Hainler (Provokatörler) Yine İş Başında
Öncelikle şu tespiti yapalım. Bu hain saldırı bir sürecin ara sonucu olarak gerçekleşti. 3 Temmuz süreci. O tarihten bu yana sadece futbol değil, toplumsal, hukuksal, ekonomik, insani her alanda maalesef geriye gidiyoruz. Türkiye' de çivilerin yerinden çıktığı, adaletsizliğin tavan yaptığı bir tarihtir 3 Temmuz. O tarihten sonra kimsenin, hiç bir şeyin tadı tuzu kalmadı.
Bu hain saldırı, ister bir veya birkaç meczup, ister organize bir eylem, isterse de kitlesel infial nedeni ile yapılmış olsun, bu sürecin kaçınılmaz sonucu olarak yaşandı. Sürekli gerilen futbol ortamı, adalet algısının zayıflaması, camialar arasındaki kavga, yöneticilerin hasmane tutum ve tavırları, taraftarlar arasındaki düşmanlığın körüklenmesi.. Hep bu süreçte ateşe atılan odunlardı.
Futbol asla sadece futbol değildir demişti, Simon Cuper, haklıydı. Futbol, dünyanın her yerinde olduğu gibi ülkemizde de siyaset ve ekonomi ile ilgili bir konu haline dönüştü. Futbol artık futbolseverin değil. Futbol güce sahip olanların kapışma ve iktidar sağlama alanıdır. Futbol bir rant unsuru haline gelmiştir. Futbol masumiyetini kaybetmiştir.
Bu güç kavgasının ortasında, futbolun asli unsuru olması gereken ligler, maçlar, takımlar, taraftar, köşe yazarları, antrenörler, futbolcular futbolun ikinci, üçüncü unsuru haline gelmiş durumda. Bakın futbol programlarının neredeyse %90' ında futbol konuşulmuyor artık. Bundan şikayetçi olup, ses çıkartan da kalmadı.
Futbolumuz birileri için rant, güç, iktidar kavgası verilen bir arena. Buranın kana bulanması bu rantçıların umurunda değil. Önemli olan rantın galip geleceği bir yapıyı hayata geçirmek ve güç kazanmak. Bu gücü kişisel emeller için kullanmak. Rantın ağababaları, köşe başlarını tutup, toplumu gerip, düşmanlık pompalayıp, kendi pozisyonlarını daha da güçlendirmek için herşeyi ve herkesi ateşe atıyorlar.
Dün de, bırakın futbolcuları, gençlerle dolu bir otobüse uzandı çirkin rant baronlarının kanlı elleri. Failler, birkaç kör fanatik meczup bile olsa, bu olayın arkasında futbol rantı ve güç kavgaları var. Esas fail bu rantçılar. Birkaç meczup yakalansa ne, yakalanmasa ne! Yıllardır bilinçli veya bilinçsizce pompalanan düşmanlık tohumları, bu meczupların kanlı ellerinde eyleme dönüştü diye, bu taşeronları mı suçlayacağız. Bunları yakalayıp, cezalandırınca bitecek mi tüm yaşananlar? Yıllarca bunlar gibilerini yeşertecek iklim, itinayla bazı kesimlerce desteklenmedi mi?
Bu hain saldırı, ister toplumsal cinnet, ister provokasyon amaçlı yapılmış olsun, haincedir. Birilerine hizmet etmektedir. Bu birileri kim bilmiyoruz, ancak iki camia arasında bir gerginlikten kimin çıkarı olur, bunu düşünmek lazım. Nihayetinde iç ve dış düşmanı çok olan bir ülkeyiz. Rantçısı çok olan bir ülkeyiz. Bu tür bir provokasyon kime hizmet eder, kaos kimi mutlu eder, ülkemizde istikrarın ve barışın bozulması kimi sevindirir, kavga ortamı kimlerin ekmeğine yağ sürer düşünmeliyiz.
Vakit taraftarlar, camialar, medya ve kulüp yöneticileri için sağduyu vaktidir. Biz bu senaryoları 60' lar, 70' ler ve 90' larda çok gördük. Aman oyuna gelmeyelim.
Çaykur Rizespor- Fenerbahçe Maçı
Maç ile ilgili söylenebilecek en önemli konu, Kuyt ve Emenike olmadığında Fenerbahçe' nin dikine gidebilen, oyunu ileri daha hızlı taşıyabilen, top kaybının azaldığı, verimliliğin arttığı bir sisteme geçiyor olmasıdır. Futbol zekası yüksek, oyuna katkısı fazla, futbolu bilen Mehmet Topuz ve Webo ile, son haftaların formsuz isimleri Emre, Sow ve Caner bile daha farklı bir performans gösterdi.
İkinci yarı Emenike' nin girmesi ile Fenerbahçe yine futbolu unuttu. Karakteri bozuk, o esk futbol anlayışına dönüş yaptı. Fenerbahçe' nin doğru 11' i, bence maçın ilk yarısındaki 11. Elbette İsmail Kartal bu 11' i gelecek hafta bozacak. Çünkü ezber antrenörü. Ezberlediği bir düzen var, başkasını kabul etmiyor. Biraz zorunluluktan sahaya sürdüğü 11, ilk yarıda gerçekten de sonuç alacak işler yaptı. Çünkü dikine gidebildi. Pozisyon peşinde koştu. Yavan yavan top çevirmek yerine gol aradı. Gerçek işler yaptı.
Birçok kişi Kartal' ın Emenike' yi hala neden oynattığını merak ediyor olabilir. Nedeni kulübe yakın bir kaynaktan aldığımız duyuma göre, Emenike' nin sene sonunda değer kaybı olmadan satılmak istenmesi. Bu sezon Emenike' nin büyük ihtimalle Fenerbahçe' deki son sezonu. Yönetim, "değer kaybını önlemek için oynatılmasını istiyor" deniyor. Umarım, yönetim birkaç milyon Euro için dördüncü yıldızın kaçmasına neden olmaz. Başka bir izah da bulamıyoruz, zira Emenike bitik vaziyette! Böyle bir futbolcuya 11' de forma vermek, futbolcunun değerini zaten düşürüyor. Umarız yönetim, birkaç milyon Euro kayıp için, Fenerbahçe' yi yakmaz.
Bu eksikler Fenerbahçe için hayırlı oldu diyebiliriz. İsmail Kartal elindeki gizli potansiyeli görmüştür umarım. Sow ve Emenike beraber oynamaz diye 2 sezondur yazıyoruz. Takım direnci, takım zekası ve takım oyunu için bu ikili asla beraber oynatılmamalı.
Emre, Mehmet Topal, Mehmet Topuz, Alper ve Sow' dan oluşan bir orta 5' li, hücumda çok daha etkili işler yapar. Emenike ve Kuyt' sız bu takım çok daha sonuç odaklı hale geliyor.
Son 2 haftada alınan 6 puan, Fenerbahçe' ye nefes aldırdı. Kartal gerçekten de şanslı bir teknik direktör. Bu eksiklikler nedeni ile zorunlu olarak doğru işler yapmak durumunda kaldı. Kendisine kalsa böyle bir 11 asla çıkartmazdı.