Maça henüz günler kala başlayan veya daha doğru bir ifade ile “başlatılan” gerginlik, bu akşam meyvelerini verdi. 1461 Trabzonspor ve Trabzonspor taraftarı, her Fenerbahçe maçında sürdürdükleri olumsuz tutumu bu maçta da devam ettirdi. Kötü tezahürat, sahaya atılan maddeler, tahrikler ve taşkınlıklar yine futbolun önüne geçti.
Mazisinde büyük başarılar olan, saygın ve Anadolu ruhunu taşıyan bir camianın büyük taraftarının (en azından bir kısmı), son 15-16 yıldır (1996' dan bu yana) Fenerbahçe' ye bu hasmane tutumunu anlamak mümkün değil. Elbette ki 1996 ve 2011 travmalarını şehrin atlatması kolay olmadı, bunu anlıyoruz. Ancak gösterilen tepkinin şekli bu olmamalı. Bu tepki; haklı bile olsanız sizi haksız gösterir. Bu tepki kabul edilebilir değildir. Bu taşkınlıkları yapanlar, yönlendirenler ve Trabzonspor taraftarını kışkırtanlar neden bir türlü ıslah edilemiyor bunu anlamak mümkün değil. Camia olarak yaşanan 2 travmadan kaynaklanan psikolojiyi anlıyorum ancak Trabzon şehrine ve taraftarına yakışan tutumlar bunlar değil. Hak böyle aranmaz. Hele Aykut Kocaman' ın kafasına atılan madde gerçekten de yakışmadı.
Maça gelince, Fenerbahçe' nin sahada 80 dakika varlık gösteremediği bir maç oldu. 1461 Trabzonspor takımı maç boyu Aykut Kocaman' ın artık ezberlenmiş defansif 4-2-3-1' ini zorlayacak tüm tedbirleri aldı. Topu oyuna sokma becerisi sınırlı, hatta kötü olan Serdar ve Egemen' e ileride baskı kurup, tek forvet Kuyt' ı ikili markaja alıp, top aldırmayarak ve oyunu 40 metreye daraltarak Fenerbahçe' yi kilitlediler. Fenerbahçe orta sahasında Selçuk, Topuz ve Stoch da fazlasıyla top kaybı yapınca ve ağır futboldan dolayı takım ileride çoğalamayınca, Fenerbahçe neredeyse 80 dakika sahada varlık gösteremedi.
Maç sonuna doğru 1461 Trabzonspor' un maç konsantrasyonu ve fizik kondisyonunun düşmesi ve Gökhan, Mehmet Topal ve Semih' in oyuna girmesi maçta dengeleri değiştirdi ve Fenerbahçe' nin pozisyonlar bulmasını sağladı. Fenerbahçe 78. dakikadan itibaren tehlikeli gelmeye başladı ve önce Semih, sonra Kuyt ile 2 gol bularak maçtan 2-0 galip ayrıldı.
Maçta Fenerbahçe adına dikkatleri çeken en önemli konu Salih' in performansı oldu. Semih' de iyi sinyaller verdi. Topuz kilo sorunu yaşıyor olsa da gayretliydi. Serdar ve Egemen son derece uyumsuzdu. Orhan bir türlü verilen şansları değerlendiremiyor. Caner ve Stoch sezon performanslarının altındaydılar. Kuyt ise kötü, hareketsiz bir maç çıkardı. Selçuk Şahin' in ofansta varlık gösterememesi normal ancak bu maçta defansif açıdan da yetersizdi.
Fenerbahçe Aykut Kocaman' ın basın mensupları ile gerçekleştirdiği sohbette belirttiği üzere defansif 4-2-3-1' e devam ediyor. Futbolu hiçbir keyif vermediği gibi, hocaları için sözler veren futbolcular da sahada kayıptılar. Fenerbahçe bu çağdışı futbol sistemi ile 1461 Trabzon' a karşı bile zorlandı. Rakibinden 75 dakika daha az koştu. Futbolcular mücadele etmedi. Topsuz alanda hareketli değillerdi. Defansif, kontrollü futbol felsefesi artık futbolcuların genetiğine işlemiş. Bu saatten sonra, futbol genetiği bozulmuş bu ekibin hücum futbolu oynaması da çok zor.
1461 Trabzonspor, artık her takımın Fenerbahçe' yi çözebildiğini gösterdi. Fenerbahçe stoperlerine baskı uygulayıp, sahada sert ve baskılı bir futbol ile pas trafiğini bozan, tandemin arkasına adam kaçıran her rakip Fenerbahçe' yi yenebilir. Buna PTT 1.lig takımları da dahildir. Zira, Fenerbahçe, kötü oynadığı, pas yapamadığı ve pozisyon bulamadığı maçlarda birde rakipleri kadar koşmayıp mücadele etmediğinden, rakip takım kim olursa olsun pozisyon bulma, oyuna hükmetme şansı olmuyor. Fenerbahçe adının ve bütçesinin büyüklüğünü sahaya yansıtamıyor. Fenerbahçe takım olarak sahaya konsantre değil. İstekli değil. Çok yumuşak ve hareketsiz oynuyor. Ligin belki de en az faul yapan üç takımından birisi olmak zaten her şeyi net bir şekilde ortaya koyuyor. Sorun burada.
Fenerbahçe transferde kimi alırsa alsın, bu tablo değişmez. Fenerbahçe' nin sistem tercihi ve Kocaman' ın futbol felsefesi hatalı. Takımın üretkenliği ve kapasite kullanımı çok düşük. Konsantrasyon yerlerde. Devre arasında yapılan çalışmalar pek başarılı olamamış gibi gözüküyor.
Aykut Kocaman yerinde olsam, transfer falan yapmam. Bu saatten sonra yapılacak transferden verim almak zor. Yeni transferler kampa dahi yetiştirilemedi. Uyum sorununu aşmaları 7-8 hafta sürüyor. Transferde çok geç kalındı. Yobo' nun ikinci yarıda olmayacağını düşünerek, çok önceden bir planlama yapılması gerekiyordu. Şimdi alınacak bir stoperden fayda sağlamak zor. Hatta bu saatten sonra, Belhanda' nın da fayda sağlayacağını düşünmüyorum.
Kocaman ne yapmalı? En doğrusu 4-4-2' ye dönerek, mücadeleyi öne çıkaran bir kadro ile rakibe ileride basan, topu rakip sahada tutacak ve en azından rakipten çok koşabilecek bir 11 oluşturmak. Salih' in mutlaka kazanılması ve her maç oynatılması gerekiyor. Salih, devamlı oynatılır ise en iyi devre arası transferi olur. Semih' in kazanılması, takımın rakip sahada top tutması ve pas trafiği açısından önemli. Semih gibi bir forvetiniz varken kenarda oturtmak doğru değil. Semih ve Sow' un iyi bir ikili olacağını düşünüyorum. Sağda Mehmet Topuz, solda Kuyt' ın görev yapması mücadele gücünü artıracaktır. Orta göbekte Mehmet Topal ve Salih görev almalıdır. Cristian kesinlikle yalancı koşuları, kötü duran top kullanımı ve pas kayıpları ile Fenerbahçe' nin saha içindeki darboğazıdır. Salih yerine Cristian' ın tercih edilmesi büyük bir futbol vizyonsuzluğu olur. Fenerbahçe Volkan- Gökhan, Egemen, Bekir, Hasan Ali- Mehmet Topuz, Mehmet Topal, Salih, Kuyt- Semih, Sow 11 ile çıktığı, rakibe ileride bastığı ve rakibinden fazla koştuğu her iç saha maçını kazanır. Deplasmanda ise en azından 1 puanla dönebilir. Aykut Hocanın sistemi ile devam edilir ve bazı oyuncularda ısrar edilir ise, sonuç büyük bir hüsran olacaktır. Belhanda falan da bu sonucu değiştiremez.
Fenerbahçe' nin son 5 senedir transfer politikası tek kelimeyle facia. Eldeki gerçekten önemli yıldızları da tutamayınca, kadro kalitesi iyice düştü. Bu saatten sonra alınacak hiçbir futbolcudan verim alınamaz. Transfer olayını taraftar tepkisi ve talebi için yapacaklar ise hiç yapmasınlar. Paraları sokağa atmasınlar. Son yıllarda Josico, Maldonado, Serdar, Orhan, Dia, Cristian, Yasin, İlhan, Gökhan Ünal, Guiza, Bienvenu gibi isabetsiz transferlere imza atan Yönetimin, üzerindeki baskıyla hareket ederek kısa vadede verim alınamayacak ve uyum sağlayamayacak 1-2 futbolcuyu daha kadroya katması çok anlamsız olur. Fenerbahçe yönetiminin transfer sistemini gözden geçirmesi ve gerçekten iyi bir sistem kurmaya çalışması gerekiyor. Bu kafa yapısı ve sistemle Fenerbahçe' nin transfer başarısı "ya tutarsa" anlayışına kalıyor.
Herkese iyi haftalar dilerim