Yazılarımı takip edenler bilirler, Emenike, Sow ve Kuyt üçlüsünün Fenerbahçe tarihinin en kötü hücum hattı olduğu iddiasındayım.
Fenerbahçe' nin son 4 maçta Fenerbahçe' nin 85 şut atıp, 4 gol bulabilmiş olması ve bu berbat istatistiğin çoğunun bu 3' lüden gelmesi de bu tezi fazlasıyla doğruluyor.
Bu seneki kötü futbolları ve formsuzluklarına kimsenin itiraz edeceğini sanmıyorum.
Öte yandan geçen sezon başarılı gözükmelerinin nedeni de Yanal' ın oturttuğu sistem ve futbol felsefesi idi.
Aslında bu üçlü ile ilgili tanıyı daha geçen sezon, hem de iyi gözüktükleri bir dönemde yapmıştım. Geçen sezonki yazılarımda bu üçlünün aslında yetenekleri kısıtlı, son vuruş becerileri olmayan ve birbirleri ile koordinasyonda sorunlu futbolcular olduklarını belirtmiştim.
Peki nasıl başarılı gözüktüler? Esasen Yanal' ın sistemi rakibe baskı kuran, ileride top kazanmaya odaklanan, Caner ve Gökhan' ın fazlası ile devrede olduğu ve kanatların çok verimli kullanıldığı bir sistemdi. Caner' in bir daha hayatı boyunca sergileyemeyeceği bir performans ile müthiş asistler ve bindirmeler yapmış olması da bu görüntüye katkı sağladı. Bu 3' lünün attığı gollerin çoğu kanat akınları ve göbekten geliştirilen, al da at denecek gollerdi. Fenerbahçe o dönem o kadar çok pozisyona giriyor, o kadar baskılı oynuyor, maçı koparacak golleri o kadar kolaylıkla bulabiliyordu ki, kaçan onlarca gol kimsenin gözüne batmıyordu (ben hariç).
Bu sezon İsmail Kartal' ın sistemi, verimli olmadı. Defans ve orta saha birbirlerine yakın ve oyunu geride kabul eden bir anlayış ile oynayınca, parladı. Bloklar arası kopukluklar oldu. Forvetler rakiple baş başa kaldı. Orta sahadan yeterli destek alamadılar. Bu sebeple, forvetin yetersizliği dikkat çekmeye başladı.
Patlayıcı kuvveti olduğu sanılan ancak ligdeki pek çok stoperin, saha içinde fiziği ile yıprattığı Emenike, çok top kaybı yapan bal yapmayan arı Kuyt ve hiç bir kalbur üstü özelliğe sahip olmayan, düz forvet Sow ile Fenerbahçe' nin forvetteki beceri eksikliği bu sistemde hemen sırıttı.
Burada sorun bu form düşüklüğü de değil. Sorun 2008' den bu yana bu tür futbolcuların transfer edilmesi.
Bir gazetenin internet portalında bir başlık gördüm: Emenike mi, Guiza mı? diye.. Aslında sorun bu futbolcularda değil.
Bu futbolcuları Fenerbahçe' ye transfer eden vizyonda.
Üstelik 12- 13 milyon Euro gibi büyük paralar verilerek alınan bu isimlerin, Katar' da bile alıcısı yok.
Sow' u bile attığı topu topu 2 röveşata golü ile 3 yıldır yıldız diye pazarlayan, sürekli ilk 11' de oynaması için algı operasyonu yapan bir yönetim ve destekçi grubu var.
Guiza saç baş yoldurup, yuhalanınca ağlıyor, taraftarın sempatisine oynuyordu. Emenike dik duruyor. Tribünlere yalakalık yapmıyor. Bu yönden tebrik ediyorum.
Bence sorun ne Emenike, ne Guiza' da.
Bunları transfer eden yöneticiler bu tabloda baş sorumludur. 1998' den beri bir etkin scout sistemi, etkin ve sürekli A takıma ilk 11' de oynayabilecek kalibrede futbolcu üretebilen bir altyapı kurmayan, kuramayan yöneticiler suçlu.
Bence ne Guiza, ne Emenike.. Bence Aziz Yıldırım..