Futbol bir bilim değil, bir spor. Ancak yakın zamanda teknolojideki gelişmeler, futbolda bilimselliği ön plana çıkardı. Futbolcuların koşu mesafelerinden, sprintlerine, yedikleri yemeklerin performansa etkisinden, moral bozukluklarının, sahaya ne düzeyde hata olarak yansıyacağına kadar her şey ölçülebiliyor ya da ölçülmeye çalışıyor.
Bilimsel veriler ışığında, puan durumu, galibiyet sayısı, koşu mesafeleri, sprint sayıları, moral ve motivasyon düzeyi, saha ve seyirci avantajı, form düzeyi gibi faktörler Fenerbahçe' yi favori haline getirmiş durumda.
Örneğin, Fenerbahçe geçtiğimiz 10 haftada saha içinde takım olarak maç başı ortalama 112,5 km. mesafe kat etmiş. Galatasaray ise 104,8 km' lik bir ortalamaya sahip. 7,5- 8 km' lik bu fark neredeyse fazladan bir futbolcu ile oynamak demek. Fenerbahçe takım olarak 110 km' nin üzerinde mesafe kat ettiği hiç bir maçı kaybetmedi. 115 km' ye ulaştığı her maçı da (berabere kaldığı Trabzonspor maçı dahil) adeta domine etti. Derbilerin öneminden ve kendi seyircisi önünde oynayacak olmaktan dolayı, bu derbide de, 115 km' lik bir koşu mesafesini yakalaması muhtemel gözüküyor. Öte yandan Galatasaray' da takım olarak derbi atmosferinde 110 km' yi yakalayacaktır. Kendi ortalamalarının değil, maksimum koşu mesafesinin üzerine çıkan takım, derbide bir adım önde geçip, rakibine baskı kurup, oyunun psikolojik olarak kontrolünü eline alacaktır.
Futbolcu kalitesi olarak, her iki takım birbirlerine eşit gibi gözüküyor. Drogba ve oynarsa Sneijder bu eşitliği bozabilecek yıldızlar. Her ikisi de her an dengeleri değiştirebilecek isimler. Fenerbahçe' de bu çapta yıldız yok. Ancak uzun zamandır (Zico ve ilk Aykut Kocaman sezonundan bu yana) ilk defa Fenerbahçe, bir takım olmayı başarmış gözüküyor. Yıldız eksikliğini takım olarak kapatan bir Fenerbahçe görüyoruz. Bu sezon Galatasaray, yıldızlarının ekstra performansı ile işi götürürken, Fenerbahçe takım olmayı başararak, maçı son ana kadar kovalayarak ilerliyor.
Her iki takımın da defansında büyük sorunlar var. Fenerbahçe' de Gökhan Gönül sakatlıktan çıktıktan beri istikrarsız. Mehmet Topuz, elinden geleni yapsa da sağ bekte yeterli değil. Bekir- Egemen ikilisi beraber oynadıkları maçlarda iyi performans gösterdiler. Ancak Alves, uzun bir aradan sonra sahaya çıktığı ilk maçta sırıttı. Önemli hatalar yaptı. Egemen ile uyum sorunları vardı. Sol bekte Caner, bu sezon hem defansta hem de ofansta müthiş işler yapıyor. Caner' in ekstra performansına rağmen savunma hattı sorunlu. Pozisyon hataları geçen seneye göre azalmış olsa da, hala sıkıntılar var.
Galatasaray' da ise savunma en problemli bölge. Sağ ve sol beklerin savunma katkısı çok düşük düzeyde. Chedjou, Semih ve Dany ise eski formlarından çok uzaklar. Pek çok maçta, Drogba' nın sıkıntıyı görüp, defanstan top çıkardığını düşündüğümüzde sorunun büyüklüğü görülecektir. Muslera bence son iki şampiyonlukta %30 paya sahip bir kaleci. Yokluğu kesinlikle, büyük bir güvensizlik oluşturacaktır. Eray iyi bir kaleci olabilir ama defans dörtlüsünün kendisine aynı oranda güvenmeyecek oluşu, defansın ileride kurulmasını önleyecektir. Bu da oyun ve saha hakimiyetinin kaybedilmesi demek olacaktır.
Orta alanda mücadele açısından Selçuk-Sabri-Melo üçlüsünü, Emre, Meireles ve Mehmet Topal karşılayacak. Burada Fenerbahçe ağır basıyor. Ayrıca, Gökan (Topuz) ve Caner' in orta alana verdikleri destek, Eboue ve Riera' dan çok daha fazla. Forvet hattında Sow, Webo, Kuyt' a karşı Drogba, Umut ve Burak ile çıkacak olan Galatasaray bir adım önde. Kuyt dışında Sow ve Webo pres özellikleri zayıf, fiziksel olarak da defansı zorlayamayacak tek top forvetleri. İyi pozisyon alan, ağır ama son vuruşları güçlü isimler. Öte yandan Umut, Burak ve Drogba fiziksel olarak defansı yıpratan, hareketli ve her an arkaya kaçabilecek çabukluktalar. Forvet hattında, Galatasaray' ı daha güçlü buluyorum. Yanal' ın Emenike- Webo ikileminde kalacağını ancak Webo' yu tercih etmesi gerektiğini düşünüyorum. Emenike, skor avantajının kazanılması halinde, özellikle 65-70' den itibaren sahada boş alanlar bulup, önemli işler yapabilecek özelliklerde.
Bence maçta her iki takım açısından en kritik konu bekler, kaleciler ve kanatlarda oynayan oyuncuların performansı olacak. Stoperler de duran toplarda önemli rol üstlenecek. Fenerbahçe' de Gökhan (Topuz), Caner, Kuyt ve Sow, Galatasaray' da ise Eboue, Riera, Sabri ve sol açıkta oynayacak futbolcunun (Umut/Burak) performansları maçın kaderinde etkili olacaktır. Karşılıklı preste kilitlenecek oyunu açmanın anahtarı bu isimlerdir.
İstatistikler (puan durumu, galibiyet sayısı, koşu mesafeleri, sprint sayıları) ve psikolojik faktörler (moral ve motivasyon düzeyi, saha ve seyirci avantajı, 10 yıldır Şükrü Saraçoğlu' nda mağlup olmamış olmak) gibi faktörler Fenerbahçe' yi favori haline getirmiş durumda. Ancak ben bunların hiçbirisine önem vermiyorum. Derbiler başkadır ve derbilerde faktörler önemini kaybeder.
Ancak, bir faktör var ki, onu göz ardı edemiyorum. Muslera, Türkiye' nin en iyi kalecisi. Son 2 şampiyonlukta sadece kurtarışları ile değil, takımının kendisine güven duyarak ileride basmasını sağlaması ile de oyuna ciddi etkisi oluyordu. Bu maçta oynamaması, bence saha ve seyirci faktöründen bile daha önemli bir etki oluşturacaktır.
Muslera' nın yokluğu nedeniyle, Fenerbahçe kazanır diyorum.