Daha sezonun henüz başında Fenerbahçe' nin Aykut Kocaman yönetiminde ligde başarılı olamayacağını, ancak takım karakterinin kupa ve final maçları için uygun olduğunu ve kupada başarılı olabileceğini yazmıştım. Birkaç hafta önce de Fenerbahçe' nin uzun bir maraton olan ve haftalık istikrarlı mücadele gerektiren ligde değil, kısa dönemde yüksek konsantrasyon ve motivasyon gerektiren kupa maçlarında başarılı olabileceğini yazmıştım.
Geçen senenin sonundaki Süper Final, geçen sene ve bu seneki kupa ile yine bu sezonki UEFA performansı bu tezimi doğrular mahiyette. Bu durumun pek çok sebebi olmakla birlikte, önemli olan Fenerbahçe' nin bir "kupa takımına" dönüşmüş olması gerçeği. Aykut Kocaman gelecek sene bu durumu çok iyi analiz etmeli ve uzun vadeli ve istikrarlı bir lig performansını nasıl yakalayabileceğinin hesaplarını yapmalı.
Yalnız şunu da vurgulamak gerekir ki, dünyada her iki kulvarda başarılı olabilecek bir takım kimyası ve karakterine sahip çok az takım var. Yani, Aykut Kocaman' ın Fenerbahçe' si ligde konsantrasyon ve performans sorunları yaşarken, kupalarda ve final özelliği taşıyan maçlarda son derece farklı bir görüntü çiziyor. Demek ki teknik direktör, takımını bu yönde çalıştırıyor, yönlendiriyor ve motive ediyor. Bunu başka türlü açıklamak zor.
Kupa finaline bakıldığında, Fenerbahçe ve Trabzonspor arasında büyük bir güç farkı olduğunu gözlemledik. Hayır, bu gözlemin sebebi sahadaki futbol değildi. Sahadaki futbol, hele de 2. yarıdaki futbol aldatıcı olabilir ama şu da göz ardı edilmemeli ki bu maçta Trabzonspor kapasitesinin %90' ı ile, Fenerbahçe ise neredeyse %40' ı ile oynadı. Kupa maçlarında tecrübeli olan Fenerbahçe, rakibini adeta uyutarak ve sezon başından beri kupa maçlarında iyi yaptığı takım savunması ile kupaya uzandı.
Tolunay Kafkas yönetiminde çıkışa geçmiş olan Trabzonspor' un kupayı almak için sahada gösterdiği hırs, mücadele ve sertlikten çok daha fazlasına ihtiyacı vardı, ancak o ihtiyaç duyulan şey Trabzonspor' da mevcut değildi. Selçuk İnan, Burak, Engin, Yattara, Ceyhun, Egemen gibi etkili futbolcularını kaybetmiş, Colman' dan faydalanamayan bir Trabzonspor' un, kupa maçlarında bu kadar tecrübe ve özgüven kazanmış, kupa karakterli bir takıma karşı başarı sağlaması pek olası değildi. Gerçekten de kupanın sonucunu belirleyen, iki kadro arasındaki kalite ve tecrübe farkıydı.
Fenerbahçe' de Hasan Ali, Gökhan, Kuyt ve Sow etkililerdi. Webo bir maç müthiş, bir maç çok etkisiz. İBB' de de benzer performansları vardı. Emre ve Cristian sahada hiç bir varlık gösteremediler. Mehmet Topal defansif yönde oldukça çalıştı ve orta sahada Trabzonspor' u durduran isim oldu. Yobo, Egemen ve daha sonra oyuna giren Bekir kritik hata yapmadılar.
Trabzonspor cephesinde ise Olcan ve Volkan dışında etkili ve oyuna ağırlığını koyan başka isimler yoktu. Tolga, yaptığı kritik kurtarışlar ile aslında 3 ya da 4 farklı bitecek maçı skor olarak dengede tuttu. Gerçekten de maçın oyuncusu olduğunu söyleyebiliriz.
Sezon, bu karşılaşma ile resmen bitmiş oldu. Her iki takımı da finale kadar yükseldikleri için tebrik ediyorum. Kupa takımı Fenerbahçe hak ettiği kupayı, tecrübe ve kendine güveni ile kazandı. Fenerbahçe' nin gelecek sene bir "lig takımı" mı yoksa "kupa takımı" mı olacağını, hocanın transfer politikası ve oyun sistemi gösterecek. Trabzonspor' un ise kadro kalitesini bir hayli artırması gerekiyor.