Pereira Fenerbahçe takımının bu görüntüsü ile kalıcı gözükmüyor. Ben dahil, onlarca spor yazarı her yazısında bunu ifade ediyor. Fenerbahçe' nin kötü futbol oynadığı konusunda tüm spor yazarları ve yorumcular, tarihte görülmeyen bir şekilde uzlaşmış durumda.
Pereira' nın basın toplantısında kendisine sorulan gayet makul bir soruya tavır koyarak, sinirli bir şekilde tepki göstermesi aslında gergin ve endişeli olduğunun en büyük göstergesi. Sene başındaki keyifli, neşeli Pereira nerede, şimdiki Pereira nerede?
Kendisi de işlerin iyi gitmediğini biliyor ve görüyor.
Fenerbahçe teknik direktörlüğü başarısızlığı kaldıracak bir makam değildir. 2.liğin bile başarısızlık sayıldığı bir koltuktur.
Düşünüyorum da Pereira için Fenerbahçe' nin sahada iyi futbol sergilemesi acaba ne kadar öncelikli? Sonuçta Pereira bir profesyonel. Konuya şöyle bakıyor: işimi yaparım, başarılı olursam olur, olamazsam paramı alır giderim. Böyle bakması da aslında garip değil. Tüm profesyoneller böyledir zaten!
O sebeple, Pereira için sahada 20- 30 dakikalık "sözde" iyi futbollar yeterli. O sebeple 1-0 lar yetiyor. O işini yaptığını düşünüyor. Taraftarın beklentisi umurunda değil. O işime bakarım diyor. Başarısızlık halinde taraftarın yaşayacağı üzüntü, yönetimin alacağı tepkiler çok da umurunda değil. Çünkü o bir profesyonel!
Türkiye' ye ilk geldiğinde, belli ki ligimizi hafife almış. Kafasındaki 4-4-2' yi oynatamayacağını anlayınca, futbolun en ilkel prensibine sarıldı. Defans yap, gol yeme, atarsan bir tane at, üstüne yat!
Elinde kısmen buna uygun futbolcular da var. Savunma yönü güçlü 3 bek, bu şekilde oynamayı seven 3 stoper, bu şekilde verim sağlayacak 3 ön libero var. Bunların dışında kalan futbolcular ise bu tarz futbola uygun değil. Ancak oynatıyor. Herkesi o şekilde oynatıyor. Nani ve RvP' ye bile hücumu unutturdu.
33 senelik bir futbol seyircisi olarak, böyle bir taktik anlayışı ilk defa görüyorum. Adeta, 6-2-1-1 gibi sisteme dönmüş durumda. Mehmet Topal stoperlerin arasında, bazen azıcık önde, Jozef tamamen kendi yarı sahasının ortalarında, bekler tamamen geride, Diego çoğu zaman ön liberoların olması gereken bölgede, sağa, solda, bekte, stoperde..
Böyle bir yapı içinde Fernandao ve RvP eleştiriliyor. Adamlar ne yapabilir diye durup düşünmek gerek. Bu adamlar geriye gelip top taşımaya bile çalışıyor. Gol bölgelerinde zaman geçiremiyor. Tehlikeli bölgelerde top alamıyor.
Pereira, adeta bilgisayarında futbol menajerlik oyunu oynar gibi, tuhaf ve anlam veremediğimiz sistemler ile oynuyor.
Fenerbahçe antrenmanlarını izleyen, yakından takip edenler, fizik kondisyon, patlayıcı kuvvet, sürat, çabukluk gibi parametrelerden ziyade topa dönük çalışmaların 5''e 2 lerin ağırlıklı olduğunu söylüyorlar. Bu antrenman sistemi, sahada dar alanda oynamayı, kontralar ile çıkmayı, defansif anlayışı ön plana tutan bir antrenman sistemi. Geniş alanda oynayan, rakibe ileride basan, üçüncü bölge presi ile top kazanıp, ani hücumlar ile gol bulmayı hedefleyen bir hücum futbolunun değil.
Ersun hocanın yaptırdığı antrenmanlar ile karşılaştırın, farkı anlayacaksınız.
Gelelim, Terraneo' ya.
Pereira tartışılırken, onun hiç tartışılmıyor olması tuhaf.
Sportif direktörlük makamı, sadece transfer yapan, hocayı getiren sonra oturulan bir makam mıdır?
Fenerbahçe bu denli karışıkken, taraftar hoca aleyhine dönmüşken, hoca dengesini kaybetmeye başlamışken, sportif direktör nerededir? Terraneo neden ortalarda gözükmemektedir?
Eğer görev tanımında sadece hoca getirmek ve transfer yapmak var ise, buna sportif direktör demeye gerek var mıdır? Kulübe maaşlı eleman yapmaya gerek var mıdır?
Zor zamanda ortada gözükmeyen bir sportif direktör, sportif direktör müdür?
Pereira ve takıma sahip çıkması, Pereira ve futbolcuların arkasında durması, kötü gidişi hoca ile değerlendirmesi gerekmez mi?
Takımın bu vahim hali ile ilgili ne düşünmekte, ne planlamaktadır? Örneğin devre arası için hoca alternatifleri ve transfer konusunda çalışmakta mıdır?
Gerekmez dostlar. Çünkü Pereira gibi o da bir profesyoneldir! Kendisine göre işini yapıyor. Sene sonunda şampiyon olunmaz ise, taraftar üzülür, yönetim zor durumda kalır, o parasını alır çeker gider.
Futbolculara gelirsek;
Bu kadar kaliteli bir çalışma ve yaşam ortamı sunan, paraların zamanında ödendiği, Avrupa piyasasının üstünde ücretler verilen, taraftarın bu denli cefakar olduğu bir kulüpte forma giymenin idrakinde değiller. Özellikle Nani, RvP, Alves, Kjaer, Markovic ve Meireles için söylüyorum. Kapasitelerinin çok altında performans gösteriyorlar. Mevcut durumu takıyor gibi değiller. Onlar da tıpkı Pereira ve Terraneo gibi profesyonel bir duruş içindeler!
Futbolcuların kondisyonları 60 dakikayı kaldırıyor, bunda hepimiz hemfikiriz. Fizik güçleri yerlerde. Ancak bazı maçlar 60 dakika oynayabiliyorlar. Diğer maçlarda bu da yok. Bari her maç bu 60 dakika ayakta kalın! Maç seçiyorlar, istisnasız hepsinin üzerinde bir ağırlık var, yüzleri gülmüyor. Takımda arkadaşlık falan da olduğuna inanmıyorum. Neden? Herşeyi hocadan mı beklemek gerek. Bu takımın kaptanları nerede?
Fenerbahçe' yi maalesef bir iki yönetici, taraftar ve bir avuç samimi spor yazarı dışında önemseyen yok. Bazı taraftar grupları bile kraldan çok kralcı olmuş vaziyetteler. Eleştireni dışlayarak Fenerbahçelilik yaptıklarını sanıyorlar.
Herkes fazlası ile profesyonel!
Oysa ki profesyonelliği yanlış anlıyorlar. Profesyonel, başarılı olmak, başarı sağlamak, beklentileri karşılamak zorunda olan kişidir. Profesyonellik sadece para alırken olmaz!
Fenerbahçe sahada Osmanlıspor' a Osmanlıspor gibi oynadı. 1-0 kazandı ama maç sonu Fenerbahçe taraftarı isyandaydı. Osmanlıspor'a Osmanlıspor taktiği ile oynamak, Fenerbahçe tarihi açısından da bir ilk oldu. Mimarlarını kutlarım!