03.11.2024 - 08:09 | Son Güncellenme:
Süper Lig'in 11'inci haftasında Beşiktaş devre arasına 1-0 üstün girdiği maçta, Kasımpaşa'ya 3-1'lik skorla mağlup oldu. Siyah-beyazlı takımın mağlubiyetinin ardından spor yazarları maçı değerlendirdi.
BİLAL MEŞE: GÖRÜNEN KÖY KILAVUZ İSTEMEZ (MİLLİYET)
Bakın, Beşiktaş liderin beş puan gerisinde (dünkü maça kadar)... Demem o ki, Kartal ince bir çizgide, yarışın içinde kalmak istiyorsa -ki hedef o- her kayıp puan, eksi yazar, sıkıntı yaratır.
Van Bronckhrost’u bazen anlamakta zorlanıyorum. Sakatlık ve ceza olmadığı sürece oturmuş, taşlarla fazla oynamak, bu oyunda risktir, faturası ağır olur.
Tıpkı dün olduğu gibi!
Örneğin Onur Bulut, ilk kez 11’de sahaya çıktı. Peki, oranın gediklisi Svensson niye yedek arkadaş? Nihayet Rafa Silva’yı kanatlardan alıp, merkeze çekti. Geç kaldın, geç!
Hiç kırılma, darılma yok. Koca ilk yarıda Beşiktaş’ın oynadığı futboldan keyif alan ve mutlu olan var mı? Tempo yok, pas trafiği sıfırın altında, baskı ve pres ise hiç yok! Bu tabloda pozisyon üretimi elbette ‘kıt’ olur. Masuaku, bir kez ileri çıktı, pir çıktı, arka direğe topu kesti, Ernest Muçi, gelişine vurdu, Kartal’ı öne geçirdi.
Diyeceksiniz ki, Kasımpaşa ne yaptı? En azından savunmayı sağlam tuttular, ileri çıktılar, Mert’in koruduğu kaleye şutlar attılar, yani aradılar, denediler.
ATTİLA GÖKÇE: KASIM'IN PAŞASI (MİLLİYET)
Konuk takım Kasımpaşa ise dikkat edeceksiniz. İstanbul’un gidip gelen, düşüp kalkan takımları var. Kasımpaşa onlardan değil. İyi futbol, dengeli bütçe ve iyi antrenörlerle istikrarlı kadrolar oluşturup “seyir zevki” sunuyorlar. Peki ne kazanıyorlar? Hemen söyleyelim: Saygı kazanıyorlar. Dün Kasım’ın ilk hafta sonuydu. Onlar da adlarının ve geleneklerinin paşası oldular.
Beşiktaş, Galatasaray yenilgisinden sonra sanki takım ahengini, temposunu kaybetmiş gibiydi. Durgun ve tutuk oynadılar. Bronckhorst’un belirlediği on birde Onur Bulut, NDour, Gedson, attğı gole rağmen Muçi, aldığı her topu kaybeden Semih, yorgun ve yalnız adam İmmobile, Kasımpaşa’nın oyununa karşılık veremediler. Hele 40. dakikada sol kanatta topla buluşan İmmobile’nin hali çok dramatikti. İtalyan futbolcu topla ceza alanına girdi, ama gördü ki hiçbir takım arkadaşı ne kendini gösteriyor, ne de ceza alanında pas almaya, şut atmaya koşuyor. Evet, Beşiktaş’ın santrforu yorgundu ama hiç değilse gayretliydi. Ötekiler oyuna bir türlü ısınamadılar, maçın içine giremediler. Sırası gelmişken Semih için de bir not düşelim: Beşiktaş’ın umut veren çocuğu Bronckhorst’un elinde beklenen gelişmeyi gösteremedi. Savunmanın çıkamadığı, orta alanı kaderiyle baş başa bıraktığı bir oyunda Beşiktaş Kasımpaşa’ya teslim oldu. Kenar yönetiminde Sami Uğurlu gibi çok iyi gözlemci, çalışkan bir antrenör varsa, Hajradinoviç gibi “akil” bir futbolcuya sahipse, hele hamle oyuncusu olarak kenarda Aytaç’ı bekletebiliyorsa, Fall gibi bir kanat rüzgarı esiyorsa bu yenilgiye kimse şaşmamalıdır.
Beşiktaş hakemlerden yana da şanssız. Zorbay Küçük, Rafa Silva’yı kaçıran Sadık’ın rakibini eliyle itmesine net gol şansını engelleme nedeniyle kırmızı kart gösterebilirdi. Uduokhai’nin rakibinden topu alırken kurala uygun davranmasına rağmen Zorbay Küçük’ün çaldığı faul düdüğü de çok anlamsızdı.