topu kazandı, ceza alanına girdi, girmesine ama Samet’in sert darbesiyle kendini yerde buldu.Atilla Karaoğlan, penaltı noktası gösterdi, Chamberlain atışı golle çevirdi, skoru eşitledi.
Ya ikinci yarı... Rıza Hoca’nın tüm hamlelerine karşın, Kartal, güçlü rakibine yenilmekten kurtulamadı. Bırakın zirveye tutunması, kan kaybetmeye devam ediyor!
İkinci yarıya konuk takım, kadro ağırlığını sahaya yansıttı, Kartal’ın savunmasına müthiş bir baskı yaptı. 63’de Bailly, Szymanski’ye sert girdi, VAR uyardı, Karaoğlan izledi, beyaz noktayı gösterdi, Tadiç yeniden takımını öne geçirirken, Rıza Hoca’dan Aboubakar hamlesi geldi. Geldi gelmesine de, topun yüzünü göremedi, siyahi oyuncu...Tebrik ederim seni Karaoğlan, illa bir arıza yapacaksın! Tayfur tamam yay üzerinde Szymanski’yi düşürdü, faul doğru, ya o kırmızı... Son adam mı, sevsinler seni! İyi ki VAR’da Özgür Yankaya var da, kırmızı sarıya dönüştü.
Valla, bu yarıda Fenerbahçe tek kale oynadı, ürettiklerini gole çevirselerdi. Skor tabelasına çok farklı rakamlar görebilirdik. Tabii ki Mert Günok olası bir farkı önleyen isimdi. Yani üç gol yemesine karşın, görevini yapan tek fotoğraf idi. Eee, önünde iki acemi stoper var ne yapsın? Yediklerinden fazlasını kurtardı Mert Günok. Szymanski, 90 artı 6’da şık bir vuruşla skoru belirlerken, Kartal’ı da kaderiyle baş başa bıraktı.
YA MERT DE OLMASAYDI? / ATTİLA GÖKÇE
Merak ve heyecanla beklenen derbi, renkli tablolarla başladı. Maçın başından itibaren oyunun dikkat çeken yanı, Beşiktaş’ın rakibinden baskı yaparak aldığı topu, geçiş oyununa yakışır biçimde kullanamadan yeniden kaybetmesiydi. İki takımın da olmadık yerlerde top kaybetmesi zaman zaman fauller ve tartışmalarla maça anlaşılabilir ölçüde gerginlik de getirdi. Yine de şunu söylemekte yarar var: Fenerbahçe kendi oyununu oynayarak, alışılmış gol pozisyonlarını sabır ve ısrarla deneyerek üstünlük sağlamayı amaçlıyordu. Beşiktaş ise baskıyla elde ettiği topları ileri uçta bekleyen Cenk ve sonradan giren Aboubakar’la kaleye sokmanın peşindeydi.
VAR müdahalelerinin ne kadar gerekli olduğunu sistem adına gösteren bir maç izledik. Bu arada Beşiktaş’ta yediğinin en az iki misli gol kurtaran Mert’i de takdir etmek gerekiyor. Soru şu: Ya Mert de olmasaydı? Yanıt sizin.
Beşiktaş’ta Rebiç ve Muleka gayretli oldukları kadar etkili değillerdi. Fenerbahçe kanatları daha iyi kullandı. Tadiç’in Dzeko’nun golündeki asisti, Ferdi’nin savunmada kaptığı toplarla Onur’u tehdit edecek atak başlangıçlarına adını yazdırması, konuk takımın fark yaratan özelliklerindendi. Sağ kanatta da Osayi-Can çalışkandılar. İrfan Can’ın üst direkte patlayan şutu, Mert’in kornerle çelebildiği vuruşu da alkışa layıktı. Peki Beşiktaş Onur-Muleka, Umut-Rebiç iş birliğiyle kanatlarda başarılı olabildi mi? Hayır. Gayret vardı ama beceri ölçüsü düşüktü.
Fenerbahçe’de Fred-Szymanski Tadiç Dzeko dörtlüsü, derbi heyecanından etkilenmeden 3 gol ürettiler. Fred’in şutları, Szymanski’nin penaltı kazandıran hamlesi, Tadiç-Dzeko yardımlaşması fark yaratıyordu.
Beşiktaş’ta Cenk Tosun, tek başına pres yaparak hücumda sürpriz topları kovaladı. Kazandıkları penaltı bunun ödülü oldu. Ancak kanatlardan ve ortadan gelen paslarla beslenemediği, çoklu oyunla desteklenemediği için etkili olamadı.
Aboubakar’ın oyuna katılmasından sonra (64’) beklenenin aksine oyuna ağırlığını koyan Fenerbahçe oldu.. Cenk’in sol kanada geçmesi de işe yaramadı.
Sırası gelmişken… Atilla Karaoğlan, zor maçı iyi yönetti. VAR uyarılarıyla gelen penaltı kararları, Tayfur’a gösterilen kırmızı kartın sarıya dönmesi doğru uygulamalardı.
Szymanski’nin skora nokta koyan golü Fenerbahçe’nin iki takım arasındaki güç farkını anlatan hüküm cümlesi oldu. Tebrikler.
Dünkü maç Beşiktaş açısından dramatik bir tablo ile gerçeği ortaya koydu. Rakip takım, hedef kovalamanın enerjisiyle oynadı ve kazandı. Ama Beşiktaş, tıpkı Konferans Ligi’nde olduğu gibi, belli bir dakikadan sonra oyundan kopuyor, dağılıyor, çözülüyor. Sonrasında takıma bir teslimiyet çaresizliği çöküyor. Takımda bu akıntıyı terse dönüştürecek lider karakterli oyuncu da yok.
Başkan Arat’ın ve Samet Aybaba-Feyyaz Uçar-Rıza Çalımbay’dan oluşan “futbol triyomvirasının” işi çok zor. Gelecek sezonun bütçesi ve kadro mühendisliği çok yorucu olacak.