Aykut Kocaman ve Başkan Aziz Yıldırım' ın açıklamalarıyla biraz olsun renklenen uzun milli maç arasından sonra, Mersin İdman Yurdu karşılaşması ile futbola geri döndük. Bu açıklamaların zamanlama olarak çok iyi olduğunu kabul etmek gerekiyor. Fenerbahçe taraftarının ikiye, hatta üçe bölünmeye başladığı bir dönemde bu açıklamalar taraftarı sakinleştirdi ve birleştirdi. Başkan burada iyi bir strateji izledi. Bu stratejinin en olumlu yansıması ise sahada görüldü. Fenerbahçe takımı, ikinci yarında etkisiz olsa da özellikle ilk yarıda son derece istekli ve arzulu bir futbol sergiledi.
Maç öncesi Fenerbahçe' nin Mersin İdman Yurdu karşısında futbol olarak zorlanmayacağını, ancak rakibinin Yattara, Ivan De Souza, Culio, Ben Yahia ve Nobre gibi hızlı, hareketli ve akıllı silahlarına dikkat etmesi gerektiğini düşünüyordum. Bu futbolcular Mersin İdman Yurdu' nu oldukça tehlikeli bir kontra atak takımı haline dönüştürüyor. Tüm bunlara ek olarak, çalıştırdığı takımlara toplu defans, toplu hücum prensibini aşılayan, defanstan özellikle kontra ataklarda hızlı çıkma taktiğini başarıyla uygulatan Nurullah Sağlam faktörü de eklendiğinde Mersin İdman Yurdu' nun en azından skor olarak kolay lokma olmayacağı ortadaydı.
Kendi sahasında bayan ve çocuk taraftarların desteğiyle maça iyi başlayan Fenerbahçe, ilk yarı boyunca %65 topla oynama oranı ile rakip sahaya yerleşti. Rakibe uyguladığı presle rakibin defanstan bilinçli olarak çıkmasını engelleyen Fenerbahçe, kazanılan topları hızla kanatlardaki Mehmet Topuz ve Stoch' a aktararak, bu futbolcuların ortalarını Kuyt ve Alex ile buluşturma taktiğini benimsedi. Bu oyunculara ulaşmayan ve defanstan seken topların, Mehmet Topal ve Meireles tarafından toplanması da Aykut Kocaman' ın diğer bir taktiği idi.
Kalesinde gördüğü tek pozisyon Gökhan' ın anlamsızca kaptırdığı bir top sonucu rakibine yaptığı yine son derece anlamsız bir faul sonucu kazanılan serbest vuruş oldu. Bu serbest vuruş, Meireles' in ters kafa vuruşu sonucu ağlara gitti ve Mersin İdman Yurdu henüz 7. dakikada 1-0 öne geçti. Bu dakikadan sonra rakibi iyice kendi sahası içine hapseden, oldukça istekli ve baskılı olan Fenerbahçe, korner ve duran toplar ile tehlike yaratmaya devam etti. İlk yarı boyunca, Gökhan, Mehmet Topuz, Yobo, Alex ve Kuyt ile birkaç net gol pozisyonu yakaladı. 45 + 2. dakikada Fenerbahçe' nin beklenen golü geldi. Alex' in kullandığı köşe vuruşunda, ön direğe hareketlenerek topu kafayla içeri aşırtan Gökhan, golün hazırlayıcısı oldu. Mehmet Topal' a sadece topa dokunmak kaldı. Bu golün maç öncesi antrenmanda çalışılmış bir gol olduğu belliydi. İşte oyunun kilitlendiği, gol bulmakta zorlanılan bu tür anlarda, duran topların önemi bir kez daha ortaya çıktı. Bu gol ile Fenerbahçe takımı soyunma odasına moralli gitti. Aksi halde, takım üzerinde büyük bir baskı olacak ve 2. yarıda dakikalar geçtikçe baskı daha da şiddetlenecekti.
İlk yarıda, Fenerbahçe' nin en etkisiz ismi Stoch oldu. Takıma alışması biraz zaman alacak. Gökhan, Meireles, Mehmet Topal ve Mehmet Topuz hırsları ve öne oynama istekleri ile dikkat çekti ve takımın en iyileriydi. Dikkatimizi çeken diğer nokta Alex' in önceki maçlara göre daha istekli ve morali oluşuydu. "Heykel" olayı Alex' i olumlu yönde motive etmiş olmalı. Yeni transfer Meireles maç içinde özellikle bazı pozisyonlarda boşlukları dolduran, defans ve ofans arasında bağlantı kurabilen bir futbolcu olduğunu gösterdi. İyi sinyaller verdi. Elbette henüz takıma alışma evresinde olduğundan, oyun içinde top alışverişlerinde aktif değildi.
Gaziantepspor' da Boum, Aydın, Serkan ve Mustafa Keçeli' den oluşan defans hattı dikkatliydi. Adam paylaşımlarını, özellikle de ceza sahası içindeki paylaşımları iyi yaptılar. Maç içinde fazlaca ileri çıkmadan, ölçülü ve kontrollü oynadılar. Zaten Fenerbahçe' nin Stoch, Alex ve Kuyt' dan oluşan tehlikeli üçlüsü ileri çıkmalarını ve risk almalarını engelliyordu.
İlk yarında iki takım da 50 km' nin üzerinde mesafe kat etti. Fenerbahçe takımı toplamda 51,057 km mesafe kat ederken, en çok koşan futbolcu 5473 metre ile Meireles oldu. Meireles' i Mehmet Topal, Gökhan Gönül, Mehmet Topuz ve Hasan Ali takip etti. Mersin İdman Yurdunda ise en çok mesafe kat eden isim 5631 metre ile Culio oldu.
İkinci yarıya, Mehmet Topal' ın sakatlığı nedeniyle mecburi Mehmet Topal- Cristian değişikliği ile çıkan Fenerbahçe, ikinci yarıya ilk yarıdaki gibi baskılı değil, tam tersi kontrollü başladı. Bunda Nurullah Sağlam' ın geriye yaslanmış olan takımını, ikinci yarıda 2. bölgeye daha fazla yerleşmeleri yönünde uyarmış olması da etkili oldu. Ayrıca Nurullah Sağlam ilk yarı boyunca çok etkili olan Fenerbahçe sağ kanadını durdurabilmek için, sol kanadı daha kalabalık tutmaya çalıştı.
Maçta Mehmet Topal' ın sakatlığından sonra, Kuyt' ın 62. dakikada sakatlanarak yerini Bienvenu' ye bırakması büyük şanssızlık oldu. İki zorunlu oyuncu değişikliği, hele de maç sonuna kadar ilk 11' de oynaması kesin olan iki oyuncusunun sakatlığı Aykut Kocaman' ın rotasyon planlarını alt üst etti. Hamle avantajını kaybetmesine neden oldu. Saha içinde adeta dökülen, çok top kaybı yapan ve olumlu işler yapamayan Stoch' a uzun süre tahammül etmek zorunda kaldı. İkinci yarıda Mehmet Topuz, Stoch ve Baroni' nin dripling yaparken pek çok pozisyonda topu ayaklarından acemice açmaları ve kalabalığa dalarak topları amatörce kaptırmaları da anlaşılır gibi değildi. Bu düzeyde bir takımın oyuncusu olup da, bu tür hatalı dripling tercihleri yapmaları pek kabul edilebilir değil.
İkinci yarıda Nduka ve Murat Erdoğan gibi iki hızlı ve top hakimiyeti iyi oyuncusunu oyuna dahil eden Mersin İdman Yurdu, Ivan ve Yattara' nın çıkışı ile fizik olarak da daha dirençli hale gelmiş oldu. Bu değişiklikler, Fenerbahçe' nin işini de zorlaştırmış oldu.
60- 75. dakikalar arası her iki takım da son derece bilinçsiz ve üretken olmayan bir futbol sergilediler. 70. dakikadan sonra Mersin İdman Yurdu, Fenerbahçe' nin gardının düşmeye başlaması ile daha fazla ileri çıkmaya başladı. İkinci yarıda Mehmet Topal' ın sakatlanarak oyun dışı kalması, Fenerbahçe' nin orta saha hakimiyetini kaybetmesine neden oldu. Cristian, gerçekten de son derece hareketsiz ve gayretsizdi. Bazı pozisyonlarda, özellikle topsuz alanda adeta yürüdüğünü gördük. Cristian yerine, Recep Niyaz' ın oyuna alınması ve Mehmet Topuz' un ortaya, Recep' in sağa çekilmesi daha doğru bir tercih olabilirdi. Formsuz, antrenman performansı düşük ve moralsiz bir oyuncunun sırf kazanılmak istenmesi nedeniyle tercih edilmesi doğru değildi. Buna ek olarak, Fenerbahçe defansının Nduka ve Nobre' den çekinmesi nedeniyle geri çekilmesi ve rakibe önde basmaması da Fenerbahçe' nin defansı ile forveti arasında neredeyse, 40- 50 metrelik boşluklar oluşmasına neden oldu. Meireles' in de oyundan düşmesi ile orta saha tamamen Gaziantepspor' a kaldı. 80. dakikadan itibaren Fenerbahçe oyun kuramaz hale gelerek, tamamen şişirme uzun toplar ile pozisyon bulmaya çalıştı.
Fenerbahçe, tam 1 puana mahkum olmuşken, dakika 89' da sahanın kötülerinden Cristian' ın ceza sahası dışından sert vuruşunda 2-1 öne geçmeyi başardı ve maçtan 3 puan ile ayrılmayı başardı.
Aykut Kocaman açıklamalarında kendisi ve takımı adına 2 aylık bir süre talep etmişti. 2 aylık süre sonunda çok daha iyi bir Fenerbahçe izleyeceğimizi iddia etti. Bu süre zarfında alınacak her 3 puan, hatta bazı maçlarda alınacak 1 puan bile önemli bir kazanç olacaktır. Fenerbahçe bugün özellikle iki farklı yarı oynadı. İlk yarı boyunca sergilediği baskılı ve akıllı futbolu, ikinci yarıda sergileyemedi. Bunda zorunlu oyuncu değişiklikleri ve Nurullah Sağlam' ın son derece akıllı taktik ve teknik müdahaleleri de etkili oldu. Kazanılan 3 puan Aykut Kocaman' a 1 hafta daha rahat nefes aldırdı. Bu 3 puanın, normalleşme sürecine katkı sağlayacağını ve camiayı rahatlatacağını düşünüyorum.