Tahkim Süreci
Fenerbahçe UEFA Tahkim Kurulu’ na savunmasını yaptı. Karar kısa süre içinde açıklanacak. Fenerbahçe karardan memnun kalmaz ise konuyu CAS’ a taşıyacak. Konunun CAS’ a taşınmasını esasen ne UEFA ne de Fenerbahçe istemiyor. UEFA istemiyor, çünkü CAS kendi organı değil. Kontrol edebildiği bir yapı değil. CAS’ ın vereceği bir karar UEFA’ nın daha doğrusu Platini’ nin karizmasını zedeleyebilir. Platini’ nin karizması önemli zira kendisi FİFA Başkanlığına aday gibi gözüküyor.
Sürecin CAS’ a taşınmasını Fenerbahçe yönetimi de istemiyor, çünkü sürecin en başında CAS davasının geri çekilmiş olması, yönetimi sıkıntıya sokabilecek bir konu. Hepimizin bildiği üzere Başkan Yıldırım, CAS’ taki ilk davanın, ülkemizin olimpiyat adaylığını olumsuz etkilemesinden endişe edilmesi nedeni ile çekildiğini açıklamıştı.
Fenerbahçe yönetiminin iddiasına göre Fenerbahçe daha önce CAS’ tan davasını çekerken, ülke menfaatlerini düşünmüştü. Peki şimdi aynı menfaatler söz konusu değil mi? Konu CAS’ a taşındığında, olimpiyat adaylık sürecimiz sıkıntıya girmeyecek mi? Ne değişmiş olacak? Tahkim Kurulu’ ndan çıkacak olumsuz bir karar sonucu davanın CAS’ a taşınması, yönetim açısından bir tutarlılık sorunu olmayacak mı?
Ersun Yanal
Türkiye’ de yerli hocalara tolerans düşüktür. Destek azdır. Yabancılara gösterilen hoşgörü nedense kendi insanımıza gösterilmez. Bunun üç istisnası Fatih Terim, Aykut Kocaman ve Ersun Yanal’ dır. Fatih Terim bu toleransı kendi başarıları ile kendi kazanmıştır. Terim’ i ayrı bir yere koymak lazım. Aykut Kocaman Türk Spor tarihinde bir teknik direktöre verilen en büyük destek ve kaynak ile iş başı yapmış, kimilerine göre başarılı, kimilerine göre de başarısız olmuştur. İki sezonda ezeli rakibinden 19 puan fark yemesine, ortaya çağdaş bir futbol anlayışı koyamamış olmasına rağmen, bir kesim tarafından 3 Temmuz sürecindeki rolü nedeni ile baş tacı edilmiştir. Ersun Yanal’ da Denizlispor’ da başlayan kişisel yükselişi dikkat çeken bir hocadır. Bu yükseliş sportif olarak Gençlerbirliği’ nde tavan yapmış, ancak sonraları düşüşe geçmiştir. Ersun Yanal, diğer iki isimden farklı olarak, profesyonel düzeyde parlak bir futbol kariyerine sahip değildir. Teknik direktörlük konusuna yaklaşımı Aykut Kocaman’ a benzer. Sistem adamıdır. Farkları, futbol felsefelerinde yatar. Ersun Yanal, Kocaman’ ın aksine defansif ve kontrollü futbolu tercih etmez. Hücuma dönük, hızlı ve dikine oynatmaya çalışır. Bu sebeple, galibiyet yüzdesi yüksektir. Ancak Ersun Yanal’ ın elinde hızlı, kademesi güçlü, pozisyon bilgisi yüksek stoperler ve geriye yardıma gelen, savaşçı ve çabuk ön liberolar yoksa genelde uzun lig maratonlarında özellikle ikinci yarılarda sıkıntı yaşar. Kolay gol atar ve yer.
Fenerbahçe için yabancı bir hocanın bu dönemde fayda sağlayacağına hiç inanmadım. Adayım iletişim yönü güçlü, taraftarı ateşleyebilecek ve tutkusunu takıma yansıtabilecek Yılmaz Vural ağabeydi. Ancak Ersun Yanal’ ın da kötü bir aday olduğunu düşünmüyorum. Kocaman’ dan gerçekten önemli artıları var ve eksiği yok. Sistemli çalışmayı devam ettirebilecek ve geçmişte yapılanların üzerine koyabilecek bir hoca. Bence Kocaman’ a 3 sene verildi ise, Yanal’ a en azından bir 15 maç kredi verilmelidir. Yanal ligin ilk 10 haftasında, son 3 senenin izlerini silmeye ve yeni bir anlayışı kafalara oturtmaya çalışacağından bazı istikrarsız sonuçlar almak söz konusu olabilir. Buna herkes kendini hazırlasın. Örneğin, bir hafta 4-1 kazanıp, ertesi hafta 2-1 kaybetmek veya bir derbiyi 3-0 kazanıp, bir kaç hafta sonra diğer önemli bir maçı 3-0 kaybetmek olası sonuçlardır. Bunlar hocanın sistemi oturtma sancıları olacaktır. Ersun Yanal sistemini oturtursa, herkes geçmiş 3 senenin aksine iyi ve keyif dolu bir futbol izleyebilir.
Yeni Transferler ve Fenerbahçe Kadrosu
Fenerbahçe Alves, Alper, Kadlec ve Holmen transferlerini yaptı. Cardozo’ da yolda gibi gözüküyor. Bu 4 transferin 4’ üde iyi transfer. Kadlec eğer sakatlığını atlatabilmiş ise önemli bir kazanım. Buna ek olarak Kocaman yüzünden futboldan soğuyan Krasic ve Stoch gibi isimlerin de kazanılması önemli olacak. Krasic şimdiden bu yönde sinyaller veriyor.
Fenerbahçe’ de en önemli eksiklik Gökhan Gönül’ e bir alternatif geliştirilmemiş olması. Mehmet Topuz pek çok temel eksikliği nedeni ile orada uzun süre görev yapabilecek bir isim değil.
Benzer şekilde orta sahanın sağında ya da sağ açıkta oynayabilecek yerli bir isim gerekiyor. Kuyt’ ın yokluğu önemli sorunlar ortaya çıkartabilir. Forvet hattında Umut Bulut gibi kaliteli bir ismin kaçırılmaması gerekirdi. Yönetim bu konuyu atlayarak bizce hata yapmıştır. Cardozo ve Webo, Umut Bulut’ un sahip olduğu yırtıcılık, pres ve boş alan oluşturma özelliğine sahip değiller. Semih’ in de kaybedilmiş olması, burada yerli bir alternatif gereksinimini ortaya çıkartıyor.
Yobo ‘nun gönderilip, yerine kaliteli bir yerli stoper alınması gerektiğini düşünüyorum. Yobo fizik olarak düşmeye başladı. Eski formunu yakalaması yaşı nedeni ile zor. Hava toplarında ve adam paylaşımında da pek başarılı değil. Tecrübesi ve pozisyon bilgisi ile durumları idare ediyor, ancak birebirlerde, arkada boş alan varken, kornerlerde ve ikili mücadelelerde başarılı değil.
Bunlara ek olarak kimsenin dile getirmediği birde kaleci sorunu var. Volkan bence Fenerbahçe’ ye çok faydalı hizmetleri olmuş iyi bir kaleci. İyi de bir Fenerbahçeli. Ancak sorun şu ki son 2 sezondur Volkan eski Volkan değil. Refleksleri eskisi gibi değil. Kendine güveni eski düzeyde değil. Her şeyden öte maçlara konsantre olma sıkıntısını atlatamadı. Şu an ortalama düzeyde bir kaleci. Mert ise tecrübesiz. Fenerbahçe’ nin Tolga Zengin fırsatını nasıl kaçırdığını anlamak mümkün değil. Tolga, Muslera ile birlikte açık ara ligin en iyi kalecisi. Arkalarından da Onur Kıvrak geliyor. Tolga ile Fenerbahçe kalesi oldukça güçlenmiş olabilirdi.
Fenerbahçe kadrosu bu sezon Şampiyonlar Ligi için yeterli değil. Kalede Volkan ve stoperde Egemen- Alves ile Şampiyonlar Ligi seviyesinde bir savunmanız olamaz. Emre, Meireles, Alper, Mehmet Topal iyi futbolcular ama Şampiyonlar Ligi’nde olan takımların orta sahaları inanılmaz mücadele eden, ayağına hakim, hızlı pas yapan çok kaliteli isimlerden oluşuyor. Forvet hattı ise Sow, Webo, Kuyt ve alınır ise Cardozo ile sadece UEFA Avrupa Ligi için yeterli. Dolayısıyla taraftarımızı uyarmak gerekiyor. Tahkim veya CAS’ tan olumlu bir karar çıksa dahi, ŞL’ nde başarı için (örneğin çeyrek final) fazla umutlanmamak lazım. Bu takımda halen hücuma dönük oynayabilecek bir tek orta saha yok (Salih ve Cristian seslerini duyar gibiyim ama ikisi de o mevkinin adamı değil). Tek isim olan Sezer’ de gönderildi. Bu kararı da anlamak mümkün değil.
Fenerbahçe önemli takviyeler yaptı ama hala ciddi eksikleri olan bir takım. Betondan iyi anlayan sayın Başkan, 11 orta saha oyuncusu ile çok enteresan bir kadro derinliği ve beton gibi sağlam bir orta saha oluşturmuş oldu!
Eğer ceza onaylanırsa, sadece lig ve kupada oynayacak bir takım için bu kadro kalitesi yeterli. Ersun Hoca, yukarıda yazdığım eksiklikler de giderilir ise, bu kadroyu ligde şampiyon yapabilir. Aynı kadro Kocaman’ ın elinde olsa idi, tahminim şanslı bir ikincilik olurdu. Fenerbahçe’ nin kupaya bu sezon gereğinden fazla önem vermemesini ve maçlara ağırlıklı olarak yedek kadrosu ile çıkmasını öneriyorum. Zira bu sezon şampiyon olmak ve Galatasaray’ ın önünde bitirmek, 106 yıllık tarihte hiç bu kadar önemli olmamıştı.