Pazar gecesi kıran kırana bir derbi izleyeceğiz. Terim Yanal' a karşı. Bu karşılaşma şüphesiz Terim açısından daha ilginç olacak, çünkü önceki sezonlarda ezeli rakibinin hocası Aykut Kocaman' dı ve Kocaman temkinli, defansif ve kontrollü bir futbolu tercih ediyordu. Terim, Kocaman' ın futbol anlayışını çözdüğünden dolayı, son 2 sezonda bazı kritik maçlarda Galatasaray futbol olarak Fenerbahçe' ye üstünlük sağlamayı başarmıştı. Bu başarı, son 2 sezonki şampiyonluk başarısı ile birleşince, Fenerbahçe' nin Galatasaray' a karşı son 10 yılda sağladığı psikolojik avantajın dengeye gelmesine de imkan vermişti.
Gerçekten de Terim, Kocaman' ın futbol felsefesi ve sistemindeki en büyük sorun olan, baskı karşısında dağılma ve oyunu kendi yarı alanında kabullenip, ceza sahasına yaslanma probleminin üzerine gidiyor ve sonuç almayı başarıyordu. İki takımın berabere kaldığı maçlarda dahi, Fenerbahçe çekingen bir futbol ile taraftarını memnun edememişti.
Bu sene Terim' in işi biraz zorlaştı. Neden mi? Çünkü Yanal hücum futbolunu seven bir hoca. Üstelik Yanal' ın çabuk top kullanıp, dikine paslar ile hızlıca hücuma çıkma felsefesi, Terim' in Fenerbahçe' ye karşı maçın daha ilk dakikalarından itibaren yoğun pres ile başlayarak, defansı ileride kurup, kendi sahasına hapsetme planlarını tehlikeye düşürebilir. Yoğun pres yaparken, takım olarak rakibine ileride basan ve bunun için de defansını ileride kuran bir Galatasaray takımı, topun Kuyt-Sow-Webo üçlüsüne hızlı ve uzun toplar ile aktarılması halinde büyük sıkıntılar yaşayabilir ve maçta henüz 30 dakika bitmeden, Fenerbahçe lehine sürpriz bir skor ortaya çıkabilir.
Burada soru şu; Terim, son iki sezonda olduğu gibi, sıkıntılı olduğunu düşündüğüm defans dörtlüsünü ileride kurarak, rakibe maçın ilk dakikalarından itibaren yoğun pres yapıp, kazandığı topları hızlı bir şekilde Sneijder, Hamit ve Drogba' ya aktarmaya mı çalışacak (eski anlayış), yoksa daha temkinli, dengeli ve kontrollü başlayıp, kanatlar ve duran toplardan mı sonuca gitmeye çalışacak?
Terim' in son 2 sezonda Fenerbahçe' ye karşı oynadığı futbol anlayışını ve sistemi aynen tekrarlayacağını düşünüyorum. Terim Salzburg maçını izlediyse, bu sistemin kendisi için oluşturacağı tehlikeyi fark etmiştir, ancak Galatasaray' da bir Salzburg değil. Salzburg' un kısa süre içinde yediği golleri kendi savunmasının yemeyeceğini düşünüp, Fenerbahçe' ye yine ileride basıp, sonuca gitmeye çalışacaktır.
Yanal' da Terim' in zafiyetlerini bilen bir hoca. Rakibinin Eboue, Chedjou, Semih ve Hakan' dan oluşan dörtlüsünün uyumsuz ve arızalı olduğunu biliyor. Ancak Terim' in defansını ileride kurmaktan vaz geçmeyeceğini de biliyor. Maçın daha ilk dakikalarında başlayacak yoğun Galatasaray baskısını, Emre, Mehmet Topal ve Cristian ile durdurup, kazanılan topları, hızlı bir şekilde sağdaki Kuyt ve soldaki Sow' a aktarmayı düşünecek. Webo' nun Semih Kaya' nın kontrolü altında olacağını bildiğinden, hücum aksiyonlarını geriden hızlı çıkış yapacak Kuyt ve Sow' un üzerine kuracaktır.
Bu sene sahada dengeyi bozabilecek diğer bir isim de Bruno Alves. Dört kişilik savunma yapan, hem yanındaki stoperin hem de iki bekin açıklarını tek başına kapatan Alves, sahada dengeleri değişitirebilir. Alves, Mehmet Topal, Kadlec ve Mehmet Topuz dörtlüsünün, ceza sahası içinde iyi pozisyon alması ile Fenerbahçe hava toplarında da rakiplerine fazla pozisyon vermiyor. Ayrıca hücuma da katkı veren Alves, Terim' in hesaba katması gereken önemli bir unsur olacak.
Kadro kalitesi olarak, Galatasaray Fenerbahçe' nin üzerinde. İki takımın da savunma hattı son derece kötü. Orta sahalar, birbirine denk gözüküyor. Galatasaray' da Melo, Fenerbahçe' de Mehmet Topal 'ın form düzeyleri, savunmaların direncini de doğrudan etkileyecek. Bu noktada son 2 maçın en iyisi Mehmet Topal ile Fenerbahçe bir adım önde. Karakteristik olarak maç seçen ve maçına göre performans veren Cristian ile sezona Galatasaray' ın hücum lideri olarak başlayan Sneijder' in hücum performansı da derbinin kaderinde etkili olacak.
Galatasaray' ın en zayıf tarafı sol kanadı. Fenerbahçe ise sağ kanadı iyi kullanıyor. Fenerbahçe' nin en büyük dezavantajı ise kalecisi. Mert Günok yetenekli ve gelecek vaat eden bir kaleci ancak büyük maçların stresini kaldıramıyor. Geçen sene Süper Kupa finalinde yaptığı hata kupayı kaybettirdi desek yeridir. Kale ise, Galatasaray' ın en güçlü yeri. Muslera gerçekten de maç dengelerini değiştirecek kadar iyi bir kaleci. Bu noktada Mehmet Topal ile birlikte son 2 maçın en formda ismi olan Volkan' ın cezalı olması büyük handikap.
Sneijder- Drogba ve Cristian- Sow ikilisinin sergileyecekleri ekstralar önemli. Drogba- Alves ve Chedjou- Sow mücadelelerini izleyeceğiz. Fenerbahçe, Selçuk İnan' ın Galatasaray ise Emre' nin üzerine baskı yaparak pas trafiğini baltalamak isteyecektir. Selçuk-Emre mücadelelerini de bir hayli fazla izleyeceğiz.
Genellikle derbiler öncesi, tıpkı sayın Mustafa Denizli gibi maçları kafamda oynatırım. Bir anlamda maçların simülasyonunu yaparım. Bu maç için yaptığım simülasyon, maçın gollü geçeceğini ortaya koyuyor. İlk golü atan takım, kupayı kazanma açısından büyük bir psikolojik avantaj kazanmış olacak. Maçta 2-1 ve üzerinde bir skor bekliyorum. Her iki taraf lehine 2-1, 3-1' lik galibiyetler ya da 2-2, 3-3 gibi beraberlikler sürpriz olmaz. Maç berabere biter ve uzatmalara giderse, Fenerbahçe, yedek kulübesi olarak daha güçlü olduğundan, uzatmalarda gol bularak, kupaya uzanabilir. Öte yandan, maçta favorim Galatasaray ve Fenerbahçe' nin kupayı alması için takım olarak müthiş bir performans sergilemesi gerekiyor. Dört günde bir takım böylesi müthiş performansı sergileyecek kadar değişebilir mi, bunu göreceğiz.
Derbide fair play ruhunu görmek istiyoruz. Kaybeden, kazananı alkışlamalı ve ülkemizde futbolun normalleşmesi için bu adım atılmalıdır.