Sezonun Kırılma Maçı
İddialı bir başlık oldu biliyorum. Pek çok futbolsever bu derbinin diğer derbilerden ne farkı olduğunu düşünecektir. Hele de ligin bitmesine daha 12 karşılaşma varken.
Bu derbi doğrudan şampiyonu tayin edecek bir derbi değil. Doğrudur, kalan 12 hafta içinde çok şeyler değişebilir. Takımların, futbolcuların, hakemlerin formları mücadeleye etki edebilir. Şampiyon son haftalara kadar belli olmayabilir. Bu işin matematiksel ve mantıksal boyutu.
Öte yandan, derbinin şampiyonluk mücadelesini dolaylı olarak etkileyebileceği inancındayım. Derbiyi kaybeden hoca, puan olarak değil ama prestij ve güven olarak çok şey kaybetmiş olacak. Ne Fenerbahçe camiasının, ne de Beşiktaş camiasının bu sene şampiyonluğu kaybetmeye toleransı yok.
Daha açık konuşursak, bu sene bu yatırıma rağmen Fenerbahçe şampiyonluğu kaybeder ise, Sayın Başkan Aziz Yıldırım Fenerbahçe başkanı olarak bir sezon dahi kalamaz. Bu sefer hocayı ya da hakemleri suçlamak işe yaramaz.
Fikret Orman benim beğendiğim, önemli işler yapmış, Beşiktaş’ ı ipten almış bir Başkan. Ancak son 2 senede sportif başarı gelmedi. Bu sene de gelmez ise, Sayın Orman’ın da o koltukta devam etmesi mümkün gözükmüyor.
Aynı şey hocalar için de geçerli. Şampiyonluğu kaybeden hocanın takımın başında kalma ihtimali olduğunu düşünmüyorum. Güneş’ in başarısızlığa rağmen kalma şansı Pereira’ ya göre yüksek.
İki hoca da bunun farkında. Beşiktaş derbiyi kazanır, Trabzonspor’ a karşı da bir galibiyet alır ise fark 7 olacak. Bence bu farkın kapanması mümkün olmaz. Hele de Pereira tartışılmaya başlanır ve takım içinde şimdilik sessiz kalan mutsuz futbolcular ayağa kalkar ise hiç olmaz.
Beşiktaş derbiyi ve Trabzonspor maçlarını kaybeder ise, 5 puan geriye düşer, ki ben bu farkın da kapanacağı kanaatinde değilim. Beşiktaş’ ın takım olarak moral açısından düşmesi söz konusu olur.
Beşiktaş’ ın bu iki maçından iki beraberlik alması bile, yarışta kalmasını sağlıyor. Bu kuşkusuz, büyük avantaj.
Fenerbahçe Mutlak Kazanmak Zorunda
İki takımdan Fenerbahçe, kazanmak zorunda olan takım.
Hocalar bunun farkında.
Şenol Güneş’ e bakarsak, geçmişte önemli başarılar elde etmesine rağmen şampiyonluk yakalayamamış bir hoca. Hele de Fenerbahçe’ ye karşı karnesi çok parlak değil. Şenol Güneş, 27 yıllık teknik direktörlük kariyerinde Fenerbahçe’ye karşı 6 farklı takımla 30 karşılaşmaya çıktı. Güneş, Trabzonspor, Boluspor, Antalyaspor, Sakaryaspor, Bursaspor ve Beşiktaş’ ın başında sarı-lacivertli ekibe karşı çıktığı maçların sadece 4’ünde galibiyet sevinci yaşadı. Fenerbahçe ile yaptığı maçların 8’inden beraberlikle ayrılan Güneş’in takımları, 18 kez de sahadan mağlubiyetle ayrıldı.
Ayrıca, şunu da belirtmek gerek ki Şenol Güneş, Trabzonspor ile iki kez Süper Lig’de Fenerbahçe’ye karşı girdiği şampiyonluk yarışını son anlarda kaybetti.
İlkinde, tecrübeli çalıştırıcı yönetimindeki bordo-mavili ekip, 1995-1996 sezonunda 31. haftayı Fenerbahçe’nin bir puan önünde 76 puanla tamamladı. Sarı-lacivertli takım, 32. hafta maçında Trabzonspor’u deplasmanda 2-1 yenerek yarışta öne geçti. Son iki haftada iki takım da maçlarını kazanırken, şampiyonluk ipini Fenerbahçe göğüsledi.
İkincisinde, Trabzonspor, 2010-2011 sezonunda da Güneş yönetiminde ligi Fenerbahçe ile aynı puanla (82) bitirmesine rağmen, sarı-lacivertli takım averajla şampiyonluğu elde eden takım oldu.
Bu karşılaşma, Şenol Güneş açısından ve Beşiktaş açısından elbette bir ölüm kalım mücadelesi değil, ancak Şenol Hoca, averaj ile şampiyonluk kaybetmiş bir hoca olarak, puanların, hatta gollerin bile önemini biliyor. Bu maça stressiz çıkacağını sanmıyorum. Beşiktaş’ ı sezon genelinden daha savunmacı ve dikkatli bir taktikle izlemek şaşırtıcı olmaz.
Pereira’ ya bakarsak, Pereira, maçı kaybettiği anda 4 puan farkın oluşacağını biliyor. Kazanmak zorunda. Beraberlik bile Şenol Güneş’ in hanesine yazılacak. Bu durum Pereira üzerinde stres oluşturuyor. Ne kadar rahat gözükse de, içten içe derbinin kendisi için bir kader maçı, adeta bir final olduğunun farkında.
Pereira’ nın sahaya süreceği takımın ana felsefesi gol olacaktır. Bu da Fenerbahçe’ yi sezon genelinden bir miktar daha atak izlemeye yol açabilir. Pereira Beşiktaş’ ın Fenerbahçe’ yi orta sahada kilitlemeye çalışacağını biliyor. Orta sahada kalabalık bir Beşiktaş baskısı ve 2. Bölge kademesini kanatları kullanarak ya da uzun hava topları ile aşmaya çalışacaktır. Şenol Güneş’ in topu yere indirme ve ayakta tutarak kontrolü ele alma stratejisini aşmak için, bazı taktiksel fauller ve sert müdahaleler olabilir. Bu da Fenerbahçe açısından kart riski demek.
Derbi Öncesi Analiz
Derbinin analizine geçersek, bu derbide iki takımı, güçlü ve zayıf yanlarını iyi irdelemek gerekiyor.
Saha yerleşimi ve kullanımı açısından iki takım yakın değerlere sahip olsa da, Beşiktaş saha kullanımında, ikinci ve üçüncü bölgelerde, Fenerbahçe’ den ufak bir yüzde ile daha başarılı (%75’ e %76.5). Savunmada ise Fenerbahçe, Beşiktaş’ a göre rakiplerini bir miktar daha önde karşılıyor (%17.3’ ye, %15.9).
Bir takımın bütün atak girişimleri boyunca topu kullandığı sürenin, topun toplam oyunda kalma kalma süresi içindeki yüzdesi olan topa sahip olma yüzdesinde Fenerbahçe, %55.7 ile ligde birinci sırada. Beşiktaş ise, %54.7 ile 3. sırada. Fenerbahçe, oyunun hücum tarafında rakiplerine göre, takım olarak daha baskın. Beşiktaş’ da yakın değerlere sahip.
Oyuncuların, topla yaptığı herhangi bir kontrol ya da vuruş hareketlerinin toplamından oluşan topla oynama oranında ise Beşiktaş, maç başı ortalama 640 ile ligde 2. sırada. Fenerbahçe ise, 600 ile ligde 3.
Bu istatistiklerden, Beşiktaş’ lı futbolcuların maç içinde topla daha çok buluştuğunu ve Fenerbahçe’ nin ise özellikle hücumda topa çok az bir yüzde farkıyla daha çok sahip olduğunu görüyoruz. Bu neyi gösteriyor?
Fenerbahçe takımı bireysel olarak ayakta daha fazla top tutuyor, daha fazla top sürüyor, daha fazla çalım girişiminde bulunuyor. Beşiktaş topu daha hızlı dolaştırıyor ve Fenerbahçe’ den bir miktar daha az ayakta top tutuyor. Topla oynama süresindeki fark bu yaklaşım farklılıklarından kaynaklanıyor.
Bu durumu teyit eden en önemli diğer bir gösterge de, maç başına ortalama toplam pas sayısı. Beşiktaş bu istatistikte, Fenerbahçe’ den daha iyi (394’ e 448). Beşiktaş maç başına rakibinden, 54 pas fazla yaparken, topla maç başına ortalama, 40 kez daha çok buluşuyor. Ayrıca pasa dayalı organize oyunun göstergesi olan “pasla oyunda”, Beşiktaş, % 70 ile ligde 2. iken, Fenerbahçe % 65.8 ile ligde 4.
Bu bize neyi anlatıyor?
Beşiktaş, topu Fenerbahçe’ ye kıyasla daha fazla pas ile koşturuyor. Ayakta daha az top tutuyor. Daha olgun ve bilinçli bir saha içi organizasyona sahip.
Her iki takımın da ceza alanına yönelik hücum aksiyonlarında yakın bir performans gösterdiklerini görüyoruz.
Fenerbahçe, maç başına ceza sahasına en çok top gönderen ve ceza sahasında en çok topla oynayan ve kaleye en fazla şut çeken takım. Maç başına ceza sahasına doğru ceza sahası dışından 50 top gönderme girişiminde bulunan Fenerbahçe, maç başına 26 kez ceza alanı içine topu indirebiliyor. Beşiktaş’ ta bu istatistikler, 48’ e, 24. Beşiktaş ilk iki istatistikte Fenerbahçe’ nin ardından ikinci, toplam şut sayısında ise üçüncü sırada. Aradaki fark oldukça minimal. İki takım da bu alanda ligin en iyileri.
Öte yandan, Beşiktaş yakaladığı pozisyonları gole çevirme yüzdesinde Fenerbahçe’ den oldukça iyi. Beşiktaş’ ın pozisyonları gole çevirme yüzdesi, %36.8 iken, Fenerbahçe’ nin yüzdesi 24.8. Bu çok ciddi bir fark. Beşiktaş, yakaladığı her üç pozisyondan birini gole çevirirken, Fenerbahçe her dört pozisyondan birisini gole çevirebiliyor. Bu fark bu derbide anlamlı bir fark.
Beşiktaş, bu sezon ilk golü attığı hiçbir karşılaşmada puan kaybetmedi. Fenerbahçe de aynen, ilk golü attığında, tıpkı Beşiktaş gibi hiç puan kaybetmemiş. Ayrıca, Fenerbahçe’ de, Beşiktaş’ ta skor olarak öndeyken hiç maç kaybetmemişler. Bu ilginç bir durum.
Burada kısaca şu yorumu yapmak mümkün, ilk golü kim bulur ise, derbiyi kazanma ihtimali yüksek.Ancak, Fenerbahçe’ nin ilk golü kalesinde görüp kazanabildiği bir maç da yok. Bu da Beşiktaş’ ın %37 gol oranına sahip forvetleri olduğu düşünüldüğünde, Fenerbahçe açısından endişe verici bir durum.
Pereira kazanmak zorunda ve daha hücum ağırlıklı oynamak durumunda. İlk yarıda işi bitirmek için asılmak durumunda. Burada yenen bir gol risk teşkil edebilir. Pereira’ nın beklenenin aksine, hücum ağırlıklı değil, maç boyu dikkatli, kontrollü ve savunmada kademeli bir sistem tercih etmesi daha makul olabilir.
Fenerbahçe toplam gol sayısı (37) içinde en çok golü (22) 31-45 ve 76-90. Dakikalar arasında atıyor. Beşiktaş ise attığı gol sayısı içinde (49) en çok golü (28), 61-90. dakikalar arası bulmuş. Maç sonlarını seven iki takım var. Bu maçın 90 dakika heyecanlı ve çekişmeli geçeceğini gösteriyor.
Fenerbahçe ilk yarılarda 20, Beşiktaş 15 gol bulmuş. Bu Fenerbahçe açısından iyi haber. Kendi saha ve seyircisi önünde ilk golü bulup, sıkı savunma ve kontra ataklar ile istediği sonucu bulabileceğine işaret ediyor. Beşiktaş’ ın ilk yarı yapması gereken 2. Bölgede yoğun pres ve 1. Bölgede sıkı kademe kurmak. İlk yarıda gol yemeyen bir Beşiktaş, avantajlı duruma geçebilir. Beşiktaş ilk yarıda bir gol yer ve devre bitmeden karşılık veremez ise, maçı çevirmesi zorlaşır.
Beşiktaş atılan gollerde, % 61.1 ile 3. bölgenin ortasından hücum geliştirmiş. Fenerbahçe’ de bu oran, % 57.4. Fenerbahçe, kanatlardan hücum geliştirmede, % 42.6 ya % 38.8 ile daha üstün. Fenerbahçe bekleri, iyi gününde olduklarında, bu oran neredeyse %50’ lere ulaşabiliyor. Bu maçta da maçın kaderini tayin edecek ilk unsur, Fenerbahçe beklerinin hücum performansı olacaktır.
Yenen gollerin alanlara oranına bakıldığında ise tam tersi, Fenerbahçe’ nin göbeği Beşiktaş’ tan daha iyi savunduğu ancak kanatlardan, daha fazla bir yüzde ile gol yediğini görmekteyiz. Maçın kaderini tayin edecek ikinci unsur, Fenerbahçe beklerinin savunma performansı olacaktır. Beşiktaş bekleri Fenerbahçe beklerine göre daha stabil, daha net, daha öngörülebilir bir performans sergilediğinden, burada Fenerbahçe beklerinin gününde olup olmadıkları, maç formları belirleyici olacaktır.
Fenerbahçe’ nin toplam asist sayısı, 23. Beşiktaş’ ın toplam asist sayısı, 35. Fenerbahçe’ nin attığı 37 golde, 23 asist, Beşiktaş’ ın ise 49 golde, 35 asist ile oynadığını görmekteyiz. Bu her iki takımın hücum hattında yer alan futbolcuların verimlilik açısından ne durumda olduğunu gösteriyor. Dünya yıldızı olarak lanse edilen Diego ve Nani toplam 8 asist ile oynarken, bu şekilde görülmeyen, sıradan bulunan Sosa bile tek başına 8 asist yapmış durumda. Bu Diego ve Nani’ nin ayakta ne kadar çok top tuttuklarını, Sosa’ nın ise aksine ne kadar etkili olduğunu gösteriyor. Beşiktaş, pası, asisti, hızlı oynamayı seven bir takım. Bu Beşiktaş’ ı derbide, hele de fiziksel olarak çetin geçecek bir derbide bir adım öne taşıyor.
Maçla ilgili son kritik istatistik, fauller. Beşiktaş ligin en az faul yapan takımı. Fenerbahçe ise bu alanda ligde ilk sırada. Kendisine en çok faul yapılan takım ise, Beşiktaş. Bu tablo çok ilginç, çünkü derbi heyecanı ile Fenerbahçe, Beşiktaş’ ın klas ayaklarını faulle durdurmaya kalkar ise, bol sarı ve kırmızı kart görme ihtimali var. Bu durum, Fenerbahçe açısından büyük risk. Hakemleri suçlamaya alışmış ve bir şekilde agresif futbolculardan kurulu Fenerbahçe’ nin aynı zamanda ligin en çok ikili mücadele kazanan, rakip atak kesen ve hava topu kazanma oranına sahip takım olduğunu da belirtmek gerek. Eğer hakemler müsamahalı bir tutum içinde olur ise, Fenerbahçe, saha içinde Beşiktaş’ a ciddi bir fiziksel üstünlük sağlayabilir. Burada hakem etkili olacaktır. Hakemin maçın ilk 15 dakikası içindeki kararları, maçın genel gidişatını etkiler. Maçın kaderini etkileyecek ikinci unsur ise hakemler olacaktır.
Maçın hakemleri için de zor bir maç. Allah yardımcıları olsun diyorum.
Skor tahmini isteyen dostlar için, yorumculuk hayatımın en zor tahmini olduğunu söylemek isterim. İki takım birbirlerine artı ve eksileri ile fazlası ile denk takımlar. Maçın kaderini, Fenerbahçe beklerinin iki yönlü performansı ve hakemin belirleyeceği kanaatindeyim. Skor tahminlerim öncelikle, her iki takım lehine de 1-0, sonra iki takımdan birisinin bir farklı galibiyeti (2-1, 1-2 veya 3-2, 2-3) üzerine olacaktır. Elbette yanılma payımız olmakla birlikte, hakem adil ve hatasız bir yönetim sergiler ve olası kırmızı kartlar saha içi dengeleri bozmaz ise beraberlik beklemediğimi söyleyebilirim.
Yorumlarınızı bekliyorum.
Maç sırasında yorumlarımı canlı takip etmek için:
twitter: @bertankaya
Not: İstatistikler için MatchStudy Türkiye ekibine teşekkür ederim.