Fenerbahçe, Kayserispor karşısında ilk 45 dakikada gayretli ancak ceza alanı içinde etkisizdi. Sağda Kuyt, solda Sow, ortada Emenike, arkada Baroni birbirlerinden kopuk, ağır ve hareketsiz bir futbol sergilediler. Hatta Emenike, Sow ve Baroni, son derece bencil bir tutum içinde önemli pozisyonları, boş durumdaki arkadaşlarını görmeden harcadılar. İlk yarı biterken, tribünlerde ve ekran karşısında herkesin kafasında bu maçın beraberliğe yakın olduğu düşüncesi vardı. Kayserispor' da maça bir beraberlik için çıktığından, bu futbol fukaralığına katkı sağladı.
İlk yarıda, Gökhan, Caner ikilisi hem hücumda hem de savunmada dikkatsiz ve isteksizdiler. Egemen, Mehmet Topal ve Kuyt haricinde, rakibe basan, rakibi sıkıştıran, mücadele eden futbolcu yoktu.
İkinci yarının, ilk yarıda sergilenen pespaye futboldan farklı bir şekilde başladığını söyleyemeyiz. Yine rakip ceza sahası içinde etkin olamayan, bireysel çabalar ile pozisyon üretmeye çalışan bir Fenerbahçe izliyorduk. Bu tabloyu bozacak tek şey bir duran top golü ya da penaltı olabilirdi. Nitekim, maçın, 51. dakikasında kazanılan penaltı, maçın seyrini değiştirdi. Bu penaltı golüne 8 dakika sonra adeta bir Fenerbahçe belalısı olan Bobo cevap verdi. Fenerbahçe uzun yıllardır Bobo' dan sürekli benzer golleri yiyor. Belli ki Bobo Fenerbahçe' nin zafiyetlerini çözmüş ve bunları iyi değerlendirebilen akıllı bir golcü.
Fenerbahçe' nin bu şok gole 2 dakika sonra Sow' un muhteşem füzesi ile cevap vermesi, maçın kaderini değiştirdi. Bu ani tepki, bir dirilişi tetikledi. O ana kadar sahada ne yaptığı belli olmayan Fenerbahçe takımı özgüven kazanarak, topa hakim olmaya, rakibe ileride baskı kurmaya başladı. Goller de yağmur gibi geldi. Önce Mehmet' in kafası, sonra Emenike' nin füzesi, en son da Caner' in birinci sınıf ustalık ile attığı goller maçı 5-1' e getirdi. Alper ve Webo değişiklikleri yerinde idi ve topun üçüncü bölgede kalmasını sağladı.
Fenerbahçe bugün yine iyi bir takım oyunu sergilemedi. Ancak bireysel beceriler ön plana çıktı ve iki takım arasındaki bireysel yetenek farkı, bu farkı getirdi. Takım oyunu oynayamayan iki takımdan, bireysel yetenekleri daha yüksek olan takım haklı bir galibiyet aldı.
Fenerbahçe 17 maçta 13 galibiyet alarak ve en yakın rakibine 8 puan fark atarak ligin ilk yarısını birinci sırada bitirdi. Bu elbette büyük bir başarı. Ancak ikinci yarıda bu başarının tekrarı için şanstan, mücadeleden ve bireysel becerilerden fazlasına ihtiyaç var. Galatasaray da toparlıyor ve devre arası kadrosunu oldukça güçlendirecek. Ersun Yanal ve Yönetim, bu kadro ile devam etme kararı alır ve kadroyu takviye etmez ise, bu farkın kapanması mümkün gözüküyor. Zira ikinci yarı fikstür Fenerbahçe lehine değil.
Fenerbahçe' de halen sağ bek alternatifsizliği devam ediyor. Gökhan adeta büyük takım defterini kapatmış, işi bitmiş, emekliliği bekleyen futbolcu düzeyinde performans veriyor. Baroni yerine daha üretken, daha hızlı düşünen ve pas trafiğini koordine edebilecek, hücuma dönük bir orta saha eksikliği açıkça göze çarpıyor. Baroni asla Fenerbahçe' nin aradığı özelliklere sahip bir orta saha oyuncusu değil. Forvette, pivot santrafor özelliğine sahip, sırtı kaleye dönük oynayabilen, fiziksel olarak güçlü bir forvet alternatifi şart. Defansta, Alves' in dengesizliği, Yobo' nun gereksizliği, Bekir' in istikrarsızlığı alternatif yerli bir stoper ihtiyacına işaret ediyor. Bence, sol ve sağ açıkta da hızlı, kanat özelliği olan, adam eksiltebilen futbolcu ihtiyacı var. Sow, sol açık veya 4-3-3' ün sol forveti gibi değil, daha ziyade 4-4-2' nin soldaki forveti gibi oynuyor ve o kanatta ciddi açıklar veriliyor. Kuyt ise sıklıkla sol içe ve ceza yayına hareketlenerek, kanadını boşaltıyor. Fenerbahçe' nin kanat hücum performansı, beklerin gününde olmasına bakıyor. İlk yarıda Caner bu işi mükemmel yaptı ama bunu ikinci yarıda da sürdürebileceğinin garantisi yok. Sağ bekte Veysel Sarı, stoperde Ömer Toprak, orta sahada Kampl, Jimmy Durmaz gibi takviyeler hocanın elini güçlendirecektir. Devre arası mutlaka bu hamleler yapılmalı, Bekir, Yobo, Baroni, Serdar, Holmen (eğer oynatılmayacaksa), Semih ve Selçuk ile yollar ayrılmalıdır.
Yanal' ın ikinci yarıya Fenerbahçe' yi çok iyi hazırlaması lazım. İkinci yarı tüm futbolseverleri müthiş bir mücadele bekliyor olacak.