Maça iki teknik adamın taktik performansları damga vurdu. Sahada daha iyi olan Fenerbahçe, kulübede daha iyi olan Ünal Karaman'dı. Bu sebeple beraberlik geldi.
Ünal Karaman Fenerbahçe'yi iyi analiz etmiş. Fenerbahçe orta sahasının Muriqi ile pas bağlantılarını çabuk oyuncuları ile kesti. Jailson-Emre'ye iyi pres yaptı. Fiziksel olarak daha iyi, daha diri ve çabuk oyuncuları ile pas bağlantılarını kesti, kanatlara aktarımı önledi. Oyunu sıkıştırdı, soğuttu ve yavaşlattı. Bu şekilde 1 puanı aldı.
Ersun Yanal ise geçen haftaki kurguyu bozmadı. Aslında Sahada ilk yarıda çok iyi bir Fenerbahçe vardı. Trabzonspor'un taktik disiplinine, hızlı ve dikine pas bağlantıları kurarak cevap verdiler. Trabzonspor'un olağanüstü presini isabetli paslar ile kırdılar, sonuca gidecek kilit pasları da yaptılar ancak 4 net pozisyondan yararlanamadılar. İkinci yarıda da Uğurcan'ın müthiş performansı, Yanal'ın oyunu okuma hataları ve fiziksel düşüş maçta 2 puan kayba neden oldu.
Fenerbahçe ilk iki maçta olduğu gibi bu maçta da topa hakimdi. %69'a %31 gibi bir oranda topa sahip olmak aslında maçtan 3 puan almak için 90. dakikaya kadar umut verdi, ancak maç boyu son vuruşlar ve son pas- şut tercihleri kötüydü. Tabi burada özellikle ilk yarı performansı ile Kruse'yi ayırmak gerek. Ara pasları, kilit pasları ve oyun görüşü ile fark yaratan oyuncuydu.
Trabzonspor ikili mücadele ve hava topu performansı ile sahaya denge getirdi. Zaten böyle topa hakim bir takımdan başka türlü de puan alınması mümkün değildi. İkili mücadelede %53'e %47, hava toplarında ise %57'ye %43 gibi ezici bir üstünlük kazandılar. Fenerbahçe'nin teknik ama kırılgan oyununu bu şekilde kilitlediler.
Trabzonspor' un pas bağlantılarını kesme planı başarılı oldu. Max Kruse ve Vedat, sırasıyla 61 ve 40 defa topla buluştular, her seferinde ikili baskı gördüler. Özellikle ikinci yarı ikisi de düşüşe geçti. Trabzon'da ise Jose Sosa 68 ile en fazla topla buluşan oyuncu oldu, az buluşmuş olsa da iyi pas yaptı, takımını iyi yönetti. Zanka ve Jailson'un defansif performansları kötü ve güven verici olmasa da, topla buluşma ve pas sayıları, topu oyuna sokuşları ve orta saha destekleri çok başarılıydı.
Fenerbahçe 21, Trabzonspor ise 10 şut attı. Fenerbahçe 9, Trabzonspor ise 5 isabet buldu. Fenerbahçe'nin son vuruşlarda geçen seneki beceriksizlik veya şanssızlığı hatırlattığı bir maç oldu.
Fenerbahçe, bu sene gerçekten çok farklı. İstek, pas kabiliyeti, organizasyon, oyuna hakimiyet var. Son vuruş beceriksizliği devam etse de, pozisyon bulma rahatlığı dikkat çekiyor. Ancak işin savunma tarafı çok sıkıntılı. Bana göre Zanka topu oyuna sokmada iyi olsa da, hava toplarında ve ikili mücadelelerde çok zayıf. Jailson elinden geleni yapsa da stoperde fiziksel olarak zayıf ve pozisyon hataları oluyor. Birebir veya ikiye birlerde güvensiz kalıyor. Ozan ve Dirar gerçekten de savunma tarafında ne kademe, ne de alan savunmasında başarılı değiller. Gerçek anlamda bek görevleri yerine, orta saha oyuncuları gibi oynuyorlar. Bu hücumda artı olsa da, topun kaybedildiği ve hızlı kontra atak yenen anlarda geçiş oyununda büyük problem. Trabzonspor'un golünde bu stoper ve bek hatalarını açıkça gördük.
Fenerbahçe'nin sadece Kolarov değil, Kjaer gibi sağlam ve dengeli bir stoperi de alması şart. Sorloth karşısında Jailson- Zanka'nın fiziksel olarak ezildiğini gördük. Bu tür forvetlere karşı Serdar tercih edilmeli. Ozan'ın da acilen orta sahaya dönmesi gerekiyor. Özellikle Emre ve Kruse'nin ikinci 45'lerde düştüğünü görünce, sağlam bir Ozan ve Gustavo'nun önemi ortaya çıkıyor.
Gustavo'da transfer edilecek ise, Fenerbahçe'de Yanal'ın oyun sistemini yeniden gözden geçirmesi gerekecek. Ancak hocanın kafasında, Ozan-Dirar ile devam etmek, sol bek gelirse, en azından Ozan'a yer açmak için bekte kullanmak tercihi var. Bu da Ozan'dan verim almayı oldukça engelliyor.
Ünal Karaman'ın işe ise zor. Önce Yusuf'un transferi, sonra da Abdülkadir'in sakatlığı ile takım %30-40 güç kaybetti, sıradan bir takım haline döndü. Bugün alınan 1 puan kimseyi kandırmasın, sadece fizik güç, mücadele ve rakibi bozma futbolu ile ilk 3 zor. Ünal Hocanın takımın kırılgan hücum performansını istikrara kavuşturması şart.
Zevkli bir maç oldu. İki tarafı da tebrik ederim.
Son olarak Fırat Aydınus'u pek çok yorumcu beğendi ancak ben 2 noktada eleştiri yapacağım. Birincisi bana göre ilk yarıda Trabzonspor'lu futbolcunun eline çarpma pozisyonu penaltıydı, çünkü seken bir top olsa bile, yavaş çekimden izlerken istemsiz bir müdahale olmadığı yönünde gözlemim oldu. İkincisi de Uğurcan'ın vakit geçirme hareketlerine olan sabrı idi. Uğurcan resmen maçtan 5-6 dakikayı aldı götürdü. Aydınus bu konuda pasif kalmayı tercih etti. Ben Aydınus'un iyi bir maç yönettiğini düşünmüyorum. Kritik hatalar yaptı. Trabzonspor'u kolladı diyemem ama takdir haklarında Trabzonspor'a bir hayli bonkördü.
Kaybedilen 2 puanı Ersun Yanal'a, kazanılan 1 puanı ise Ünal Karaman'a yazıyorum. Önemli bir deplasmandan alınan 1 puan başarıdır.