Maç öncesi çoğu kimse Galatasaray' dan böyle bir mücadele beklemiyordu. Ben bekliyordum, zira Galatasaray için 5. lik bir hedefti. Hedefi olan takım mücadele eder.
Bugün sahada hem yetenekli, hem taktik disipline sahip hem de motivasyonu üst düzey bir Beşiktaş vardı. Rakibi Galatasaray ise sadece motivasyonlu idi. Motivasyon ve hırs açısından Galatasaray sahaya güzel görüntüler verdiyse de, en az kendisi kadar maçı isteyen Beşiktaş' ın taktik disiplini ve birebir oyuncu kalitesi ile maçı kopardığını gördük. 3-4 pas ile rakip ceza sahasına hızla yönelebilen Beşiktaş adına golün her an gelebileceği, dikkatli futbolseverler tarafından görülebiliyordu.
Galatasaray 90 dakika gerçekten büyük bir mücadele verdi. Ancak karşısında öyle bir takım vardı ki, hem taktik, hem fizik, hem de teknik açıdan en üst seviyede idi. Elinden geleni yapmasına rağmen Galatasaray' ın Beşiktaş' a direnmeye gücü yetmedi.
Belki maçın başında Yasin yüzde yüzlük golü atmış olsa, sonuç başka olabilirdi. Ancak ben maçın başından itibaren, Beşiktaş' ın mağlup olabileceğine hiç ihtimal vermedim. Yasin golü atmış olsa bile Galatasaray' ın en iyi alabileceği sonuç bir beraberlik olabilirdi.
Beşiktaş' a, Şenol Güneş' in kattıkları tartışılmaz. Ancak bu takım, bu sene oluşturuldu demek haksızlık olur. Bu takım, 3 sene önce Beşiktaş yönetimi tarafından akıllı bir planlama ile oluşturuldu. Genç yetenekler bir araya getirildi ve gençlerden iyi ekipler oluşturma üstadı Bilic' in ellerinde her sene üste koyarak gelişti. Şenol Güneş bu kaliteli malzemeye son şeklini veren, son rötuşları atan, bir sanat eserine çeviren hoca oldu. Örneğin Oğuzhan ve Atiba' nın muhteşem performansı onun eseri. Cenk' in yükselişi onun eseri.
Galatasaray maç boyu iyi mücadele etti, iyi top çevirdi, topa hakim olmaya çalıştı. Ancak sahanın her yerinde öyle bir pres vardı ki, dayanması güçtü. Olcay, Quaresma, Sosa, Atiba, Oğuzhan, İsmail ve Beck ile Beşiktaş, rakibine fiziksel olarak üstünlük sağladı, hızlı toplar ile gol aradı.
Galatasaray ise, fiziksel olarak rakibinden zayıf olmasına rağmen, ekstra motivasyonlu Sabri, Emre, Sneijder, Selçuk ile rakibine karşı koymaya çalıştı. İlk 45' te Beşiktaş' ı sezon boyu oynadığı rakibi karşılama mesafesinin gerisine itmeye başardılar. Beşiktaş ilk 45' te 2-3 kez rahatça yerleşip, set hücumu yapamadı. Ancak hızlı hücumlar ile tehlikeli bir iki pozisyon yakaladılar. Galatasaray defans dörtlüsü, Linnes, Hakan, Denayer ve Carole, belki de bu sezon ilk defa kendi potansiyellerine yakın futbol oynadılar. Selçuk' un pas dağıtımları başarılı idi.
İkinci yarıda, Podolski ve Yasin' in mücadeleye katkı sağlamamaları ve fiziksel düşüş nedeni ile, Beşiktaş orta sahayı hızlı geçmeye başladı. Özellikle 45- 60 arası ciddi bir baskı vardı. Bu Galatasaray defansı üzerinde ciddi baskı oluşturdu. Beşiktaş Sosa ile önemli pozisyonlardan yararlanamadı. Galatasaray 60-70. dakikalar arası Beşiktaş' ın Olcay ve Quaresma ile ayakta fazla top tutması ve Beşiktaş' ın takım olarak orta sahada enlemesine ve dikine pas trafiğinde yaptığı hatalar ile, topa daha çok sahip olmaya başladı. Sneijder ve Selçuk, orta sahada isabetli paslar ile Beşiktaş' ın fiziksel olarak yorulmasına neden oldular.
64' te oyunda hiç olmayan Yasin ile Sinan' ın değiştirilmesi doğru idi. 70' den sonra, tekrar düşmeye başlayan ve Beşiktaş tarafından hızlı geçilen orta sahayı gören Riekerink çok büyük bir taktik hata yaptı ve ayakta top tutan, pas dağıtan, hücumu tek başına sırtlamış Sneijder' i oyundan aldı. Oysa Podolski maç başından beri hiç bir katkı yapmamıştı ve Emre- Donk, Podolski- Umut değişiklikleri, Galatasaray' ı ileri itebilecek değişikliklerdi. Riekerink, Sneijder- Donk hamlesi ile maça etki etti.
Beşiktaş ise, Şenol Güneş' in doğru dakikalarda doğru kararları ile, oyunda hakimiyetini sürdürmeyi başardı. Oğuzhan ve Atiba' nın insanüstü mücadelesi, kazandıkları toplar, Oğuzhan- Sosa ikilisinin hızlı çıkışları ve driblingleri, Beşiktaş' ın orta sahayı hızlı geçmeyi sağladı. Sosa biraz gününde olsa, maçın çok daha erken kopması mümkündü. Cenk ve Gökhan Töre' nin oyuna girmesi ile Beşiktaş derinlik kazandı ve Gomez' i daha özgür kullanmaya başladı. Zaten golde Oğuzhan, Cenk, Gomez üçlüsünden geldi.
Beşiktaş öyle bir takım ki, 3-4 pasta gole gidebiliyor. Bugün de gerçekten müthiş güzel ataklar yaptılar. Galatasaray' ın da Beşiktaş' ın da net pozisyonları oldu, ancak iki takım da bunları gole çevirmede, sezon ortalamalarının altında kaldılar.
Maçın hakemi Mete Kalkavan maça etki etmedi dersek doğru olmaz. Etti. Maçta fiziksel olarak daha agresif olan Beşiktaş' lı futbolcuların sertliklerine daha müsamahalı davrandı. En az 4 sarı kartı çıkartmadı. Bu da agresiflik dozunun artmasına ve Galatasaray' ın fiziksel olarak zorlanmasına neden oldu. Quaresma' nın reklam panolarına atttığı tekmeyi görmedi. Maçın golü geldiğinde, sahada bir taraftar vardı. Eğer görmedi ise devam kararını eleştirmek mümkün değil ancak hakemin görüş alanı içinde olduğu anlaşılıyor. Burada Kalkavan mutlak gol şansını kesmek istememiş olabilir, ancak ciddi tartışılması gereken bir pozisyon. Taraftarın sahaya girdiği an ile atağın bulunduğu nokta iyi karşılaştırılmalı. Erken bir noktada gördü ise durdurması gerekiyordu.
Beşiktaş bu galibiyet ile önemli bir virajı geçti. Ancak Osmanlıspor ve Konyaspor, Galatasaray' dan çok daha zor rakipler olacaklar, çünkü bir oyun felsefeleri ve oturmuş bir sistemleri var. Taktik disiplin olarak da daha iyi takımlar. Esas viraj bu maçlar olacak.
Tüm Beşiktaş' lılar yarınki Fenerbahçe maçını, tıpkı bugün derbiyi izleyen Fenerbahçeliler gibi büyük bir heyecan ile takip edecekler. Beşiktaş sırasını savdı, bakalım Fenerbahçe aynı sırat köprüsünden geçebilecek mi?
Üstelik İstanbul Başakşehir FK, Galatasaray' dan çok daha zorlu ve ciddi bir rakip.
Onurlu ve şerefli mücadelesi ile Galatasaray neden büyük bir kulüp olduğunu bir kez daha dosta düşmana gösterdi. Şimdi Galatasaray için tarihinin en önemli maçlarından bir tanesi olan kupa finali var.
Futbol heyecanı devam ediyor.
twitter: @bertankaya