Türkiye' de belki de takımına, başkanına, teknik direktörüne körü körüne en bağlı camia Fenerbahçe' dir.
Fenerbahçe taraftarı birini sevdi mi, dünyanın en kötü performansını da gösterse ona toz kondurmaz. Sevsin yeter.
Sevmez veya kendi sevdiği biri onları sevmez ise kendisine en büyük başarıları yaşatmış olan hocaları, futbolcuları bile bir çırpıda gözden çıkarır.
Fenerbahçe taraftarı en çok Başkan' ı sever. O çok sevdiği futbolcu ve hocaları gözden çıkartsa bile, ona sesini çıkartmaz. En büyük hataları yapsa da ses etmez. Başarısız sezonlardan sonra bile en fazla birkaç hafta sessiz kalır, yeni transferler sonrası tekrar Başkanına tam desteğe devam eder.
Taraftarın çoğu sayın Başkanı o kadar çok seviyor ve destekliyor ki, sportif tarafta yaptığı büyük hatalara rağmen, camianın Başkan' dan vazgeçmeye niyeti yok. Fenerbahçe küme düşse bile, bu taraftar Başkan' ı bırakmaz!
Vitor Pereira' da böyle. Taraftarın çoğu onu sevdi. Bu yüzden hataları, eksikleri ve başarısızlık ihtimaline rağmen onu seneye de takımın başında görmek isteyen çok. Yapılan sosyal medya anketlerine bir bakın, Pereira kalsın diyenler çoğunlukta olduğunu göreceksiniz.
Taraftarın büyük çoğunluğu böyle bir düşünce kalıbına ve betonlaşmış inanca sahipken, doğruları söylemeye çalışmak, kendinizi dinletmek, yapıcı eleştiri yapmak zordur. Hele uzun vadeli yapılanma önerisi yapmak daha da zordur.
Körü körüne inanç ve sevda, sadece renklere olsa sorun olmaz, hatta bu iyidir. Ancak körü körüne inanç ve sevda kişilere yönelik olduğunda, camialarda akıl tutulması yaşanır.
Körü körüne desteklediğin başkan, teknik direktör, futbolcu başarısız olunca, en çok sen üzülüyorsun, ancak körü körüne destek vermeyi sürdürüyorsun. Sonra döngü tekrarlanıyor. Yine başarısızlık, yine destek. Bunu anlamak çok zor.
Durumu kendin de anlamadığın için dış düşmanlar, hakem hataları, vb. dış faktörler ile kendi kararını ve sevgini korumaya alıyor, kendi hatanı görmezden geliyor, kendini veya tercihlerini asla eleştirmiyorsun. Sevdiklerini körü körüne korumaya alıyorsun. Bu şekilde kendi hatalarından kaynaklanan acıların, üzüntülerin de bir nebze çekilebilir hale geliyor. Hakemleri suçlamak, başkanını, hocanı, sahada hiç bir varlık göstermeyen futbolcunu suçlamaktan kolay tabi. Çünkü onları suçlarsan, kendini suçlamış olacaksın. Öyle ya senin desteklerin olmasa, onlar var olabilir mi? O yüzden körü körüne savunmak zorunda kalıyorsun.
Bu sebeple bu seneki Pereira' yı bile savunmak zorunda kalıyorsun.
Destek kulübe verilir. Hatta Fenerbahçe taraftarına, kötü geçen bu sezona rağmen kulübe ve projelerine destek vermek çağrısı da yapmıştım. Futbol ekonomi demek ve ekonomik gelir olur ise ayakta kalmak mümkün olur. Camiaya, renklere, kulübe körü körüne destek iyidir ve çoğu zaman faydalıdır. Ancak camia ve renkler ile kişileri ayırmadığınızda, bazen gerçekleri görmeniz mümkün olmaz.
Bugün Avrupa' nın en büyük kulüpleri arasında var olmayı hedefleyen bir camia, başka şeyleri konuşmalı.
Sabah akşam hoca seçimi, transfer, Gökhan gidecek mi kalacak mı konuşuluyor.
Yahu Gökhan Gönül gitse ne olur? Caner gitse ne olur? Pereira gitse ne olur? Hatta Aziz Yıldırım gitse ne olur?
Koskoca Fenerbahçe beksiz mi kalacak? Hocasız mı kalacak? Başkansız mı kalacak?
Üstün şeyhler yaratma ve onları uçurmada bizden daha iyi müritler yok. Klasik tek adamcı, liderci, efsane yaratıcı kültür. Mutlak itaat ve biat olgusu.
Herkesin daha iyisi vardır. Herkesten daha başarılı olabilecek birileri vardır. Gökhan' dan, Pereira' dan, Aziz Yıldırım' dan önce de Fenerbahçe vardı ve oldukça da başarılı idi. Her zaman büyüktü.
Bugün tüm Türkiye Fenerbahçe' ye antipati ile bakıyor diye kendiniz söylüyorsunuz, o zaman bunun nedenlerini lütfen biraz düşünün. Burada kendinizi ve eleştiriye açık olmayan tutumlarınızı sorgulayın. Değerli arkadaşlar, bir zamanlar tüm Türkiye' nin takımı olan, herkesin sempati ile baktığı, Hababam Sınıfı' nın efsane takımı, şimdi neden bu durumda?
Eskiden Fenerbahçe yok muydu? Fenerbahçe son 18 senede mi Fenerbahçe oldu?
Kişilere körü körüne bakarsanız, kişileri körü körüne severseniz hatalarını görmez ya da görmezden gelirsiniz.
Bırakın Aziz Yıldırım' ı savunmayı, Pereira' yı savunmayı. Bırakın bu kişileri savunmak için başka insanlar ile klavye başından kavga etmeyi.
Gidin kulübe bütçeniz doğrultusunda destek verin. Bunu yapın, kavgayı böyle verin. Körü körüne inanmış ve bağlanmış iseniz, bari kulübe bir katkınız olsun.
Diğer tarafta da körü körüne karşıtlar var. Bende Aziz Yıldırım' ı, Pereira' yı eleştiriyorum ama bunu körü körüne karşıtlıktan yapmıyorum. Futbola bilimsel temeller, istatistiki bakış açıları, çağdaş gerçekler penceresinden bakarak yapıyorum.
Bunu yaparken de kulübü bu kişilerden ve onların hatalarından ayrı görüyorum. Onların katkılarını da görmeye çalışıyorum. Onlar ile empati kurmaya çalışıyorum. Kulübe ekonomik destek verilmesi gerektiğini söylüyorum.
Böyle bir yazı benim tarafımdan kaleme alınmıştır:
Son 10 yılda transfere Fenerbahçe' nin yarısı kadar para harcamış Sevilla, 5 kez Avrupa Ligi' ni kazanmış ise, bunu sorgulamam normaldir. Ya da başarılı olmuş hocalar, kişisel kaprisler nedeni ile takımın başında tutulmuyor ise bunu eleştirmem haktır.
Öte yandan yapılan iyi şeyleri de takdir etmesini, desteklemesini bilirim. Bugün Google' a "1 Milyon Üye" yazdığınızda, karşınıza doğrudan benim yazım çıkacaktır:
Olaylara körü körüne bakmamak lazım.
Burada ilk defa yazacağım. Son 5-6 yılda yaşanan pek çok başarısızlıktan doğrudan Aziz Yıldırım' ı sorumlu tuttum. Beni uzun senelerdir takip edenler bilirler. Örneğin Ersun Yanal olayı.
İlk defa bu sene yaşanan başarısızlıkta sayın Başkan' ın sorumluluğu olmadığını düşünüyorum.
Sene başında tüm eleştirilerimize kulak verip, futboldan elini çekti. Sportif direktörlük mekanizmasını getirdi. İyi transferler yaptı. Elinden gelen herşeyi yaptı. Hoca ve transfere minimum müdahale etti. Sene içinde takıma minimum karıştı. Bunu tüm Fenerbahçe yönetimi adına söylüyorum. Bu sene tamamen hatasızdılar.
Terraneo konusunda hala açıklama bekliyoruz, ancak ciddi bir sorun görmese herhalde yol vermezdi diye düşünüyorum. Gökhan, Caner, Mehmet Topal konularında Yönetimi haklı buluyorum.
Geçen senelerde, bu köşeden Başkan' ı sportif kararlar ve transferler açısından sürekli eleştiren ben, bu sene yaşanan büyük başarısızlıkta Başkan' ın en az sorumlu olduğunu düşünüyorum.
Çünkü olaylara duygusal veya körü körüne bakmıyorum.
Bu sene yaşanan başarısızlığın arkasında, Pereira ve futbolcuları vardır. Pereira' nın kendisini tribünlere yollatan ciddiyetsiz hareketleri, Josef, Ba ve Fabiano gibi gereksiz transferleri, önce Diego sonra Josef De Souza' da gereksiz ısrarları, futbolcularını küstürmesi, Türkiye' ye ve kadroya uygun olmayan "tactical periodization" antrenman sistemini ezbere uygulaması, eleştirilere kapalı ben bilirim tavrı, Fenerbahçe forvetinin kaçırdıkları goller, dört bekin de yerlerde sürünen düşük performansı, hocanın oynattığı korkak ve kişiliksiz defansif futbol, takımın hız, çabukluk ve kondisyon değerlerinde yerlerde sürünmesi, Nani' nin doğru yerde değerlendirilmemesi, Volkan Şen' in bir dönem kenarda oturması, takımın en iyi ve tek iki yönlü orta saha oyuncusu Meireles' i kenarda tutması ve daha neler neler.
Bu sezon Pereira' nın yaptığı bazı büyük hataları Kocaman, Yanal ve hatta başarısız bulunan İsmail Kartal bile yapmadı.
Herkes Fenerbahçe' nin kritik maçlarda saç baş yolduran gol pozisyonlarında kaçan gollerin beceriksizlikten olduğunu sanıyor. Örneğin Galatasaray ile oynanan lig maçında Volkan' ın kaçırdığı gol.
Oysa bunların çoğu organizasyon, kondisyon, dayanıklılık ve taktik pozisyon hatalarıdır. Yanlış yer seçimidir. Fizik güçsüzlüktür. Yoksa RvP gibi, Fernandao gibi, Nani gibi isimlerin bu golleri kaçırmaları beklenen bir şey değildir.
Fenerbahçe bu sene duran topları hiç doğru kullanmamıştır. Bu sene bekler ceza sahası içine doğru dürüst orta yapamamıştır. Forvetler, kanat oyuncuları ve orta saha oyuncuları hareketsiz oldukları ve ağır kaldıkları için, Fenerbahçe hızlı pozisyon üretememiştir. Top çevirip durmuştur. Futbolcuların pas vermek için etraflarında bir kez dönmeleri, boş yere top sürmelerinin bile bilimsel nedenleri vardır.
Bunların hepsi Pereira kaynaklıdır. Pereira bu işi başaramamıştır. Bu sene hocasından ümidi kesen futbolcular da potansiyellerinin yüzde 50' sini bile göstermemiştir. Bu da onların hatasıdır.
Fenerbahçe bu Vitor Pereira ve onun felsefesi ile seneye de şampiyon olamaz. İsteyen olur ise, televizyonda, radyoda her yerde nedenlerini bilimsel gerçekler ile tartışmaya hazırım. Vitor' culara buradan açık çek.
İşte Vitor seneye de kalır ise o zaman Vitor' u değil, Başkan' ı eleştirmeye başlarım. Çünkü Finansal Fair Play kısıtları bile, böyle bir hocaya teslim olmayı gerektirmez. Sen büyük camia isen, bunu halledersin.
Lütfen sizler de biraz sorgulayın. Sahada gerçekten ne gördünüz? İki üç maç hariç hangi maçta keyifli futbol izlediniz. Hadi keyifli futbolu geçtim, futbolun doğrularını kaç maçta gördünüz.
Körü körüne kimseye inanmayın. Körü körüne kimseyi desteklemeyin. Futbola duygusal bakmayın.
İsimler önemli değildir, kulüpler önemlidir. Tüm yöneticiler ve teknik direktörler hizmet etmek için gelir ve giderler. Onları böyle görün. Bu normaldir. Olması gerekendir.
Oturup tüm maçları yeniden, sakince ve objektif olarak izleyin. Ağır çekim futbol hataları karşınızda sırıtıyor olacak.