Fenerbahçe takımı maçın genelinde kontrolü elinde tutuyor gibi gözükse de futbol adına iyi işler yapamadı. Yapması da mümkün değildi. Zico döneminden bu yana Fenerbahçe, deplasmanlarda sürekli kontrollü ve çekingen bir futbol sergiliyor. Bunun nedenini anlamak mümkün değil. Hangi hoca gelirse gelsin, rakip kim olursa olsun, Fenerbahçe son 5-6 sezondur deplasmanlarda çok pasif bir futbol sergiliyor. 150 milyon Euro' luk bir kadro, Kayseri Erciyesspor gibi mütevazi bir bütçeye sahip bir takıma karşı bu denli çekingen oynamaz, oynamamalıdır.
Bir kere Kayseri Erciyesspor' a karşı sahaya Baroni, Emre, Selçuk ile çıkmak hatalı. Alper gibi, Emenike gibi fuleli, hızlı, topsuz oyunu oynayabilen oyuncuları ilk 11' de tercih etmek gerekirdi diye düşünüyorum. Ayrıca Kadlec ya da Hasan Ali sol beke alınıp, Caner ileri çıkartılabilirdi. Ben bu tür deplasmanlarda, gol atmış olsa da hareketsiz ve yavaş bir Sow' un faydalı olmayacağı kanaatindeyim. Sow, Webo gibi isimler oyuna sonradan girerek katkı sağlayabilirlerdi.
Fenerbahçe artık şu Baroni inadını bırakmalı ve öz evladı Salih' e en az Baroni kadar fırsat vermeli. Yanal bazen Kocaman' ın hem oyun sistemi hem de oyuncu tercihleri açısından bazı hatalarını devam ettiriyor ve bu da Fenerbahçe' nin zorlanmasına neden oluyor. Bu rotasyonda, elinizde Salih varken, Baroni sahada olmamalı.
Bu maçta da, Fenerbahçe' yi yine Kuyt taşıdı. Kuyt gerçekten de bu takım için çok önemli bir oyuncu. Yanlış pas tercihleri ve top kayıpları nedeniyle zaman zaman eleştirsek de, Kuyt Fenerbahçe için bir şans.
Caner konusunda Yanal' a katılıyorum. Bu siniri ve tribün tepkisi, bir kırmızı karta dönebilirdi. Hamle doğruydu.
Fenerbahçe' nin galibiyeti son dakikaya kadar kovalaması dikkatimizi çekti. Fenerbahçe oyun olarak sahaya yansıtamasa da takım refleksi olarak beraberliği kabul etmiyor. Galibiyet arzusu dikkat çekici. İşte bu arzu ve refleks Fenerbahçe' nin lider olarak devam ediyor olmasının en büyük nedeni.
Fenerbahçe, kadro derinliğine sahip, ancak kadro çeşitliliğine sahip değil. Emenike, Sow, Webo gibi isimler genellikle birbirlerine benzeyen forvet tipleri. Sow ve Webo ağır, birebir adam geçemeyen ancak son vuruşları ve pozisyon bilgileri iyi futbolcular. Emenike fuleli, güçlü ancak oyun içi sürekliliği yok. Sırtı dönük oynama becerisi sınırlı. Cardozo gibi, iç sahada oyun rakip sahaya yıkıldığında, rakip defansı dağıtacak, uzun, hava toplarına hakim, güçlü bir pivot santrafor ihtiyacı halen devam ediyor. Orta sahada durum yine aynı. Mehmet Topal, Mehmet Topuz, Baroni, Emre, Holmen ve Meireles birbirlerine çok benzeyen oyuncu tipleri. Emre tekniği ile biraz farklı dursa da, yaşı nedeniyle daha kontrollü, statik bir futbolu tercih ediyor. Sahada hücum yönünde yaratıcılığa sahip olan iki isim Alper ve Salih. İkisi de ilk 11' de başlayamıyor. Bu da hücum zenginliğini olumsuz etkiliyor. Benzer bir durum defansta da var. Sağ bek alternatifsiz. Bekir ve Egemen benzer özelliklerde stoperler. Alves farklı ama yanına, Egemen- Bekir ikilisinden daha sağlam basan, tercihen Ömer Toprak tarzında yerli bir stoper lazım. Kadlec, bence Fenerbahçe' ye fayda sağlamaz ve devre arası Baroni ile birlikte yollanmalı.
Hasan Ali' nin geçen sezonun ikinci yarısından beri neden kenarda tutulduğunu birileri artık açıklamalı. Sol bek yetişmeyen bir ülkede bu çocuğu kaybedersek, vebali Yanal ve Kocaman' ın olacaktır. Ayrıca Salih' in Yanal' ın sisteminde düzenli forma şansı bulamayacağı belli oldu. Devre arası mutlaka iyi bir takıma kiralanmalı ve gelişimini devam ettirmesi sağlanmalı. Ancak, gideceği takımın iyi ve iddialı bir takım olması (örneğin Eskişehirspor, Kasımpaşa gibi) çok önemli.
Gelinen nokta itibariyle Yanal' ı başarılı buluyorum. Fenerbahçe, Galatasaray maçına kadar 6 puan farkı korumayı başarabilirse, bu maç sonrası en ciddi rakibi ile arayı açar ve şampiyonluğun en büyük adayı haline gelir. Elbette devre arasında, kadro çeşitliliğini artıracak transfer takviyeleri yapılmak şartıyla. Ömer Toprak, Veysel Sarı, Kevin Kampl, Oscar Cardozo faydalı olabilir. Baroni, Webo, Kadlec ve Yobo ile yollar ayrılmalı diye düşünüyorum.