Yarın Fenerbahçe açısından çok kritik bir gün. Olağanüstü kongre ile Fenerbahçe camiası yeni başkan ve yönetimini seçecek. Birkaç adayın ismi ortada dolaşıyor olsa da en güçlü adaylar Mehmet Ali Aydınlar, Aziz Yıldırım ve Hulusi Belgü.
Aziz Yıldırım, 15 senedir başkan olması nedeniyle kongre üyeleri üzerindeki etkisi, 3 Temmuz sürecinin getirdiği politik hava ve rakibi Aydınlar aleyhinde oluşturulmuş olan olumsuz havanın da etkisi ile yarışa favori giriyor. Aydınlar ise beyefendiliği, muhalefetin desteği ve farklı kampanyası ile ciddi bir rakip olarak duruyor. Belgü ise camiada çok kişi tarafından sevilen, çoğu kişinin keşke kazansa dediği ancak kongrede oy potansiyeli diğerleri kadar yüksek gözükmeyen bir aday.
Yıldırım' ın 15 senedir Fenerbahçe' ye çok büyük katkıları oldu. Muhtemelen Fenerbahçe tarihinde kulübe en büyük katkıları yapmış başkandır. Gecesini gündüzüne katarak çalıştı, çabaladı. Öte yandan istemeden camiaya büyük zararlar da verdi. Şike tartışmasını bir tarafa koyuyorum, futboldaki başarısızlıklar, Türkiye' nin takımı olan Fenerbahçe' nin yalnızlaştırılması, kendi yönetimindeki kişiler ile yaşadığı kavgalar, otoriter tarzı ve kulübün sembol değeri Alex' in yollanışı, pek de kabul edilir olaylar değil.
İki sene önce şu şekilde yazmıştım: " Aziz Yıldırım Fenerbahçe' yi önce büyüttü, sonra bu büyüklük ile başa çıkamadı, bu büyüklüğün hakkını veremedi". Bu tespitin hala doğru olduğunu düşünüyorum. 15 sene çok uzun bir zaman. Elbette büyük başarılar, atılmış önemli adımlar, kazandırılmış tesisler var. Öte yandan, bu katkılar, kulübün pek de iyi yönetilmediği gerçeğini de değiştirmiyor. Hatta bu gerçek, bizzat sayın Başkan tarafından "kulübü bakkal gibi yönettik" şeklinde ifade edildi. 15 senede gelinen nokta kötü değil, ancak yeterli de değil.
Mehmet Ali Aydınlar iyi bir Fenerbahçe' li. Voleybolda yaptıkları, başardıkları ortada. Bir iş adamı olarak kendi şirketinde nasıl bir kurumsallaşma sağladığını herkes biliyor. İyi bir iş adamı ve spor adamı olmanın yanı sıra, iyi de bir insan. Mütevazi, duygusal ve beyefendi bir şahsiyet. 3 Temmuz sürecinde sergilediği duruş, camiada pek çok kişi tarafından hoş karşılanmadı. Buna rağmen o her zaman Fenerbahçe' nin çıkarlarını savunduğunu ifade etti. 3 Temmuz sürecine ilişkin örtük bilgi çok yoğun olduğundan, şike yapılıp yapılmadığı, Aydınlar' ın gerçekten Fenerbahçe aleyhine bazı işler yapıp yapmadığı ya da süreçte kimlere haksızlık yapıldığına ilişkin net bir karar vermek zor. Sonuçta işin ucunda "kul hakkı" var. Aziz Yıldırım şike yaptı, Trabzonspor kupayı hak etti ya da Aydınlar ihanet etti demek için kesin ve sağlam kanıtlara ihtiyaç var. Süreçte çok fazla örtük bilgi olduğunu düşünüyorum. Bu sebeple Yıldırım' ın şike yaptığına ya da Aydınların kulübün menfaatleri aleyhine hareket ettiğine dair kesin bir yargıya varmak zor ve doğru da değil. Her iki iddiaya da şüpheyle yaklaşmak gerekiyor. Bu sebeple bu kongrede, ne şike ne de ihanet iddiaları karşılıklı olarak asla dillendirilmemeli. Adaylar birbirlerine bel altı vurmamalı. Bu konular malzeme yapılmamalı.
Öte yandan daha şimdiden her iki aday da diğerini suçluyor. Yıldırım, Aydınların 3 Temmuz duruşunu ve tavırlarını eleştirirken, Aydınlar' da Yıldırım' ın şike sürecinde Fenerbahçe' ye büyük zarar verdiğini düşünüyor. Yıldırım 3 Temmuz mağduriyetinin arkasına sığınırken, Aydınlar da temiz Fenerbahçe vurgusu yapıyor. Konuyu siyasi bir kutuplaşmaya kadar götürenler de var. Her iki adayın, iki farklı siyasi görüşün adayı olduğunu iddia edenlerin sayısı da az değil. Ben ortada bu tür bir durum olduğuna asla inanmıyorum. Bir şekilde ayrı fikirlere sahip, birbirlerinin bir zamanlar dostu olan ancak şimdi araları açık iki iyi Fenerbahçe' li, Fenerbahçe için mücadele verecek. Bu olayı farklı noktalara taşımanın kimseye faydası olmaz.
Umarım kongre sonucunda kazanan Fenerbahçe olur ve camiada artık normalleşme süreci başlar.
Köşe yazarlarının dahi kazanmasını istedikleri başkan adaylarını fanatikçe desteklediği, birbirlerine saydırdıkları bir ortamda, seçime gidiyoruz. Bu gerginlik umarım Fenerbahçe aleyhine sonuçlar doğurmaz.
Aziz Yıldırım' ın da Mehmet Ali Aydınların' da Fenerbahçeliliğini tartışmak kimsenin haddi değildir. Kim kazanırsa kazansın, Fenerbahçe camiası başkanını bağrına basacaktır. Hatalarından ders almış, kavgalardan ziyade projelere odaklanan bir Aziz Yıldırım, değişimin ateşini yakarak Fenerbahçe' yi bulunduğu yerden ileri taşıyabilecek bir vizyona sahip olan Mehmet Ali Aydınlar, Fenerbahçe sevgisini cesareti ile birleştiren ve kulübe huzur getirebilecek Hulusi Belgü ve başta Yamen Uzun olmak üzere diğer değerli adaylar.. Kim kazanırsa kazansın, neticede Fenerbahçe kazanacaktır diye düşünüyorum. Örnek bir kongre olmasını temenni ediyorum.
Tüm adaylara başarılar diliyorum.