Fenerbahçe' nin bu sezon bir iç saha fobisi var. Kendi saha ve seyircisi önünde futbolcular başarılı olamıyor. Açıkça fiziksel değil, psikolojik bir durum ve üzerine gidilmesi, hatta destek alınması gereken bir konu. Bu konuda yönetim veya Aykut hoca ne yapıyor?
Dış sahada ise bambaşka bir Fenerbahçe ortaya çıkıyor. Takım yine çok mu hızlı, çok mu organize, çok mu dikine, etkin bir oyun felsefesi var? Hayır. Ama zihinsel rahatlık, sahada futbolcuların kendi kapasitelerine ulaşmalarını sağlıyor. Kapasite ve yetenek belki üst düzey değil ama Kayseri'de puan bırakacak kadar da düşük değil. Takım zihinsel olarak rahat olduğunda, en azından iki üç pas üst üste yapabiliyor, Aatıf gibi takımdaki az sayıdaki yetenekli isim de vites artırmayı başarır ise üç puan gelebiliyor.
Dün bence en büyük fark Şener' di. Ne Isla, ne İsmail, Ne Hasan Ali, ne de Şener bu sene oyuna aktif katkı sağlamadılar. Kaybedilen puanların çoğunda bek hataları ya da hücuma katkı eksikliğini görmek mümkün. Modern futbolda bekler çok önemli. Dün, Şener modern bir bek olarak gözüktü ve ileri geri müthiş performansı ile takımını rahatlattı, alan açtı, rakibi tedirgin etti.
Dünkü 5-0' da Sumidica' nın intiharından bahsetmesek olmaz. 3' lü savunma ile olmayacak şeyi oldurdu. Doğru bir taktik felsefe olmadığı için, sahada Fenerbahçe gibi oyun sistemi nedeni ile asla boşluk bulamayan bir takıma adeta koridorlar, geniş alanlar bıraktılar. Şener ile birlikte Aatıf' da, hatta Giuliano' da bu alanlardan faydalandı. Kayseri maça dörtlü savunma ile başlamış olsa, önde bassa, rakibi ısırsa, bugün belki bambaşka tabloları da konuşuyor olabilirdik.
Özetle, Fenerbahçe' de Aatıf, Şener ve Mehmet Topal vites yükseltince, Sumudica' da akıl almaz bir taktik hata yapınca fark geldi. Fenerbahçe aslında geçen haftalardan çok farklı falan değildi. Bireysel insiyatifler ve rakip hocanın akıl almaz kararı oyunu ve maçı çözdü. Gözden kaçırılmaması gereken bu.