Endüstriyel Futbol Akılları Zorluyor
Avrupa'nın son 10 yılda transfere en çok para harcayan 20 takımı belirlendi. İlk sırada 1.69 Milyar Euro ile Manchester City var. Son sırada ise 590 Milyon Euro ile Valencia. Neredeyse ilk 10 takımın tamamı (Inter 10. sırada ve 970 milyon Euro seviyesinde) 1 Milyar Euro ve üzerinde transfer harcaması yapmış.
Manchester City 278 futbolcu transferinde 1.69 Milyar Euro öderken, 20. sıradaki Valencia 201 futbolcuya 590 Milyon Euro ödemiş. Bu tabloda Real Madrid Barcelona'nın ardından 3. sırada ve 1.38 Milyar Euro'luk bir harcaması var. Real'i diğerlerinden ayıran, 129 futbolcuya bu rakamı ödemiş olması. Bu az sayıda ama astronomik transferlere işaret ediyor.
İlk 20'de Real'den daha az sayıda futbolcu transferi yapmış tek kulüp 99 futbolcu ile Bayern Munich. Bayern toplamda 760 Milyon Euro harcama ile en çok transfer harcaması yapan 15. kulüp. Verimli bir transfer politikası izledikleri açıkça görülüyor.
Diğer taraftan futbolcu satışlarına baktığımızda, 992 Milyon Euro ile Monaco başı çekiyor. Atletico Madrid 971 ve Chelsea 902 Milyon Euro ile Monaco'yu takip ediyor. Juventus ise 893 Milyon Euro ile çok ciddi satış yapmış. Yine Barcelona, Real Madrid, Liverpool, Roma, Dortmund 700 Milyon Euro üzerinde futbolcu satış ile dikkat çekiyorlar.
Bu listede, satılan ile alınan futbolcu arasında pozitif fark olan yani transfer bilançosu fazla vermiş sadece 2 kulüp var. Biri alım satım işlerinden 180 Milyon Euro kar elde etmiş olan AS Monaco, diğeri de 69 Milyon Euro ile Borussia Dortmund. AS Roma' da kâr etmeye çok yaklaşmış (2 Milyon Euro). Kolarov'u Fenerbahçe'ye verseler kâra geçiyorlar.
Valencia, Atletico Madrid ve Tottenham' da harcama gelir dengesi negatif ama küçük olan kulüpler. Manchester City, 1 Milyar Euro'nun üzerinde negatif denge ile transferde en çok zarar etmiş kulüp, ancak finansörleri ve diğer yan gelirleri ile bu açık finanse edilebiliyor. PSG, Barcelona, Manchester United ise City'den sonra transferde en fazla zarar etmiş kulüpler.
Paris Saint Germain aralarında dikkat çekiyor. Transferde 1.30 Milyar Euro harcamış olan PSG, sadece 430 Milyon Euro'luk bir satış gelirine sahip. Bu çok ciddi bir verimsizliğe işaret ediyor. Tıpkı transferde 1.69 Milyar Euro harcayıp, 507 Milyon Euro gelir elde etmiş olan Manchester City gibi.
Bu tablo bize neyi anlatıyor?
Birincisi, böyle büyük rakamlar dünya futbolunun geldiği noktayı ortaya koyuyor. Biz futbol hayatının son demindeki, 33- 34 yaşındaki futbolcuları gelmeye ikna edemezken, bu kulüpler, 17-18 yaşındaki gençlere 15-20 milyon Euro'ları sadece yatırım amaçlı verebiliyor. Çağlar, Cengiz, Eljif, Ozan hep bu kulüplerin küçük, yatırım amaçlı transferleri. Oysa bizim için büyük paralara gittiler.
İkincisi, bizim endüstriyel futbol devrimini kaçırdığımızı anlatıyor. Artık dev kulüpler arasında olmak için çok ama çok geç kaldık. Bu sebeple Türkiye'den mevcut kafa yapıları ile sürdürülebilir bir Avrupa başarısı çıkması zor. Bizim kulüplerimiz artık Romanya, Polonya, Bulgaristan seviyesinin biraz üzerinde, Hollanda ile aynı seviyelerde, Belçika'nın ise altında. Biz endüstriyel futbolda artık 3. ligde bir ülkeyiz. Yaşlı eski futbolcular için BAE, Katar veya Suudi Arabistan öncesi son durağız. Tıpkı, Amerika ve Çin gibi. Hatta Amerika ve Çin'de ücretler o kadar yüksek ki, Türkiye durağı kolaylıkla atlanıyor.
Üçüncüsü, dünya futbolunda en azından 2. ligde olacaksak, hedefimiz mutlaka Monaco, Dortmund, Ajax, Porto, Atletico Bilbao, Atletico Madrid, Benfica modelleri olmalı. Oyuncu yetiştiren, satan, gelir gider dengesi pozitifte veya çok yakın kulüpler olmalıyız. Futbol modelimiz gerçekten çok yanlış, Altınordu dışında bunu fark etmiş bir ikinci kulüp de yok. Çağlar, Cengiz, Ozan, Eljif gibi örnekleri sistematik hale getirmeden, bu sayıları çoğaltmamız imkansız.
Ben 3 senedir yabancı sınırlamasından yana olan birkaç kişiden birisiyim. Yabancı olsun ama bir dengesi olsun diyorum. Belirli kurallar olmalı. Yaş sınırı, U Milli olma kriterleri, vb. İlk 11'de 11 yabancı ile genç futbolcu yetişmez. Bana cevap olarak Cengiz, Ozan, Eljif'leri vermeyin lütfen, binlerce futbolcu içinden 3-4 tane ihraç başarı değildir. Sürdürülebilir de değildir. Bir model hiç değildir. 34'lük Falcao, Robin Van Persie veya Valbuena'yı izleyeceğiz diye, ülkemize ihanet etmeyelim. Yerli futbolcu yabancı ile rekabet etmeli ama kaliteli, yetenekli yabancı ile. Madem yabancı sayısı sınırsız olsun, bari yaş sınırı olsun. 24-25 üstü yabancı almayın, o zaman kural mantıklı olur. Arada yetenekli veya gözden kaçmış geleceğin potansiyellerini yakalarsınız. Ancak yabancı çöplüğüne dönmüş ülkemizde, gençler kimden ne öğrenecek, bu kalitesizlik ile mi rekabet edecek?
Ben sınırsız yabancı futbolumuz için iyidir argümanını popülist ve son derece tabansız buluyorum. Siz Rami'leri, Falcao'ları, Valbuena'ları, Robin Van Persie'leri lige doldurursanız, bir iki sene verim alsanız bile, gençlerin önünü feci şekilde kapatırsınız. Bakın ülkemizde forvet, santrafor yetişmiyor. Sebebi, çağ dışı altyapılar ile birlikte niteliksiz yabancı furyası değil de nedir?
Son olarak, spor yazarı, yorumcu, muhabir ağabeylerime, kardeşlerime de bir seslenmek istiyorum. Lütfen şu milleti gaza getirmeyi bırakın. Yukarıda bahsettiğim tablo ortadayken, bizim ligden kalıcı bir Avrupa başarısı çıkmaz. 2000'den beri de zaten bir başarı çıkmadı. O zaman da zaten altyapıdan bir jenerasyon yakalanmıştı. İstisnai bir durumdu. Tekrarı bu endüstriyel futbol ikliminde mümkün değil. Türkiye'nin en güçlü kadrosu, en iyi teknik direktörü şu an Galatasaray'da. Bu kadroya değil Falcao, Cristiano Ronaldo'yu bile ekleseniz, Galatasaray Avrupa'nın ilk 5 liginin ilk beş sırasındaki takım ile baş edemez. Tesadüfi başarılar haricinde, sürekli bir rekabet üstünlüğü sağlayamaz. Futbol = para olduğu günden bu yana, oyunun kuralları çok değişti.
Bu nedenle, transfer konusuna doğru yaklaşmalıyız. Transferi bilinçli yapmalıyız. Ülke gündemini bir Kolarov, bir Falcao'ya kilitlediler. Yapmayın, etmeyin. Modelleri, genç yeteneklerin kazanılmasını, erken keşfedip takıma katmanın planlarını tartışmamız gerek. Biz bir futbol ülkesi değiliz, sadece futbolu seven bir ülkeyiz. Nasıl bir futbol ülkesi olabiliriz bunu tartışmamız gerek.
Transfer politikaları, bunun için iyi bir başlangıç noktası. Twitter veya e-posta üzerinden görüşlerinizi bekliyorum.