90 dakika boyunca 3 puan isteyen Fenerbahçe ve açıkça 1 puanı hedeflemiş bir Galatasaray vardı. Aslında her iki takım açısından da hedefler netti. Her iki takım da bu hedefleri doğrultusunda bir futbol sergiledi.
Fenerbahçe, 80 dakika boyunca rakibini kendi yarı sahasına kapattı. Çıkmasına, pas yapmasına, organize hücum geliştirmesine izin vermedi. Topun Burak' ın ayağına 10 kez geldiğini sanmıyorum. Zaten maçın son 5 dakikasında Fenerbahçe' li futbolcuların ayaklarına giren kramplar maçın özeti idi.
Maç öncesi yazımda da ifade ettiğim gibi Fenerbahçe tarihinin en kötü hücum üçlüsüne sahip. Golü atmış olmasına rağmen Kuyt, Emenike ve Sow, maçta hiç bir olumlu iş yapmadılar. Sadece Kuyt mücadele etti. Her üçü de çok fazla top kaybı yaptılar. Ancak arkalarında oynayan 8 futbolcu da inanılmaz bir mücadele ortaya koydular. Volkan' dan başlayarak, Diego' ya kadar, Fenerbahçe üst düzey tempo yaptı. Topu kazanıp, ileri aktardılar, kazanıp aktardılar ama top ileride kalmadı.
İsmail Kartal, Emenike ve Sow yerine Alper ve Webo ile başlamış olsa, maç daha ilk yarıdan kopabilirdi. Fenerbahçe bu üçlü ile zor kazandığı, gayet güzel olgunlaştırdığı atakları çok verimsiz bitiriyor. Ne top tutabiliyor, ne kendi aralarında paslaşabiliyor, ne de sonuca gidecek aksiyonları yapıyorlar. Fenerbahçe doğru dürüst bir forvet hattı ile bu maçta 3 farkı yapabilirdi.
Galatasaray esasen bu maçtaki kötü görüntüsüne rağmen, bu denli kötü bir takım değil. Bu kadar pasif bir futbol oynaması beklenmiyordu. Bir puan için oynamak, oyunu geride kabul etmek Galatasaray' ın karakteri değil. Kendi oyun karakterinden uzaklaşınca Galatasaray sıradan bir deplasman takımına döndü. Ayrıca Yasin, Emre gibi isimlerin oyuna geç dahli de, orta sahanın tamamen Fenerbahçe' ye bırakılmasına sebep oldu. Selçuk, Hamit, Chedjou Galatasaray' ı defansif yönde ayakta tuttuysa da, hücumda gerçekten de hiç bir olumlu iş yapamadılar.
Fenerbahçe' de maçın zora girmesinin en büyük nedeni, yine bu olumlu tablonun mimarı olan İsmail Kartal. Çok iyi niyetli ve duygusal bir insan olan hoca, Emenike, Sow ve Kuyt üçlüsünden asla vaz geçemiyor. Oysa bunlar üçü bir arada verimli değiller. Bu inat veya duygusallık, İsmail Kartal' ın kolay alacağı galibiyetleri zora sokmasına neden oluyor. Ancak Diego kararı da kendisi adına olumlu bir karardı. Diego çıktığı dakikaya kadar takımın tüm hücum organizasyonlarının merkezinde vardı. Emre ve Diego gibi iki akıllı orta saha, pas trafiğini gayet iyi yönetti.
Fenerbahçe' de Sow ve Emenike' nin yanında Caner' de son derece kötü idi. Fenerbahçe Caner ile soldan hiç bir etkinlik sağlayamadı. Gökhan ise sağda son derece gayretli idi. Telles- Olcan ikilisinin bulunduğu Galatasaray sol kanadını Fenerbahçe yeterince kullanamadı. Fenerbahçe o kanadı tercih etmeliydi. Ancak maç içinde çoğunlukla sol tarafı tercih ettiler. Ancak burada Sabri ve Umut' un fizik güçleri ile iyi bir savunma performansı gösterdiğini de vurgulamalıyız.
Galatasaray' da Umut tercihi tamamen Fenerbahçe maçlarını sevmesinden kaynaklandı. Umut Fenerbahçe' yer ters gelen bir futbolcu ama Yasin' in orta saha etkinliğini sergileyemedi. Hamza Hocanın en büyük hatası bence bu oldu. Fenerbahçe presi ile 1. ve 3. bölge bağlantısı kopan Galatasaray' da Hamza hocanın ikinci hatası, bu kopukluğu erkenden fark etmemiş olmaktı. Emre ve Yasin oyuna çok geç dahil olunca, tüm ikinci bölge Fenerbahçe' ye kalmış oldu.
Bu arada bir parantez Volkan için. Bence maçın adamı idi. Öyle kritik kurtarışlar yaptı ki, bence Fenerbahçe 3 puanı Volkan' ın ellerine borçlu. Böylesi ağır bir psikolojik atmosfer ve kazanma baskısı altında Fenerbahçe gol yemiş olsa idi bunu çevirmesi imkansız olabilirdi.
Fenerbahçe zayıf forvet hattına rağmen, güçlü savunma ve orta sahası, maçı domine etti. Ancak ceza sahası etkinliği çok düşüktü. Galatasaray ise hücum yönlü yeteneklerini sahaya yansıtamadı.
İsmail Hoca' nın Sow ve Emenike inadı deyince aklıma şampiyonluğun son maçta Bursaspor' a kaybedildiği sezon geldi. O sezon boyunca da Daum, belki de Aziz Bey' in baskıları ile yeteneksiz ve formsuz Guiza' da ısrar etmiş ve bu ısrar Fenerbahçe açısından bir travmaya dönüşmüştü. Benzer bir risk de şu an Sow ve Emenike için geçerli. Fenerbahçe acilen Diego- Alper- Webo üçlüsünü ilk 11' e monte etmeli. Hatta Kuyt' ın da en az 2 hafta dinlendirilmesi şart. Bizden söylemesi.
Galatasaray açısından kaybedilen üç puan, hem de Kadıköy deplasmanında, çok anormal değil. Hele de böyle istekli ve motive bir Fenerbahçe' ye karşı. Galatasaray ile ilgili söylenebilecek tek husus, son haftalarda oyun isteğinde bir düşüş var. Sneijder, Selçuk, Olcan gibi üst düzey yetenekli ayaklarının sırtında daha ne kadar gidebilirler bilmiyorum. İstek ve motivasyonlarını artırmaları şart. Emre ve Yasin' in ilk 11' de sürekli yer alması takımın direncini ve oyun zekasını artıracaktır.
Sonuç olarak Fenerbahçe, hak ettiği bir 3 puanı aldı. Lig yeniden başlamış oldu. Bu haftadan itibaren yaşanacak heyecan tüm futbolsevere iyi gelecek.