Türkiye' de bir ilki yaşadık.
1977 doğumlu hakem Deniz Çoban, Kasımpaşa Çaykur Rizespor maçında yapmış olduğu hatalar nedeni ile hakemliği bıraktığını açıkladı.
Hatırlayacak olursanız, aynı maçın sonunda, Rıza Çalımbay' ın önünde iki takımdan da özür dilemişti.
Hata elbette insanidir. Hangi meslekte olursanız olun, hata yaparsınız. Önemli olan ders almak ve ileri bakabilmektir. Bu hatalardan öğrenmektir. Bunun tekrarlanmaması için elinden geleni yapmaktır.
Deniz Çoban, bu hatalar sonucunda ders alıp ileri bakmak yerine daha radikal bir karar almış. Bu hatalar nedeni ile artık hakemlik yapamayacağına kanaat getirmiş. Bu hatalarını en başta kendi kabul edememiş. Vicdanına söz geçirememiş.
Belli ki vicdanlı, ahlaklı, onurlu bir kardeşimiz.
Kendisinin gözyaşları içinde düzenlediği basın toplantısını izlerken, yaptığı fedakarlığın öneminin belki kendisi bile farkında değildi.
Bu ülkede hangi meslekten olursa olsun, hata yapan ve bu hatalardan ders almayıp, hata yapmaya devam eden onbinlerce, yüzbinlerce insan var. Futbolun içinde de bunlardan yüzlerce, binlerce var. Futbolcusu, teknik direktörü, hakemi, kulüp yöneticisi, saymakla bitmeyecek kadar insan hata yapıp, bunlardan ders almıyor. Yüzü kızarmadan aynı hatalara devam edebiliyor. Bunu hak görüyor. Çünkü unutmak ve hesap sormamak üzerine kurulu bir kültürümüz var. Çünkü toplumsal hafızamız zayıf. Buna güveniyor, bundan faydalanıyorlar.
Deniz Çoban, Türkiye' de bir ilke imza attı.
Sadece hataları için özür dilemekle kalmadı, bu hatalar nedeni ile görevinden ayrıldığını, hakemliği bıraktığını da açıkladı.
Bu ancak Japonya' da ya da gelişmiş Batı ülkelerinde görmeye alışık olduğumuz bir durum. Bu bir milat.
Bazıları için önemsiz, ya da anlamsız gözükebilir ama Deniz Çoban' ın bu hareketi Türkiye' de sadece futbolda değil, her alanda yeni bir dönemin başlangıcı olacaktır. Yeni bir dönemin işaretidir.
Hataları nedeni ile camialara zarar veren, kulüplerin ve sporcuların haklarını yiyen, insanları spordan soğutan veya emek hırsızlığı yapan ve herşeyden öte, canını yaktığı camialardan özür dilemeyi dahi çok gören bu tür zihniyetler, bundan böyle o kadar da rahat olamayacaklardır.
Bundan böyle arkalarını dönüp gidemeyeceklerdir.
Çünkü herkesin aklına artık Deniz Çoban gelecektir. Onun onurlu davranışı, yüksek bir erdem seviyesi oluşturmuştur. Hataları nedeni ile bir özrü dahi çok görenler, bu erdem çıtasının altında kalacaklardır.
Deniz Çoban, ülkemizde temiz bir dönemin ilk işaretlerinden olacaktır. Bu ülkede dürüst, namuslu, ahlaklı ve vicdanlı insanların sesi olmuştur bu genç hakemimiz. Hakemliği bırakması kendisi adına ağır bir karardır. Belki gereksizdir. Bir çoğuna göre abartılıdır.
Ben bu hareketi bir başkaldırı olarak yorumluyorum.
Bundan böyle, bilerek veya bilmeyerek emek hırsızlığı yapan, yaptığı hatalardan sonra özür dileme erdemi göstermeyen herkesin aklına ve vicdanına Deniz Çoban' ın basın toplantısındaki gözyaşları içindeki görüntüsü düşecektir.
Ne demişti Nazım Hikmet şiirinde;
"Ben yanmasam, sen yanmasan, biz yanmasak, nasıl çıkar karanlıklar aydınlığa.."
Deniz Çoban, aydınlık için kendisini yakmayı göze alabilmiştir. Yolu açık olsun.