Fenerbahçe, Gençlerbirliği' ne 2-0 yenilerek, lige havlu attı. Ancak bu havlu yere düşerken, kimse müthiş bir hayal kırıklığı yaşamadı. Zira görünen köy kılavuz istemez. Lig boyunca 7 mağlubiyet almış, iyi futbol oynamamış ve uzun lig maratonunda istikrarsız futbol sergilemiş olan Fenerbahçe' nin şampiyonluk iddiası zaten gerçekçi değildi.
Fenerbahçe Aykut Kocaman yönetiminde 3 sene içinde net bir kupa takımı oldu. Aykut Kocaman' ın futbol felsefesi bu tür bir sonuca yol açtı. Fenerbahçe asla bir lig takımı değil. İstikrarlı, iç saha dış saha demeden baskılı, arzulu, hücuma dönük futbol oynamadan ligde şampiyon olmanız mucize! Fenerbahçe önce 0-0 ' ı tutup, oyunu kontrol edip, bir gol atıp üstüne yatma sistemi ile ancak kupalarda iş yapar ve nitekim öyle de oluyor.
Ligde şampiyonluk için mücadele ettiğiniz rakibiniz, sizden 1-2 mevki hariç diğer tüm mevkilerde daha iyi futbolculara sahip ise ve hocası da bu kadronun hakkını veriyorsa, birde bu rakibinizin 4 puan arkasına düşmüşseniz, şampiyonluk gerçekçi bir hedef olmaz, olamaz!
Gençlerbirliği maçının analizine geçersek, sezon başından bu yana Fenerbahçe' nin takım olarak yaşadığı zafiyetler bu maçta da etkili oldu. Fenerbahçe, defansta duran topta adam paylaşımını bir türlü yapamıyor. Sezon başından beri duran toptan yenen gol sayısı çift hanelerde. Ayrıca, hızlı hücum yapan takımlara karşı da kontra ataklarda çaresizlik yaşanıyor. Fenerbahçe orta sahası, koşmuyor, rakipleri bozmuyor. Fenerbahçe defans dörtlüsü, rakip hücumlarda rakip futbolculara sadece eşlik ediyor. Bu maçta da bu sorunları yaşadı.
Fuat Hoca, Aykut Kocaman' ın taktiği ile Fenerbahçe' yi yenmeyi başardı. Fenerbahçe' nin futbol felsefesini Fenerbahçe' ye karşı uyguladı. Akıllı bir taktik ve müthiş bir mücadele ile 3 puanı aldı. Gençlerbirliği defansında yer alan Cem, Ahmet, Aykut ve Tosic mükemmel bir maç çıkardılar. Neredeyse hatasız oynadılar.
Fenerbahçe' ye gelince, en başta Meireles ve Cristian' ın sahada hiç bir varlık gösteremediklerini gördük. Orta sahada Gençlerbirliği' nin pas trafiğini kesemediler. Webo, sadece Fenerbahçe değil, belki de Türkiye' deki en kötü maçını oynadı. Yere düşmekten ayağa kalkamadı. Belli ki fizik düşüş başlamış. Kuyt' da çok koşmasına rağmen en az 10 top kaybı yaptı. Pasları çok kötüydü. Pek çok atağı başarısız pasları ile olgunlaşmadan sona erdirdi. Gökhan ve Ziegler' de müthiş verimsiz oynadılar. Caner ve Salih' in mücadelesi yetmedi.
Fenerbahçe için geriye 2 kulvar kaldı. Şampiyonluğa havlu atma psikolojisinin, Benfica maçını etkilememesi mümkün değil. Öte yandan, Fenerbahçe ve Aykut Kocaman lig baskısından ve Galatasaray' ı takip etme stresinden kurtulmuş oldular. Gerçekleri konuşmak lazım ki, Galatasaray Fenerbahçe' den pek çok açıdan daha üstün bir takım. Sağ ve sol bek pozisyonları hariç her mevkide Fenerbahçe' den daha iyi, daha kariyerli futbolculara sahipler. Bu şampiyonluğu da oynadıkları futbol ile sonuna kadar hak ettiler. Bunun aksini iddia etmek, futbol mantığı ve adaleti ile bağdaşmaz. Şampiyonluk stresinden uzaklaşmak belki de Fenerbahçe için daha hayırlı oldu. UEFA' da başarı olasılığı bence artmış oldu.
Fenerbahçe, artık gelecek sezonun planlaması için çalışmaya başlamalı. Takımda forma şansı bulamayan isimler ligde ve kupada forma giymelidir. As takım ise tüm konsantrasyonunu Benfica maçına vermeli. Bu moral bozukluğunun Benfica maçına yansıması önlenmeli. Fenerbahçe, Benfica karşısında favori değil, ancak Gençlerbirliği maçındaki ruhsuzluk ve ciddiyetsizlik tekrarlanmaz ise, Benfica karşısında ilk maçta avantajlı bir skor almak mümkün olabilir.