Fenerbahçe üç sezondur galibiyet yüzü görmediği Karabük deplasmanından 3 puan ile dönmeyi başardı. Sadece bu bile Fenerbahçe' yi tebrik etmek için yeterli.
Öte yandan maçı dikkatli izleyenlerin fark edeceği üzere Fenerbahçe yine hücum performansı olarak vasatı aşamadı.
Saha içinde sadece defansif yönde taktik disipline sahip, hücumda yetenekli ayaklarının birşeyler yapmasına bel bağlayan, kontra ataklar ile Emenike' yi rakip savunma arkasına kaçırmayı planlayan bir takım izledik. Bu taktik disiplini başarı ile uyguladılar. Zaten ikinci gol de bu taktik çerçevesinde geldi. Fenerbahçe İlk yarıda daha iyi gözüktü. İkinci yarıda, saha içinde organize olma, hücuma kalabalık çıkma ve isabetli pas yapma noktasında Fenerbahçe çok başarılı olamadı. Orta sahadaki Karabükspor baskısını, ileri şişirilen toplar ile aşmaya çalıştılar.
Bu maçtan üç puan ile dönmek önemli, çünkü Kardemir Karabükspor, Tolunay Kafkas yönetiminde, büyük takımlar için oldukça tehlikeli bir takım. Dünkü maçta da Fenerbahçe' ye karşı iyi mücadele verdiler. Fenerbahçe 115.4 km koşu mesafesine ulaşırken, Kardemir Karabükspor da ligimiz için hiç de azımsanmayacak 113.4 km' lik bir koşu mesafesine ulaştı. Hafta içi olan olaylar nedeni ile maça ekstra motivasyon ile çıktılar. Gerçekten de hak etmedikleri bir yerde olduklarını düşünüyorum.
Bazıları bu koşu mesafesi olayını ciddiye almıyor. Saygı duyarım. Ama bunun futbolda hareketliliği, takım ve bireysel bazda saha içi çabaları yansıtmadığını göstermek zor. Eski Fenerbahçe Teknik Direktörleri Kocaman ve Yanal' ın Türkiye liglerinde ortalama 115 km, uluslararası müsabakalarda ise, 120 km' lik mesafeleri hedeflediklerini biliyoruz. Bunun da kolay olmadığını, çok çalışmak gerektiğini her iki hoca da açıklamışlardı. İsmail Kartal Hoca da aynı fikirde olacak ki, ikinci yarıya takımını hazırlarken, bu tür bir hedefi kendisine baz almış. Takımın fizik olarak iyi durumda olduğunu görüyoruz. Fenerbahçe' nin 115 km' yi aştığı bir günde, Fenerbahçe' yi büyük defansif hatalar veya hatalı hakem kararları olmadan yenmeniz zor.
Böylesi sert ve kötü bir zeminde, böylesi bir mesafe her iki takım açısından da takdire şayan.
Fenerbahçe' nin Kartal yönetiminde ilk 16 hafta ne oynamaya çalıştığını ben doğrusu anlayamamıştım. İlk 8-9 hafta sürekli sistem denemeleri nedeni ile hocanın kafası karışıktı. Sonradan, topa hakim olma, rakibi 2. bölgede karşılama, defansif disiplin ve kalabalık orta saha ile oyunun kontrolünü sağlama felsefesinde karar kıldı. Sistemini oturtmaya başladı. Bol pozisyon ve iyi futbol izletmese de "kendi sistem yorumunu getirip, uygulamayı başarınca" 3 puanlar gelmeye başladı.
İşin sırrı İsmail Kartal' ın kafasının netleşmesinde. İşin sırrı, Kartal' ın oyuna bir "karakter" katmaya başlaması. Yanal ve Kocaman etkilerinden uzaklaşıp, kendi yorumunu getirmesi. Bu yorum, hücum tarafında göze hoş gelen futbola dönüşmese de, sonuç almayı sağlıyor.
Kartal kredisinin 1 sezonluk olduğunun farkında. Olası başarısızlıkta, yönetim topu onun kucağına bırakacak. Bunu biliyor. O sebeple, temkinliliği, sahaya yansıyor. Elinde mental hücum kapasitesi olarak Türkiye' nin 2. en iyi takımı var, ancak biliyor ki, hücum ağırlıklı bir futbol için takımı özellikle fiziksel açıdan çok da uygun bir yapıya sahip değil. Tempo için yaşlı bir ekip. O sebeple kontrollü futbol gerekiyor. Kartal' da bu yönde sistem oturtuyor. Biliyor ki ya Yanal gibi takımın limitlerini zorlayarak, futbolcuları zorlayarak, sakatlıkları göze alarak tempo yapacak, ya da takımın kimyasına uygun kontrollü ve defansif disipline dayalı futbolu seçecek. Kartal ikinciyi tercih ediyor.
Pek çok kişi Fenerbahçe' nin nasıl kazandığını anlamıyor. Esasen, forvet hattı çok güçlü değil. Emenike, Kuyt ve Sow gibi futbolcular asla bitirici, pozisyon/gol oranı yüksek, rakip açısından kontrolü zor futbolcular değil. Belki biraz Sow, biraz Webo farklı bişeyler yapmaya çalışıyor. Fenerbahçe' nin sırrı, gerideki 8 adamda. Volkan, Gökhan, Alves, Egemen (Bekir), Caner, Selçuk (Emre), Diego (Meireles) ve en önemlisi Mehmet Topal, müthiş kompakt, istikrarlı ve disiplinliler. Herkes kendi pozisyonunu ve görevini kanıksamış. Saha içi pres, yardımlaşma, alan ve adam paylaşımları çok doğru. Kartal oyunun defansif tarafını gerçekten oturtmuş. Ön liberoda kim oynasa sırıtmıyor. İşte Selçuk. İki haftadır takımın orta sahasında çok pas hatası yapsa da faydalı oynuyor. Dünkü maçın da 12.353 metre ile en çok mesafe kat eden ismi oldu. İşte Diego. Hem 10 km üzerinde koşuyor, hem pas trafiğinde etkili oluyor. Emre ve Meireles' i arattıklarını söylemek zor.
Özetle Kartal' ın sahip olduğu düşük krediyi korumak için, saha içinde savaşan ve defansif açıdan disiplinli, yakaladığı az sayıda fırsatı değerlendiren bir sistem ile ilerleyeceği gözüküyor. Ancak Kartal' ın kafasında aslında bu tür bir futbolun olmadığını ben hissediyorum. Kadro yapısı, baskılar ve beklentiler nedeni ile bu tür bir futbolu tercih ediyor. Sanırım, biraz da mecburiyetten. Sonuç ön planda. Çünkü sonuç aldıkça baskılar hafifliyor.
Bu arada Kuyt' ın sakatlıktan çıkar çıkmaz forma giymesi bence doğru değildi. Antrenmansız çıktığı maçta çok fazla pas ve pozisyon hatası yaptı. İstekliliği ve profesyonelliği takdire şayan, ancak İsmail Hocanın bu tür durumlarda Kuyt' ı dinlendirmesi gerekiyor. Fizik olarak iyi bir Mehmet Topuz, ya da soldan sağa alınan Alper, çok daha faydalı olabilirdi. Böylece solda Sow ile hücum zenginliği de artmış olurdu. Kuyt' ın sürekli ilk 11' de olması, dinlenme fırsatı bulamaması bence büyük hata.
Selçuk Şahin için de ayrı bir parantez açacağım. Profesyonellikte ve mücadele gücünde Kuyt' ı aratmaz. Ancak, bir türlü risksiz futbol oynayamıyor. Kaptırdığı toplar tehlike yaratıyor. Dün faydalı olmuş ve gol atmış olması, bu takımdaki konumunu asla değiştirmez. Selçuk, her zaman takdir edilen, sevilen, sayılan iyi bir yedek olmaya devam eder.
Haftaya Fenerbahçe' nin rakibi Trabzonspor. Tehlikeli maç. Ersun Yanal Fenerbahçe takımını ve özelliklerini en iyi bilen hoca. Bu maç ile ilgili ilginç bir tahminim var. Bu maç ya son derece zor geçer ve gollü beraberlikle biter, ya da Fenerbahçe 2 ve üzeri farkla, rahat kazanır. Bu iki tahminden hangisinin gerçekleşeceğini, Ersun Yanal' ın taktik tercihleri ile Fenerbahçe' nin defans ve orta sahasının ortasındaki 8 adamının performansı belirleyecek.