Yazılarımı takip edenler bilirler. Son 4 senede, Bilic dönemleri de dahil, sportif yönetim anlamında en doğru işleri Beşiktaş yaptı. Feda ile başlayan ve "sefa" ile sonuçlanan bu süreçlerde, Fenerbahçe ve Galatasaray, yönetimleri, futbol ve idare tarafında bence üst düzey bir yönetim sergileyemediler. Sonuç zaten Finansal Fair Play olarak döndü.
Geçen sezonun transfer şampiyonu Fenerbahçe, Pereira denen teknik adamın ellerinde büyük bir yatırımı heba etti.
Galatasaray yönetimi ise, teknik direktör tarafında ciddi sıkıntılar yaşadı. Değişimler takıma olumsuz yansıdı.
Beşiktaş ise, Bilic gibi iyi bir hoca sonrası, Şenol Güneş tercihi ile ikinci doğruyu yaptı. Kendi camia karakterine en uygun hoca Güneş' ti. Bana göre Türkiye' nin en iyi yerli hocası olan Güneş, geçen sene oturmuş ve kaliteli bir takımı, çok iyi bir takım haline getirdi.
Bu sezon, üç takım da kendi stratejileri doğrultusunda transfer yaptılar. Geçen senenin transfer şampiyonu Fenerbahçe, bu sene finansal fair play den dolayı çok dikkatli hareket etmek zorunda kaldı. Beşiktaş ve Galatasaray ise geçen seneye kıyasla kadrolarını bazı mevkilerde ciddi olarak güçlendirdiler.
Transfer dönemi sonrası şöyle bir değerlendirme yaparsak;
Fenerbahçe, Nani, Alves, Gökhan ve Caner gibi 4 ilk 11 futbolcusunu kaybetti. Gökhan yerine Van der Wiel, Caner yerine İsmail Köybaşı transfer edildi. Şener ve Hasan Ali gibi iki beki olan Fenerbahçe bu kayıplardan dolayı herhangi bir sıkıntı yaşamaz. Alves yerine ise Neustadter ve Skertl geldi. Burada bir iyileşme dikkat çekiyor. Giden Nani ve Markovic yerine, yine kanatlarda çok yönlü oynayabilen Stoch, Aatıf ve Lens transfer edildi. Burada bir kalite kaybı olduğunu düşünüyorum. Nani konsantre olabildiği maçlarda önemli işler yapmıştı. Bu açığı bu üçlü kapatabilir mi göreceğiz? Forvete Fernandao- RvP' ye ek olarak bu sene Emenike katıldı ve gelir gelmez de fiziksel formu ile ilk 11' de yerini aldı. Diğer ikisini de yedeğe düşürdü. Emenike duygusal ve istikrarsız bir futbolcu. Bence Fenerbahçe' nin en sorunlu bölgesi burası olacak. Tabi iyi bir 10 numara eksikliği de söz konusu. Salih bence bu görevi rahatlıkla yapabilir ancak 3 kulvar için sadece Salih ile yola çıkmak hata olur. Kalede ise üç büyükler arasında en geride olan Fenerbahçe. Volkan, Fabiano ve Ertuğrul son görüntüleri itibariyle pek güven vermiyor.
Fenerbahçe geçen seneye göre ciddi bir kayba uğramamış olsa da, üstüne koyduğunu söylemek mümkün değil. Bence düzenli forma bulurlar ise Salih ile Stoch, bu sene sürpriz katkılar yapabilirler. Bu senenin en iyi transferi, kariyer açısından bakarsak, teknik direktör Dick Advocaat gibi gözüküyor.
Galatasaray' da, giden futbolcuların hepsi isabetli. Gidenler arasında şu kalsaydı diyeceğim kimse yok. Gelenlerin de hepsi isabetli. Şu futbolcuya gerek yoktu diyeceğim kimse yok. Sadece De Jong' un performansından endişe edebilirim. Galatasaray en önemli eksikliği olan pozisyonları epey güçlendirdi. Eren, Tolga, Serdar, Sigthorsson nokta atışı. Josue, De Jong, Bruma (kiradan döndü) form tutarlarsa çok önemli katkı verebilirler. Galatasaray geçen senenin kesinlikle üstüne koydu. Savunmada Serdar ile Riekerink gerçek bir stoper kazandı. Tolga, De Jong ve Josue, geçen senenin yumuşak orta sahasını sertleştirir. Eren ve Sigthorsson ise forvette alternatifleri artırdı. Hücumda farklı oyun stratejilerini mümkün kılacaklar. Sinan, Podolski ve Bruma destekli farklı bir hücum anlayışı izlemek mümkün olabilir.
Riekerink konusunda ise şüphelerim var. Galatasaray' dan iyi bir takım çıkartabileceği yönünde şüphelerim var. Ancak Muslera, Sneijder ve Jong gibi tecrübelilerin destekleyeceği Riekerink sevilen bir isim. Bu bile pozitif bir etki meydana getirebilir. Riekerink' in oyun sistemini henüz anlayamadık. Birkaç hafta içinde daha net yorumlar yapabiliriz.
Beşiktaş' ta ise ilginç bir durum var. Gidenlerin hepsi geçen seneki başarının mimarları arasında ve çok önemli isimler. Gomez, Sosa, Gökhan Töre ve İsmail ilk 11' den 4 oyuncu. Bunlardan İsmail' in yerine gelen Caner, İsmail' i aratmaz. Ancak Beşiktaş' ın Gomez ve Sosa' nın yerini doldurduğu kanaatinde değilim. Bunlar hem uyum sağlamış, hem de takım dinamiği içinde önemli roller almışlardı. Aboubakar ve Talisca' nın aynı performansı gösterememesi Beşiktaş' ı sıkıntıya sokabilir. Örneğin Talisca Sosa ile aynı özelliklerde değil. Sosa' nın ikamesi değil. Benfica' da 78 maçta 20 gol ve 4 asist ile oynamış. Heyecan verici bir oyuncu, gol yollarında becerikli bir futbolcu ancak bir 10 numara değil. Güneş' in ellerinde durum ne olur bilemiyoruz. Belki Talisca' yı dünya futboluna farklı bir boyutla kazandırır. Aboubakar' ın da Gomez' den farklı tipte bir oyuncu olduğunu belirtmemiz gerekiyor. Burada Beşiktaş geçen seneki düzen ve sistemden çok farklılaşmasa bile bir miktar farklılaşmış olacak. Hep birlikte Güneş' in sistem ve taktik yapılanma tercihini göreceğiz. Gökhan İnler, Atınç, Oğuzhan A., Adriano, Caner ve Gökhan ise gerçekten de iyi transferler. Üç kulvarda ihtiyaç duyulacak isimler. Bence Beşiktaş kadrosunu güçlendirdi, ancak kan kaybı olmadığını da söylemek mümkün değil.
Mevki bazlı genel bir karşılaştırma yaparsak, aşağıdaki tablonun oluştuğunu düşünüyorum.
Kalede
1. Galatasaray
2. Beşiktaş
3. Fenerbahçe
Savunmada
1. Fenerbahçe
2. Beşiktaş
3. Galatasaray
Orta Sahada
1. Galatasaray
2. Beşiktaş
3. Fenerbahçe
Forvette
1. Galatasaray
2. Fenerbahçe
3. Beşiktaş
Teknik Direktör
1. Beşiktaş
2. Fenerbahçe
3. Galatasaray
Bu analizi bek, stoper, ön libero, açıklar, vb. derinleştirebiliriz, ancak ben konuya genel olarak bakmaya çalıştım. Genel olarak tablo böyle diye düşünüyorum.
Trabzonspor neden bu analizde yok sorusuna cevap, Trabzon futbol ikliminde analizler işe yaramıyor olacaktır. Esasen, Şenol Güneş' ten sonra, ligin en iyi 2. yerli teknik direktörü olan Ersun Yanal ile Trabzonspor' un yeninden doğma, bu sene çok başarılı olma şansı var. Transferler makul. Hatta oldukça isabetli. Kadro kesinlikle güçlendi. Yanal ile farklı bir Trabzonspor izlenebilir. Ancak taraftarın sabırlı ve hoşgörülü olacağı konusunda endişelerim var. Bu sebeple karşılaştırmaya sokmadım. Trabzonlu dostlarım eğer sabır gösterirlerse, bu takım iyi takım olur. Sabırlı olunmaz ise, Yanal sezonu zor bitirir.
Öte yandan, Başakşehir, Torku Konyaspor ve Osmanlıspor' da bu sene dişli takımlar olarak dikkat çekiyor. Üçü de benzer bir futbol felsefesine sahip, üç sistem hocası tarafından yönetiliyor. Üçü de antrenör takımı. Üçü de oldukça iyi bir kadro mühendisliği ile kuruldu. Ben bu 3 takımdan bu sene, geçen seneki başarılarını aynen bekliyorum.
Türkiye liginde, bu 7 takımın kendi aralarındaki maçları oldukça zorlu, adeta kıran kırana geçer. Bu sezon iyi, mücadeleci ve kaliteli futbol seyretme ihtimalimiz, geçen sezondan daha fazla gibi gözüküyor.