Fenerbahçe' nin iki tane çok önemli sorunu var. Bu iki sorun çözülür ise, bence şampiyonluk şansı en az rakipleri kadar yüksek. Bu iki sorun çözülmez ise, bu sene ligi 2. sırada bitirmesi bile mümkün olmayabilir.
Futbol adına birinci sorun, Fenerbahçe teknik direktörü İsmail Kartal. Hem de büyük sorun.
Haftalardır kendi bildiğini okuyan, eleştirilere kulak asmayan, futbolu sadece istatistikler üzerinden yorumlayan ve takım içinde yaptığı taktik ve kadro seçimleri ile istikrarsız bir futbolun mimarı olan İsmail Kartal...
Bu sezon, çok iyi bir defans ve orta saha hattı ile Fenerbahçe buralara kadar geldi.
İsmail Kartal' ın ne oyun sistemi, ne felsefe, ne taktik, ne de motivasyon anlamında bu sonuçta en ufak etkisi olduğuna inanmıyorum. Özellikle son 4 haftada buna daha fazla inanmaya başladım.
Fenerbahçe bu puanları topladı ise, bunda en büyük pay, kaliteli kale, defans ve orta saha oyuncularının.
Geçen sezonki agresif, hücum ağırlıklı, bol pozisyon ve gollü takımı, futbol karakteri olmayan ve son derece vasat bir takıma dönüştüren bir hocanın, bu alınan puanlarda rol sahibi olduğunu düşünmek doğru değil. Bu takımın başında, Sergen, Carlos, Yılmaz Vural, Kocaman ya da Mesut Bakkal bile olsa Fenerbahçe, bundan daha az puan alamazdı.
Haftalardır, Sow- Emenike- Kuyt üçlüsüne tahammül eden, bu formsuzluğa göz yuman, yedekteki daha formda futbolcuların forma hakkını teslim etmeyen bir hocadan bahsediyoruz.
Bu bir takıntı değildir de nedir?
Dünyada hiç bir hoca yoktur ki, 15 haftadır kötü oynayan bir forvet hattına sürekli forma versin. Olmaz!
Benzer hatayı Daum, şampiyonluğun son maçta kaybedildiği sezonda, Guiza ile yapmıştı.
Caner ve Kuyt gibi yorgunluktan sürekli düşüşte olan isimler neden bir iki maç dinlendirilmez? Hasan Ali, Webo, Alper neden bazı maçlarda 11' de düşünülmez.
Bir hocanın temel görevi, kötü oynayan oyuncuları kazanmak mıdır? Bunları kazanayım derken Fenerbahçe' ye zarar verdiğinin farkında değil midir? Fenerbahçe bu tür acemiliklerin yapılacağı bir kulüp müdür?
İkinci sorun, Fenerbahçe forvet hattı. Fenerbahçe tarihin en yetersiz forvet oyuncularından oluşan bu forvet hattı, Fenerbahçe' nin zayıf halkası.
Elbette forvetin bu denli etkisiz olmasında İsmail Kartal' ın ve futbol sisteminin (ya da sistemsizliğinin) etkisi de yadsınamaz. Geçen sene aynı forvet hattı şimdikinin üç katı fazla pozisyona giriyor, %40 daha fazla gol atıyordu. Bunu Aziz Yıldırım nasıl açıklar acaba?
Öte yandan bu zayıf forvet hattında tüm suç elbette hocada değil. Bugün Sow, Emenike, Webo, Kuyt gibi Katar' dan dahi teklif alamayan (siz bakmayın medyadaki yalan dolan haberlere, bunların hiç biri teklif almıyor, almayacak) vasat futbol tekniği, hızı ve bilgisi olan forvetleri taraftara yıldız olarak sunan Sayın Yıldırım' ın da büyük sorumluluğu var.
Forvet hattındaki futbolculara gelince, bir şey söylemeye gerek bile yok. Ne ofansif, ne de defansif bir katkıları var. Ayaklarına aldıkları her top kayıp, paslarının çoğu etkisiz, isabetsiz. Önlerinden geçen toplara bile hamle yapmıyorlar. Kuyt bile geçen seneye göre ciddi bir fiziksel düşüş içinde. Ne rakibe basıyorlar, ne kafa topu alıyorlar, ne de ara koşuları yapıyorlar.
Açıkça bu arkadaşlar Fenerbahçe' nin topçusu değil! Bu kalibrenin oyuncuları değil.
Fenerbahçe her maç arkada 8 tane iyi, kaliteli ve özverili futbolcu, önde 3 adet etkisiz, kötü forvet ile oynuyor. Tüm yük, arkadaki 8 oyuncuda. Bunlar öndeki 3' lünün yapmadıklarını da yapmaya çalışarak insan üstü bir çaba gösteriyorlar. Hocanın falan kerameti yok. Keramet, kale, defans, orta sahadaki bu 8 futbolcuda (isimler değişse de o mevkide oynayan tüm futbolcular aynı başarıyı gösteriyor, örneğin Selçuk).
Gençlerbirliği maçında da pozisyonu olmayan bir Fenerbahçe izledik. Topu çevirdi durdu. Gençlerbirliği pres yapıp, alan daraltınca da top kayıpları geldi. Topa hakim olmayı temel futbol stratejisi olarak gören, pozisyon fukaralığını önemsemeyen, gol için duran top, uzaktan şut ya da tesadüflere bel bağlayan İsmail Kartal, tam 65 dakika bu duruma göz yumdu.
Mesut Bakkal' ın oyun sistemi, Fenerbahçe' yi maç boyu kilitlemeye yetti. Zaten hareketsiz bir forvet hattı olduğundan, önde basmakta tereddüt etmediler. Mesut Hoca İsmail Kartal' ın artık herkesin ezberlediği anlayışını iyi analiz etmiş.
Aslında biraz akıllı, kadrosunda hareketli ve mücadeleci isimlere sahip her takım Fenerbahçe' yi böyle kilitleyebilir.
Hele de Tosic, Landel ve Hakan gibi hızlı, fiziksel olarak güçlü ve yetenekli kanat oyuncularınız var ise, Fenerbahçe' yi kanatlarda da durdurabilirseniz, maçlar sizin için çok zorlu geçmez. Bugün de Fenerbahçe beklerinin adeta sahadan silindikleri bir maç izledik.
Kompakt, akılcı, fiziksel olarak diri ve sonuca dönük bir futbol sergilediler. Fenerbahçe çaresiz kaldı.
Gençlerbirliği yakaladığı pozisyonları değerlendirse, 4-0 ile yollardı Fenerbahçe' yi.
Fenerbahçe Alper- Webo ikilisinin girişi ile bir miktar dikine gitme fırsatı buldu. Bir iki cılız pozisyon da bu dakikalarda geldi.
Özetle, Fenerbahçe' de bu iki sorun kısa vadede çözülmez ise bırakın şampiyonluğu, bu istikrarsızlık nedeni ile ikincilik bile zora girer.
İsmail Hoca göz göre göre hem kendini hem Fenerbahçe' yi yakıyor. Aynı hatalarda bu denli ısrar edilmez.
Üzülerek söylüyorum ki İsmail Kartal bu denli büyük hatalar yaparak, kariyerindeki son büyük takım deneyimini yaşıyor. Sezon başında 10. ve 17. haftalar arası sürekli yazdığım gibi, Fenerbahçe şampiyon olsa bile yola İsmail Kartal ile devam edilmemelidir. Taraftarına bu derece eziyet veren bir takım sahada iken, 1 milyon üye projesi de asla başarıya ulaşmaz.
Fenerbahçe taraftarına sezon başından beri umut tacirliği yapanlar, yönetimin aldığı her kararı sorgulamadan alkışlayanlar, bindirilmiş kıtalar bile artık şu futboldan ve haftalardır yapılan hatalardan sonra seslerini kestiler. Hatta Sow' un fanatikleri bile Sow' un "ne olmadığını" anladılar. Onlar bile ders aldı, hoca maalesef başka bir dünyada yaşıyor.