Dün gece izlediğimiz maçın hakemi Cüneyt Çakır, ülkemizin 1 numaralı hakemi. UEFA ve FIFA' nın da en güvendiği hakemlerden birisi. Avrupa' da üst düzey maçları yönetirken oldukça iyi bir yönetim sergiliyor. Türkiye' de ise bence aynı performansı gösteremiyor.
Dün gece Çakır 3 pozisyonun ki oldukça zor üç pozisyondu, bir tanesinde hatalı, iki tanesinde ise tartışılabilir kararlar verdi.
Sow' un pozisyonunda penaltıyı vermemesi hata. Müdahale topa değil gibi gözüküyor.
Diğer penaltı pozisyonu ile röveşata ise tartışmalı. Zaten herkes de tartışıyor.
Alper' in pozisyonunda ise penaltı konusunda yorum yapmak zor, veren de haklıdır, vermeyen de. Zor pozisyondu.
Röveşata' ya gelince farklı bir yorum yapacağım. Oyun kurallarına baktığımızda, nizami golden çok bir faul olarak yorumlamak mümkün. Öte yandan bu tür pozisyonlar yorumu çok zor olan, gerçekten de hakemlerin yüzde yüz emin olması mümkün olmayan pozisyonlar. Biz yavaşlatıp defalarca izliyoruz ama onlar saha içinde, o heyecan içinde, o akış içinde pozisyonları hızlı bir şekilde yaşıyorlar. Hata yapmaları mümkün.
Ben röveşata golünün nizami sayılması gerektiğini düşünüyorum. Neden mi?
Kim ne derse desin, futbol önce oynamak içindir, oynatmamak için değil. Amaç gol atmaktır ve bunu estetik bir şekilde yapmak seyir zevkini artırır. Dünyada Sow tarzı gol atabilen oyuncu ikidir, üçtür. Güzel rövaşatası, asla rakibe zarar verme hedefli değildir, rakipten de önce davranmıştır. Bu yükseklikte, böyle bir vuruş bence faul olarak değerlendirilmemelidir. Bu tür spektaküler hareketler futbolun zevkli tarafıdır ve bence ayrı bir tolerans ile değerlendirilmelidir. Aksi halde, kimse böyle işlere kalkışmaz, seyir zevki düşer.
Dünyada futbol, bizlerin izleme imkanı bulduğu 70, 80 ve 90' lardan çok daha zevksiz. Nedeni de işte bu katı yaklaşım. Oynatmamak, oynatmaktan evla. Seyir zevki düştü. Klas ayakların değil, biyonik robotların oynadığı bir oyun haline geldi. Fizik, tekniği artık alt etti. 1990 ve 2000' lerde doğan kardeşlerim eski maçları izlemedilerse muhtemelen bilmezler ama futbol gerçekten çok farklıydı. Çok keyifliydi.
Şimdi oyun kuralları, maalesef oynatmayanı da gözetmek ve kayırmak üzerine kurulu. En azından oynayan ve oynatmayan eşit tutuyor. Eskiden oynamaya yönelikti kurallar. Oynayan, oynamaya çalışan kayırılırdı.
Sow' un attığı gol futbol adına bir güzellik. Çakır, bu kararı ile modern, tek dişi kalmış futbol canavarını besledi. Daha cesur bir karar verebilirdi. Çakır kazandı, futbol kaybetti.
Fenerbahçe' ye gelince Fenerbahçe' yi hakemler kurtardı. Zira, hakem bu hataları yapmamış olsa, pek çok kişi alkışlayacak, sorunlar ortaya çıkmayacaktı.
Fenerbahçe dün çok kötü bir futbol sergiledi.
Fenerbahçe' ye üç kulvar ağır geldi. 2-3 senedir fizik olarak üstüne koyamamış, geri gitmiş bir takım, daha yeni yeni toplayan bir takım, 3-4 gün ara ile maç yapmakta zorlanmaya başladı.
Fenerbahçe' yi toparladı dediğimiz Advocaat, takdir ettiğimiz Advocaat, maalesef adam kayırmaya başladı. Bunu yazmazsak olmaz. Sow ve Volkan Şen' in yeri ilk 11 değil. Lens hazır değil. Buna rağmen sahadalar. Alper iki haftadır düşüşte, ve sahada. Ozan, Salih ve Stoch kesinlikle forma bulamıyor. Bunları rotasyona sokamadı. Advocaat' in özellikle Volkan Şen' i bu şekilde oynatması, Volkan' a da zarar veriyor.
Şampiyonluk hayalleri görmek yerine, gerçekçi hedefler koyulması gerektiği yönünde haftalar önce yazdığım yazı hala geçerli. Bu takım, hele de böyle hakem hataları da olmaya devam ederse, ancak 3.' lük için oynar. 2.' lik bile mucize olur.
Devre arasında, ilk 2 hedefleniyor ise, takıma ciddi takviyeler yapmak gerek. İlk 11' de forma alacak kapasitede oyuncular transfer edilmeli. Başkan Aziz Yıldırım, Türkiye' nin en iyilerini aldık daha ne yapalım diyerek işin içinden çıkamaz. Çünkü bunlar en iyiler değil. Sow, Emenike, Volkan Şen ve Alper ile gerçekten bu ligde şampiyon olmanız zor.