Bertan Kaya

Bertan Kaya

bertan.kaya@hotmail.com

Tüm Yazıları

Fenerbahçe 106 yıllık asırlık bir çınar. 25 milyon taraftarı ile halen Türkiye' de büyük bir sosyal güç. Son 15 sene içinde ezeli rakibinin "futbolda" başarı açısından arkasında kalmış olsa bile, "sosyal etki" bağlamında ezeli rakibinden ciddi olarak önde. Bu konu ne futbolla, ne ekonomiyle, ne sosyoloji ile açıklanamaz. Gündemi her zaman Fenerbahçe belirler ve bu 106 senedir böyle olmuştur. Hafta sonları Fenerbahçe kazanır ise Türkiye haftaya moralli girer. Kaybetmişse, sadece Fenerbahçe' lilerin değil, tüm Türkiye' nin enerji seviyesi düşer. Fenerbahçe Türkiye' nin Hababam Sınıfıdır" Bu neden böyledir, anlamak da açıklamak da zordur.

Haberin Devamı

Ancak tam bu noktada rahmetli İslam Ağabey' in açıklaması aklıma geliyor; "Fenerbahçe büyüklüğü ne şampiyonluk büyüklüğüdür ne de kupa büyüklüğüdür. Onun büyüklüğü başka bir büyüklüktür işte. Adı konamaz".

Önce 3 Temmuz, sonra UEFA, en son da CAS süreci camiayı 106 yıllık tarihi içinde en fazla sarsan gelişmeler olmuştur. Haklı ve haksızın, suçlu ve masumun, doğru ve yanlışın iç içe geçtiği, sisli, puslu ve belirsizlik dolu bu süreçte en büyük zararı büyük Fenerbahçe taraftarı görmüştür. Bir yıkım sürecinin sonunda ayakta kalan, kalabilen yine aynı Fenerbahçe taraftarıdır. Nasıl ayakta dimdik kalabildiğinin cevabını yine İslam Ağabey' in meşhur sözünde aramak gerekir.

Gelinen en son noktada, CAS' ta Fenerbahçe' nin cezasını onayladı. Fenerbahçe uluslararası düzeyde kabahatli kabul edildi. Kişiler ve kurumlar ayrı değerlendirilmedi. Kişiler değil, tüm camia cezalandırıldı. Böyle olması istendi. Pek de objektif ve adil bir süreç yaşanmadı. Yargı kararı dahi beklenmedi. Maalesef, bu kararlar akla ve vicdana hitap etmedi.

Herkesin endişeyle sorduğu soru şu; şimdi ne olacak?

Herkes Aziz Yıldırım' sız bir dönemde neler olabileceğini düşünüyor. Aziz Başkansız bir Fenerbahçe' nin iyiye gitmeyeceğine ve kısa süre içinde gerileyeceğine inananlar var.

O zaman bu arkadaşların şunu bilmesinde fayda var. Fenerbahçe esasen Zico' nun gönderildiği sezondan bu yana sürekli geriliyor. Şampiyonluğun kazanıldığı sezon da dahil olmak üzere, Fenerbahçe bizim bildiğimiz Fenerbahçe gibi oynamıyor, Rakiplerine korku salmıyor. Takım, son dönemdeki hocaları sayesinde futbolun estetik ve keyif yönünü bırakıp, bilimsel yönü peşinde, taraftarını kahreden bir takıma dönüştü. Taraftarın tribünde rahat maç seyrettiği maç sayısı 4 sezonda 20' yi geçmedi. Takımın sembol isimleri yakışıksız şekilde gönderidli. Taraftar kendi içinde ikiye, üçe bölündü. Peki bu bir gerileme değil midir?

Haberin Devamı

Kötü stratejik planlamalar, hatalı hoca seçimleri, hocaların arkasında durmama, berbat transferler, yıllık 2-3 milyon Euro alıp, sahaya varlığını koymayan futbolcular, kulübü "bakkal gibi" yönettiğini itiraf eden yöneticiler, yeniliğe karşı zihinler ve 3 Temmuz' un katılaştırdığı, eleştirel düşünceye kapalı zihin yapıları ile ilerlemek mümkün mü? Elbette 3 Temmuz' un, 15 senenin getirdiği yorgunlukların ve bazı mihrakların da bu gerilemede payı çok büyük. Ancak bu, ortada bir gerileme olduğu gerçeğini değiştirmiyor.

Haberin Devamı

Kendisi dışındaki tüm organizasyon, yapı, unsur ve kişileri düşman kabul eden, ele geçirilme korkusu ile kendi içine kapanan, hatta kendi taraftar gruplarına dahi sırtını dönen bir anlayış ile başarı gelir mi?

Endişe edilen tablo bunların son bulması mıdır? Birilerinin ayrıcalıklı ve imtiyazlı konumlarını kaybetmeleri midir?

Evet bu zihniyetteki kişi ve gruplar endişe edebilir. Endişe etmekte haklılar. Çünkü köşe başları elden gidebilir.

Ama bizler, yani Türkiye' nin dört bir yanındaki, 24 milyon 900 bin Fenerbahçe taraftarı endişe etmeyiz çünkü biz İslam Ağabey' in sözüne inananlardanız. Fenerbahçe' nin sayın Başkan' dan ibaret olmadığına inananlardanız. Fenerbahçe' nin sayın başkan da dahil olmak üzere, kişilerin ve olayların üzerinde olduğuna inananlardanız.

Değişmeyen tek şey değişimin kendisidir. Değişime direnen, dünyaya sırtını dönen ve bu değişimi inkar edenler, bu değişimi yakalayamazlar. Değişimi yakalayamayan ise oyun dışında kalır. Bu sporda da böyle, teknolojide de, iş dünyasında da! Değişime ayak uyduramayan, eskinin paradigmasının savunucusu olan ve olaylara "biz" değil "ben" diye bakanlar, eski paradigma silinirken, silinir giderler. Ben söylemiyorum, modern dünyanın gerçeği bu.

Hiç kimse endişe etmesin. Fenerbahçe 106 yıl nasıl ayakta kaldıysa yine öyle kalır. Fenerbahçe küçültülemez, ele geçirilemez, yok edilemez bir büyüklüktür. Çünkü Fenerbahçe para ile, sportif başarı ile, kavga ile, siyasi destek ile ayakta kalmamıştır. Fenerbahçe "sevgi" ile ayakta kalmıştır. Fenerbahçe binalar, tesisler, sahalar, hocalar, futbolcular değildir. Fenerbahçe kalplerdir. Kalplerin içinde yaşar. Bu sebeple, Fenerbahçelinin endişe etmesine gerek yoktur. Bu taraftarın, yönetimin yıllardır kulubü savunmak adına, camianın etrafına inşa ettiği yüksek kale duvarları içine sıkışmaya ihtiyacı yoktur. Çünkü Fenerbahçe kalesi, Fenerbahçe' lilerin gönüllerine kurulmuştur ve eski paradigmanın ördüğü kalelerin aksine, bu gönül kalelerinin yıkılması imkansızdır. Fenerbahçe küçülen değil, büyüyen, çoğalan bir değerdir. Fenerbahçe etki edilen değil, etki eden bir yapıdır.

Gönüller yıkılmadığı sürece, Fenerbahçe kalesi yıkılmaz. Fenerbahçe' ye de hiç bir şey olmaz!

Şimdi Başkan' ı destekleyenler ile desteklemeyenler ikiye ayrılma eğiliminde. Bunu yapmayalım. Dönüp birbirimize bir bakalım. Sen, Başkanı destekleyen arkadaş! Yanında oturan ve desteklemeyen diğer arkadaşına bir bak! Üstünüzde aynı forma, gözünüzde aynı ateş, gönlünüzde aynı sevda, ruhunuzda aynı renkler var. Sen, bu bağın kopmasına izin verme. Aranıza siyasetin girmesine izin verme. Sen, başkanı desteklmeyen arkadaş! Destekleyen arkadaşının hassasiyetlerini anla, 15 senelik hizmeti hatırla, hiç kimse tamamen iyi veya kötü olamaz bunu fark et. Yapılan iyi şeyler adına başkana teşekkür et ve arkadaşına elini uzat. Asla Başkan ayrıldıktan sonra arkasından kötü konuşma. Eline güç ve fırsat geçince yüklenme yoluna gitme.

Gönülleri kazanalım. Artık kazanalım!

Çünkü gönülleri kazanmak, Fenerbahçe' yi kazanmaktır.

Kimse endişe etmesin, yeni bir Fenerbahçe başarıyla kurulur ve yeni dünyada yine hak ettiği yeri alır. Çünkü 25 milyon içinde, bu kulübü en iyi şekilde yönetecek Fenerbahçe sevdalıları mevcuttur. Tıpkı Sayın Başkan gibi.

O yüzden Fenerbahçe' ye şimdi ne olacak diye sorulduğunda, şu cevabı verin; Fenerbahçe şimdi çok daha iyi olacak. Buna da yürekten inanın.

http://twitter.com/bertankaya