Fenerbahçe bugün neden kaybetti? Diğer taraftan bakarsak, Beşiktaş nasıl kazandı?
Önce Fenerbahçe’ den başlayalım.
Fenerbahçe bu akşam artık klasik haline gelmiş olan teknik direktör hataları nedeniyle kaybetti!
1. Rakibin Fernandes, Niang ve Holosko gibi hızlı hücum yapabilen, çabuk ofansif oyuncularına karşı çabuk Yobo yerine Bekir’ in tercih edilmesi hataydı.
2. Formsuz ve moralsiz Meireles yerine, formda ve moralli Mehmet Topal’ ın tercih edilmemesi, orta saha direncini düşürdü.
3. Sol kanatta, mücadele gücü üst düzey olan Hasan Ali yerine Ziegler’ in tercih edilmesi, Holsoko’ nun oyuna ağırlığını koymasına imkan verdi.
4. Sezon başından beri saha içinde mücadele etmeyen, adeta yürüyen, hiç bir sorumluluk almayan ve saha içinde direnci düşüren Cristian’ a 70 dakika tahammül edilmesi, Fenerbahçe’ nin hem defansif, hem de ofansif olarak 10 kişi oynamasına neden oldu. Salih’ in neden ilk 11’ de Cristian yerine görev yapmadığını futbol mantığı ile açıklamak mümkün değil.
5. Maç başından beri Beşiktaş stoperleri arasında etkisiz kalan Webo’ ya maç sonuna kadar tahammül etmek, ya da diğer bir bakış açısı ile Webo’ nun kaybolmasına neden olan 4-2-3-1 sisteminde ısrar edilmesi, hücum etkinliğini azalttı. Belki de farklı kazanılabilecek maç, kaybedilmiş oldu.
6. 1-0 dan sonra geriye çekilmek, mücadeleyi bırakmak ve ürkek bir futbol sergilemek, Beşiktaş’ ı oyunda tuttu ve hırslandırdı.
7. Beşiktaş’ ın büyük kanat zafiyetlerine rağmen, 4-4-2’ ye ancak maçın son 15 dakikasında dönülmesi, büyük bir taktik hata oldu. Hocanın maça bu zafiyeti analiz edip, en baştan 4-4-2 ile çıkmaması da ayrı bir soru işareti.
8. Bekir, Egemen, Emre ve Meireles gibi hava topu hakimiyeti sınırlı 2 stoper ve 2 ön libero ile başlayarak hemen hiç bir kafa topunu alamamak, hücum etkinliğini ve hücum başlangıçlarını zayıflattı. Hoca, Yobo ve Mehmet Topal’ ı tercih etmeyerek tüm hava toplarının rakibe bırakılmasına neden oldu.
9. İlk 45 dakikada, Beşiktaş’ ın en çok koşan 4 oyuncusunun, Fenerbahçe’ nin en çok koşan oyuncusundan fazla koştuğunun görmezden gelinmesi, mücadele gücünü artıracak değişikliklerin zamanında yapılmaması da ikinci yarıda ilk 25 dakikada Beşiktaş’ ın daha etkin olmasına yol açtı.
10.Fenerbahçe’ nin takım olarak Kuyt ve Gökhan Gönül hariç mücadele etmemiş olması da hocanın motivasyon sağlayamamış olmasına işaret ediyor.
Beşiktaş tarafına gelirsek, bugün Beşiktaş hem Aykut Kocaman’ ın futbol adına hataları, hem müthiş mücadelesi, hem de teknik direktörü Samet Aybaba’ nın etkili müdahaleleri ile maçı kazanmayı başardı.
1. Samet Aybaba’ nın kadro tercihi oldukça başarılı idi.
2. Maça iyi başlamasalar da, maçtan hiç kopmadılar. Maçı hiç bırakmadılar. Beşiktaş’ lı futbolcular maça ekstra bir konsantrasyon ile çıkmışlardı. Son dakikada gelen gol de bunu ispatlıyor.
3. Niang, Holosko ve Olcay Fenerbahçe defans dörtlüsünü adeta süründürürken, Fernandes, muhteşem bir futbol resitali verdi. Sahanın her yerinde, oyunun her anında sorumluluk aldı, bir lider gibi topa ve oyuna hükmetti. Emre ve Meireles’i çaresiz bıraktı. Çalımları, pasları ve mücadelesi ile maça ağırlığını koydu.
4. Takım olarak müthiş bir mücadele sergilediler. İbrahim ve Veli o kadar mücadele ettiler ki, Veli çıkarken formasının suyunu sıksan 1 damacana ter akardı. Aynı şekilde Meireles ve Cristian’ a baktığımızda ise formaları neredeyse kupkuruydu. Bu tablo da zaten durumu açıklıyor.
5. Samet Aybaba, ilk ve ikinci yarıda, Fenerbahçe’ nin sağdan Gökhan ve Kuyt ile tehlikeli geldiğini fark edip, maça damgasını vuracak olan Gökhan Süzen- Emre değişikliğini yaptı. Bu dakikadan sonra da Fenerbahçe sağ kanadı eski ritmini bulamadı.
6. Samet Hoca, yorulan Veli’ nin yerine Oğuzhan tercihi ile de pas yapma kapasitesini artırmış oldu. Zaten yorulmuş ve oyuncu değişikliklerinde geç kalmış olan Fenerbahçe’ ye bu şekilde bir darbe daha vurmuş oldu.
Aykut Kocaman’ ın haftalardır aynı hataları her maç inatla ve ısrarla tekrarlaması ile fark 7 puana çıktı. Maç sonunda Fenerbahçe taraftarı yine iki ayrı görüşe sahipti. Sahadaki skorlar ve futbol ne olursa olsun, Aykut Kocaman’ ı Fenerbahçe’ nin "sonsuz kredili değeri" olarak görme ve destekleme misyonu ile hareket edenler, “3 kulvar” yaklaşımı ile futbolu ve hocayı savunurken, diğer grup, ki sayıları gittikçe artıyor, hocanın büyük hatalarına isyan ediyor. Taraftarın bu şekilde iki radikal derecede farklı görüşe sahip olması gerçekten de sosyolojik bir araştırmayı hak ediyor. Bir grup, sahadaki futbolu, hocanın futbol vizyonunu ve bulunulan konumu beğenirken, diğer grubun hiç memnun olmaması, anlaşılır gibi değil. Bu iki gruptan bir tanesi sezon sonunda haklı çıkacak. Umarım, ikinci grupta yer alanlar değil, ilk gruptakiler haklı çıkar da bu sezon Fenerbahçe adına hezimet ile sonuçlanmaz. Zira ikinci grubun haklı çıkması, sezon sonunda Başkan ve Hoca değişimini kaçınılmaz kılar ki bu da iki grup arasında görüş ayrılıklarını şiddetlendirir ve Fenerbahçe' ye büyük zarar verir.
Üç kulvarda devam edilmesi ve bunun bir başarı olup olmadığı konusunda sıklıkla görüşümü soran arkadaşlar oluyor. Aslında bu konuda daha önce de yazmış ve görüşlerimi belirtmiştim. Tekrar edeyim. Fenerbahçe’ nin bu sezon, bu puan farkı, bu teknik hatalar ve bu inançsız kadro ile şampiyon olması mümkün değil. Futbolun mantığına ve ruhuna aykırı olur. Fenerbahçe' nin Plezen turunu geçmesi, Plezen’ in futbol karakteristiği ve üstün takım futbolu nedeniyle çok ama çok zor. Fenerbahçe’ nin Türkiye Kupasını kazanma ihtimali ise Trabzonspor’ un formsuzluğu nedeniyle oldukça yüksek. "Üç kulvar", fiilen bir "gerçek" olarak karşımızda dursa da, mevcut kenar yönetimi ve saha performansı ile geleceğe dönük "gerçek başarının" ve "umudun" göstergesi sayılamaz.
Herkese iyi haftalar dilerim.