Gelin gerçekleri konuşalım.
Bu ruhsuz futbol, bu kötü oyun, bu kaçmaya yüz tutmuş şampiyonluk İsmail Kartal' ın eseri değil.
Bu takım, İsmail Hocanın olmadı hiç. O sadece vekildi. Gölge antrenördü.
Başarı da başarısızlık ta onun değildi. Başarının da başarısızlığın da adresi o olmayacaktı.
O yüzden bu başarısız tabloda, bu kişiliksiz futbolda, bu inançsız takımda onun eseri değil.
Sezon başından beri de olmadı. Biz burada boşuna çırpındık İsmail Hocanın hatalarını bas bas bağırırken. Takım da, oyun da, taktik de, saha da, top da belli ki onun değildi.
Belki de zorla oynattı Emenike' yi. Belki eli mahkumdu. Belki Selçuk, Gökhan, Sow, Volkan, Bekir' e formsuzluklarına, Emre ve Kuyt' a sakatlıklarına rağmen tahammülü de bundandı. Belki Webo ve Alper bundan yedek kaldılar kenarda. Belki kontrol onda değildi.
Ne demişti Aziz Yıldırım, "bu takımı teknik direktör şampiyon yapmadı". Meydan okumuştu. "Ben yaparım, ben yaptım, ben yapacağım" diyordu. Milyonlarca saf ve temiz Fenerbahçe taraftarı da destek verdi Başkanına. 3 Temmuzun mağduru, futbolun mağruru başkanına.. Öyle ya hem betondan, hem futboldan anlıyordu Başkan. Taraftar güveniyordu. Sırf bu sebeple harcadılar bir kalemde tarihteki en başarılı yerli teknik adam Ersun Yanal' ı. Çalıştırmıyordu takımı. Sevmiyordu futbolcular. Bayan arkadaş getirmişti tesislere. Yatı vardı. Kovdular.. Taraftar alkışladı Başkanı.. Başkan şampiyon yapacaktı nasılsa...
Olmadı. Olmayacak duaya amin dedi saf ve temiz kitleler. Saflığından faydalanılan, duygu sömürüleri ile kumanda edilen kitleler. Olmadı.
Bu eziyeti hak ediyor muydu bu cefakar taraftar. Evet! Maalesef ediyordu. Ne ekersen onu biçersin. Sen dün doğruların arkasında durmaz isen, bugün bu eziyeti çekeceksin.
Gelin doğruları konuşalım. Cesur olalım. Adil olalım. Vicdanlı olalım.
Bırakın 3 Temmuzu. Bırakın artık duygusallığı. Bırakın artık kör fanatikliği.
Bu yönetim tarzı, bu anlayış, bu vizyon ile Fenerbahçe nereye gidebilir?
İsmail Kartal için 10. haftadan itibaren yazdım. Huzurundan ettiler adamı. Arap İsmail' i ne hallere düşürdüler. Bol gömlekleri giymeye alışık olanlar, hocaya da aynısını yaptılar. Misyonu bitti. Onun hikayesi burada sona erdi. Onun hatası değildi..
Şimdi soruyorum size; bu yönetim anlayışı ile Fenerbahçe bırakın 1 milyonu, 50.000 üye bulabilir mi kendisine?
Artık bu kadar eziyet size yetmedi mi değerli Fenerbahçeliler? Öz eleştiri vakti gelmedi mi sizce? Elinizi vicdanınıza koyma vakti gelmedi mi? Başkanın arkasında durmakla hata etmişiz demiyor musunuz? Ersun Yanal' a hakkını teslim etmeyecek misiniz?
Not 1: Hakemi suçlayanlar haklı olabilir, ama kaçan şampiyonluğu hakemlere bağlayıp, saha içi ve dışı yönetimin, sahadaki futbolun ve futbolcun yetersizliğini görmeyenler, en başta da medyadaki kardeşlerim, ağabeylerim, kendilerine başka iş baksınlar. Bu işi gerçekten bıraksınlar. Eyyamcılık ve birilerine kayıtsız biat ile ancak 1 sezon daha gidebilirler.
Not 2: Ben bu kulübün başkanı olsam, seneye 4 isim hariç bu takım ile asla devam etmem. İnançlarını, sevgilerini, mesleklerine olan saygılarını ve iştahlarını kaybetmişler. Bence kaçan şampiyonuktan ziyade bu saygısızlık cezasız kalmamalı.
Not 3: Başkan Yıldırım' ın bu sezon başında yaptığı büyük hatasını ve ortadaki başarısızlığı unutturmak için seneye çok ciddi transferler yapması, değişik gündemler oluşturması ve radikal tedbirler ile havayı değiştirmesi gerek. Aksi halde bu papaz seneye bu pilavı yemeyebilir. Çok yaratıcı olması lazım, çok. Bu enkaz öyle kolay kalkacak bir enkaz değil. Bu enkaz, Sayın Başkanın karizmasını bile altına alır.
Bu saatten sonra futbolun adaleti var ise, Beşiktaş şampiyon olur. Yok ise şampiyonluk Galatasaray' lılara hayırlı olsun..