Skor 5-0, taktik disiplin çok iyi, motivasyon ve hırs üst düzeyken ne yazılabilir?
Futbol sihirbazı Jesus, bize hünerlerini gösteriyor. Hiçbiri yıldız olmayan, ortalama üstü becerilere sahip, birbirlerine çok yakın kalitede 24 kişilik bir futbolcu topluluğundan, 3 ayda bir takım oluşturmak ve her birinden maksimum verim alabilmek ancak böyle bir sihirbazlık sonucu mümkün olabilir.
Hafta içi Avrupa'nın en iyi hücum takımlarından birisi ile 2-2 berabere kalmak mı, iç sahada Alanyaspor gibi futbol geleneği oluşturmuş bir takıma beş gol atıp, beş gol kaçırmak mı daha büyük başarı bilemedim. Sanırım ilki.
Rakip Rennes olunca, skor öyle oluyor, Alanyaspor olunca böyle! Yoksa iki takımın iki maçta gösterdikleri performanslar arasında büyük fark yoktu sahada.
Jorge Jesus ve takımı oyun felsefesini artık oturttu. Belli ki, Fenerbahçe tüm maçları rakip seçmeden 3. Bölgede oynayacak. Arkada açıklar vererek, ağır stoperlere rağmen önde basarak oynayacak. Risk alacak, aldığını bilecek, rakipleri de bilecek, öte yandan bu riske çare bulunması da kolay olmayacak. Fenerbahçe’ye karşı 2-0, hatta 3-0 yapsan da maçı kazanacağının garantisi yok.
Önde rakipleri hataya zorlayan, pas trafiğini kilitleyen, top kayıplarına zorlayan bu futbolda defans, ofansta başlıyor ve büyük ölçüde ofansta bitiyor. Böyle bir futbolu hücum futbolunun ve cesaretin ülkemizdeki temsilcisi Terim’in takımlarında dahi görmedik. Defansın ve ofansın müthiş başarılı geçiş hücumları ile iç içe geçtiği böyle bir takıma taktik çare ne olabilir ki?
Tüm takımın hazır, diri ve istekli olması bir yana, sahada atılan gollere yedek kulübesinin daha fazla sevinmesi son yıllarda görmediğimiz bir olgu. Şüphesiz yeni bir futbol kültürü oluşuyor. Gerçek manada bir takım oluşuyor.
Fenerbahçe takımına şöyle bir bakınca uluslararası arenada yıldız olan ya da potansiyel taşıyan bir tek Arda Güler var. Kalanı hep ortalama üstü, tavanları belirli, potansiyellerine ulaşmış oyuncular. Ama öyle bir performans koyuyorlar ki, rakipleri “total futbol” veya “futbolun totali” olarak aşıyor. Bana göre Fenerbahçe kadrosu bireysel yetenek olarak ne Beşiktaş, ne Galatasaray’dan iyi, ancak toplamda bakıldığında, 1+1= 3 hatta 5 ediyor. Birkaç hafta sonra, Fenerbahçe bu kültürü ve takım ruhunu korursa, yenilmesi çok ama çok güç bir takım haline gelecek.
Maça gelince, Alanyaspor’un erken gelen golle oyun planları bozuldu. Sonra maçın sonuna kadar ellerinden gelen çabayı gösterdiler ancak karşılarında bir futbol makinası vardı. Taktik disiplin ve motivasyon ön plandaydı. Rennes’den farklı bir 11 vardı sahada, ama aynı futbol felsefesi ile benzer bir saha içi disiplini izledik.
Jesus hocanın rotasyon anlayışı ve tüm futbolcuları her an hazır tutma felsefesi gerçekten sonuç veriyor. Sahaya kimi koysa, ondan verim alıyor. Maça sonradan girenler, sahadakileri asla aratmıyor.
Bir takım sahada iyiyken eleştiri zordur, ancak eleştirinin kıymetlisi de işler iyi giderken yapılan eleştiridir.
Konyaspor maçı sonrası yazmıştım, evet takdir edelim ama balon haline de getirmeyelim. Fenerbahçe, halen eksikleri olan bir takım!
Fenerbahçe ön saha baskısında, rakipleri hataya zorlamada, cesur ve dikine oyunda 10 puan alıyor. Öte yandan, hücumda alan paylaşımının, özellikle de geçiş hücumlarında bitiriş kalitesinin daha iyi olması gerek. Savunma tamam ama hücumda organizasyon problemleri yaşandığını görüyoruz. Oyuncular arası paslaşma kalitesi ve son top tercihlerinde gelişme sağlanması gerekiyor. Çok pozisyona girmek, pozisyonları hunharca veya beceriksizce harcamaya mazeret olmamalı!
Ek olarak, Jorge Jesus’un Arda Güler konusunda düşüncelerini beğenmiyorum. Arda’nın yeterli süreyi almadığını düşünüyorum. Antrenman performansı veya fizik gücünü beğenmiyor olabilir ama bazı futbolcular sahada oynayarak form tutar. Arda saha içinde Emre Mor ile birlikte birebir adam geçme, saha görüşü ve öne pozitif oyunda rakipsiz. Ne İrfan, ne Rossi, ne Valencia, ne de King bu ikisi kadar verim sağlayabilir. O sebeple, bu ikilinin daha fazla süre almaları gerekiyor. Arda yerine tercih edilen Rossi ve İrfan’ın tecrübeleri kıymetli ancak yetenek olarak Arda çok farklı. Batshuayi’ye verdiği pas bunu net ortaya koyuyor. Rossi, İrfan, Lincoln veya Valencia’dan fiziksel olarak daha çok verim alırsın, ancak saha içinde Arda’nın bir iki klas hareketi, bir kritik pası fark yaratır. Bal yapmayan ama çok uçan arılar yerine, az uçan ama doğru noktalara giderek kaliteli bal yapan bir arı daha faydalı olur.
Diğer eleştirim de Rossi ve Valencia ile ilgili olacak. Belki faydalı gözüküyorlar ama kaybettikleri toplar, özellikle de son pasları veya çalım denemeleri takıma zarar veriyor. Rossi de Valencia da yalancı dribling yapıyorlar, yani adamı topla geçme amaçlı değil, feyk atmak amaçlı hareketler yapıyorlar, topu daha çok yana çekiyorlar ve adam eksiltemiyorlar. Top ayaklarında çok kaldığından, rakip savunmaya yerleşiyor. Ya da kaptırıp, tehlikeli atağa sebep oluyorlar. Bu maçta da Pedro, Valencia, Rossi üçlüsünü, saha içi ofansif performanslarını ve birbirleri ile olan pas alışverişlerini beğenmedim. Valencia ve Rossi’nin savunma tarafında gayretli olmaları ise takdiri hak ediyor.
İkisi de ilk 11 değil, maça son 15-20 dakika girince daha faydalı olabilecek profiller. Fenerbahçe, Arda, Emre, King ve Lincoln’ü kanatlarda ve önde öncelikle tercih etmeli. Bu isimlerden İrfan ve Lincoln ağır olmalarına rağmen, son tercihlerde ve saha içi pas trafiğinde daha başarılar. Arda’nın ve Emre’nin her maç en az 50-60 dakika sahada olmaları gerektiğini düşünüyorum.
Pedro kumaşı çok iyi bir futbolcu ama hazır değil. Fizik kondisyonu şu noktada yetersiz. Bedeni oldukça kalın ve bu sebeple de dönüşleri, hareketleri, koşuları yavaş. 6 milyon verdik, beklenti büyük oynatalım diye sahada ise, bence hatalı. Pedro şu an Serdar Dursun’dan dahi formsuz. Fenerbahçe’nin sakatlıkları yoksa ve rotasyon gerektirecek bir maç trafiği de söz konusu değilse, ana forvetleri Batshuayi ve King ikilisi olmalıdır. Beşiktaş maçına da bu ikili ile çıkılması gerekir.
Birde Zajc konusu var. Böylesine mükemmel bir orta saha oyuncusunu kaybetmek gerçekten kötü olur. Bence Mert Hakan’ın ve Arao’nun önünde bir performansı var.
Derbi maçında Beşiktaş gibi kanat etkinliği yüksek bir ekibe 4-1-3-2 ile oynamak gerekiyor. Tek ön liberoda İsmail, ön üçlüde ise Arao, Crespo ve Zajc ile orta saha dominasyonu sağlayıp, önde Batshuayi ve King ile pres yapmak ve kazanılan toplar ile tehlikeler yaratmak maçın tüm kontrolünü ve fiziksel hakimiyetini Fenerbahçe’ye geçirecektir. İlk 11’de Pedro, Rossi veya Valencia başlamamalı düşüncesindeyim. Arka dörtlü ise Osayi, Serdar, Szalai ve Alioski’den oluşmalı.
Fenerbahçe’yi özellikle son 180 dakika performansı için tebrik ediyoruz.