Soru şu, Aziz Yıldırım soyunma odasına neden iniyor?
Son karşılaşmada da bunu yaptı.
Volkan Ballı bir iddia ortaya attı ve Fenerbahçeli futbolcuların bundan rahatsız olduklarını dile getirdi.
Sizce iddiaya gerek var mı? Görünen köy kılavuz istiyor mu? Başta İsmail Kartal olmak üzere, hangi futbolcu bundan memnun olabilir?
Ben de bu soyunma odası ziyaretleri ya da namı diğer "Azizsilin" lerden teknik ekip ve futbolcuların memnun olmadığından eminim. Adeta okul müdüründen fırça yiyen lise son sınıf öğrencileri gibiler. Teknik ekip ve futbolcular, elbette böyle bir müdahaleden haz etmezler. Neredeyse 32-33 yaş ortalamasına sahip yetişkinlerden bahsediyoruz.
SOYUNMA ODASINA İNİŞİN ARKASINDAKİ SEBEPLER
Peki Aziz Yıldırım neden soyunma odalarına iniyor? Bunun arkasındaki psikoloji nedir?
Öncelikle bunun yeni bir uygulama olmadığını belirtmek lazım. İşler her kötü gittiğinde, 17 senedir Aziz Bey bunu yaptı. Soyunma odasına da indi, tesislere de geldi. Geçmişe dönük olarak tarayın medyayı, bunu göreceksiniz. Ha, soyunma odası ve tesislere gelmesini hoş karşılamayan hocalar oldu. İtiraz eden, hatta ters düşen. Mesela Zico. Fenerbahçe' den ayrılış hikayesini bilenler, bunu hatırlar. Zico' nun kardeşi ile Başkan' ın bu ziyaretlere ilişkin tartışması sonrası ayrılık gerçekleşti.
Tıpkı Zico gibi Ersun Yanal, Mustafa Denizli, Aragones, Kocaman gibi isimler de pek haz etmiyordu bu ziyaretlerden. Farklı tepkiler ile karşı koyuyorlardı. Hepsinin de sonu malum!
Bu ziyaretlerin arkasında, davranışsal bir döngü var. Hatalara dayanan bir döngü. Bu döngüyü Fenerbahçe' liler için açıklayalım.
Aziz bey, endüstriyel futbolu ve geldiği noktayı kesinlikle kavramış bir yönetici. Fenerbahçe' yi taşımak istediği yer, ekonomik açıdan dünyada ilk 10' da olan bir kulüp. Hatta belki ilk 5' te. Bu anlamda, stratejik olarak Fenerbahçe' ye katkıları ortada. Tesisleşme, sportif ürünler, taraftarları müşterilere dönüştürme noktalarında çok başarılı. Kulübü ekonomik yönde büyütme ideali son derece saygı duyulması gereken bir ideal.
Öte yandan, bu yazıyı okuyor ise lütfen alınmasın, kızmasın ancak sportif açıdan modern futbolu ve gittiği noktayı kavrayabilmiş olmadığını düşünüyorum.
SPORTİF VİZYON VE PERFORMANSTA SORUNLAR
Aziz Bey' in futbolda bir sistem oluşturma çabası da takdire şayan. Ancak teknik direktör seçimleri, futbolcu seçimleri, futbolcular ile ilişkileri ve maalesef sportif yorumları bence hatalı. Ayrıca bu hatalar üstüne inşa ettiği ve kazara başarıya ulaşmasını sağladığı sistemleri de kazara kendi eli ile yıkıyor.
Son birkaç yıla bakarsak, Aykut Kocaman projesi doğru bir proje idi. Aykut Kocaman sistem kurma adına doğru, ancak teknik direktör olarak yanlış bir tercihti. Kocaman' ın futbol sistemi, asla Fenerbahçe' nin kimyası ile uyuşmadı. Fenerbahçe, kontrollü ve defansif bir futbol sistematiğine ait bir camia değil. Hiç olmadı. Zaten, Kocaman ile anlaşamadı ve yolları ayırdı.
Ersun Yanal ise sistem kurma anlamında hatalı ancak hoca seçimi olarak doğru bir seçimdi. 1-2 yıl daha kendisi ile başarılar yakalanabilir, o esnada kazanılan ivme, gerçek bir sistem ve kadro yapılanması için kredi olarak kullanılabilirdi. Olmadı. Dayanamadı. Yolları yine ayırdı.
İsmail Kartal seçimi ise, ortada. Mesaj şu idi, ben tecrübesiz bir hoca ile de şampiyon olabilirim. Bu takımı ne Daum, ne Zico, ne Kocaman, ne de Yanal şampiyon yaptı. Ben yaptım. Bu kadroyu ben kurdum. Bu takım bana saygı duyuyor. Ben ne dersem o olur!
Kimse alınmasın gücenmesin ama İsmail Hoca için Fenerbahçe erkendi. Belki şu an kendisi de bu görüşe katılacaktır. Belki de kendisini başarılı görüyordur.
İSTATİSTİKLER ALDATMASIN
Bazı yorumcu arkadaşların istatistiklere bakıp, Kartal, Yanal' dan daha başarılı gözüküyor tespitine asla katılmıyorum. Kartal' ın takımının ciddi bir futbol felsefesi, sistematiği yok. Geçmiş 4 senenin mirası üzerinde, biraz oradan biraz buradan bir taktik sistem ile idare etme var. Forma adaleti yok, yıldız isimlerden korkular nedeni ile adil dağıtılmayan formalar var. Teknik kararlarda bağımsızlık yok, çünkü tepede Başkanın Demokles kılıcı var..
İsmail Kartal dönemi, puan olarak olmasa bile, teknik yönetim, taktik anlayış, kadro kabiliyetleri ve saha içi performans açısından Fenerbahçe' nin en kötü dönemlerinden bir tanesidir. Bu kadar istatistikte iyi gözükmenin bence tek nedeni takım içindeki birkaç futbolcunun ekstra gayreti, geçmiş 4 senenin oturmuş savunma kurgusu ve biraz da şanstır. Kartal bu anlamda şanslı bir hocadır.
Bugün İsmail Kartal' ın hocalık becerilerini görmek için kendisini 5 büyükler hariç bir takımda izlemek gerekir. İnşallah bir gün kısmet olur da, kendisini orta seviye takımlarda hocalık yaparken izleriz. Gerçek hocalık becerisini herkes orada görmüş olur.
DÖNGÜYE DÖNELİM
Aziz Yıldırım döngüsüne dönersek, en başta yapılan hatalı hoca ve kadro yapılandırmalarının etkilerinin kısa sürede saha içinde görülmesi ve Aziz Beyin taraftar baskısından çekindiği için müdahale etmek zorunda kalmasıdır bu döngünün sebebi.
Bu sezonu örnek olarak alalım.
Birinci hatası şu oldu. Aziz Bey geçen sezon şampiyon olan takımın bunu tekrarlayacağını düşünerek takıma Diego hariç takviye yapmamıştır. Egemen' in uzun sürecek olan sakatlığı, Emre ve Meireles' in istikrarsızlıkları, Gökhan' ın alternatifsizliği, Kuyt' ın son sezonu oluşu ve forvet hattının tamamen birbirlerine benzer futbolculardan oluştuğunu görememiştir Yıldırım. Sezon başında yazmıştım transfer gereken en az 5 nokta olduğunu. Takip edenler bilirler. Yıldırım'a göre ortalama 33 yaşında olan bu kadro yeterli idi. Yıldırım' a göre gerekirse 17 yıldır yapıldığı gibi oyuncu devşirme yöntemi ile Topuz' dan sağ bek, Selçuk' tan forvet arkası, Alper' den sol açık, Caner' den sağ açık yapılabilirdi. Nitekim de yapıldı!
Oysa şampiyon kadro 5 önemli genç takviyesi ile, bu sezon çok rahat ilerlerdi. Yapmadı. Gerek görmedi. Belki de yapamadı (nedenine sonra değineceğiz).
İkinci hatası Fenerbahçe tarihinin en başarı yerli hocası Yanal' ı yollamak oldu. Yanal' ın karizması ve camia içindeki yükselişi ve en önemlisi de işime karıştırmam duruşu rahatsız etti. Futbolcuların memnuniyetsizliğini, Yanal' ın rahatlığını bahane edip, işi bitirdi. Belki birkaç cesur futbolcu çıkıp bize olayın iç yüzünü anlatabilir. O zaman taraftar daha da iyi anlayacaktır neyin neden yapıldığını!
Üçüncü hatası ise olası başarısızlığı açıkça üstlenmesi ve her fırsatta Kartal' ı koruması oldu. İsmail Kartal' ı korudukça, Kartal' ın oyuncular üzerindeki hakimiyetini kırdı. Kartal' a duyulan saygıyı azalttı. "Bu takımı Yanal değil ben ve futbolcular şampiyon yaptı" açıklaması tarihi bir şanssızlıktır. Bir hatadır. Bu açıklama ile herkes gerçek patronun kim olduğunu gördü. Futbolcular, kendi güçlerini fark etti. Başkan ve futbol takımı arasında direkt hat kurulmuş oldu.
Şimdi böyle 3 büyük sportif hata ile lige başlayınca ve işler istenildiği gibi gitmeyince, Yıldırım işin sonunun iyi olmadığını gördükçe strese girdi. Daha önce Aragones, Rıdvan ve ikinci Daum dönemlerinde olduğu gibi. Bu stres ile sürekli tesislere ve soyunma odalarına dadandı. Daha önce defalarca kez sahip çıktığı futbolcuları suçladı. Onlara kızdı. Oysa hata kendisinde idi. Futbolcuları tepeye çıkartan kendisi idi.
3 TEMMUZUN KRİTİK ETKİSİ
3 Temmuz süreci ile ilgili bir iddiam vardı. 3 Temmuz Fenerbahçe operasyonu, Aziz Yıldırım' ın Fenerbahçe' deki ömrünü uzatmıştır. Camia etrafında kenetlenmiş, her yaptığı ve dediği doğru bir lider olarak kabul görmüştür. Mağduriyet, liderlik vasıflarını güçlendirmiştir. Muhalifler bile geri çekilmiştir.
Kanaatimce, tarihte futbola bu kadar büyük bir yatırım yapıp, Avrupa çapında hiç bir dişe dokunur başarı (örneğin bir final) elde etmeden, hala görevde kalabilen ikinci bir Başkan yoktur. Galatasaray en fazla onun döneminde şampiyonluk kazanmıştır.
Hala koltukta sağlam olarak oturabilmesinin sebebi, Fenerbahçe kongre üyeleri ve bazı güçlü taraftar gruplarının kendisine olan yakınlığıdır. 3 Temmuz bu yakınlığı kader birliğine çevirmiştir. Şimdi bu kader birliğinden çatırdama sesleri geldikçe, Yıldırım stres olmakta ve kendisini soyunma odalarına atmaktadır.
Şimdi insana sorarlar; böyle yüksek bir yaş ortalamasına sahip bir kadroya sahip olacağını bile bile neden yapılanmaya gitmedin? Bu yapılanmanın en az 3 sene öncesinden planlanması gerekirdi.
TİCARİ BAŞARI İÇİN SPORTİF BAŞARI ŞARTTIR
Fenerbahçe için ticari bir vizyon ortaya koyulurken, neden sportif bir vizyon ortaya koyulamadı? Her yazımda yazdım, ticari başarı için sportif başarı şarttır. Bu hoca, bu kadro yapısı ve bu yönetim kalitesi ile sportif başarıyı nasıl yakalayacaksın? Bu sene Galatasaray şampiyon olur ise, nasıl 1 milyon üye yapacaksın? En önemlisi gelecek seneye ilişkin bir vizyonun, planın, stratejin var mı? Ben pek sanmıyorum.
Ben 25 milyonluk Fenerbahçe' nin kaderini 4-5 bin kongre üyesinin belirlemesine de karşıyım. İşi 4-5 bin kongre üyesine bıraktığınızda, bu bence kesinlikle demokrasi olmuyor. Yüzbinlerce taraftara ürün, bilet satıyorsun ama sadece 4-5 bin kişinin desteği ile iktidarda kalıyorsun. Oysa tribünlerde, kahvelerde, evlerde milyonlarca gerçek Fenerbahçe' li bu futboldan kahroluyor. Sadece son 10 senede, şampiyonluğu son maçta kaybettiğin ya da kazandığın 5-6 sezon oldu ise, burada oturup bir düşünmen lazım. Fenerbahçe Bağdat Caddesindeki veya Stadyumdaki taraftar gruplarından oluşmuyor. Onlar sürekli ne yaparsan yap alkışlıyor olabilir. Buna kanma. TV karşısında kahır çeken insanları da bir düşün. Onlar acaba alkış tutuyor mu? Anadoludaki Fenerbahçeliler acaba son 17 seneki sportif performans ile ilgili ne düşünüyor? Yatırım-performans dönüşü için ne düşünüyor? Bunu hiç merak ediyor musun?
Mesela Sayın Başkan, İsmail Kartal kararını verirken, sadece birkaç bin kongre üyesi ve birkaç kendisine yakın taraftar grubunun desteği ile tavizsiz şekilde hareket etti. 25 milyonunun, veya genel Fenerbahçe kamuoyunun fikrini, objektif anketler ile alabilmiş olsa, böyle bir kararı alabilir miydi? Eminim ki, taraftarın %80' i Yanal ile devam derdi.
Tüm bunları hesaba katınca, soyunma odasına inmesi çok mu garip? Bu hakkı Fenerbahçe kongresinden almış zaten. Onun bu özelliklerini bilen kongre üyeleri, onu tekrar seçiyor ise, bu hakkı vermiş demektir. Peki ya geri kalan milyonlarca Fenerbahçeli? Bu hareketlerden memnun mudur sizce?
Not 1: Hakemler, Fenerbahçe düşmanlığı, 3 Temmuz gibi olayları göz ardı etmiyorum. Ancak Fenerbahçe sahada rezalet oynarken, hakem hatalarının arkasına sığınmayı delikanlıca ve adil bulmuyorum. Gerekirse öyle bir kadro kur, öyle bir teknik yönetim ile sezona başla ki, hakem destekli rakipleri, düşman tribünleri, nefretle dolu rakip takımları bile eze eze yen. Fenerbahçe' lilerin esas beklediği de bence bu!
Bu döngüyü kırmak gerek. Döngü Sayın Başkan' dan kaynaklandığına göre, Fenerbahçe bu döngüden nasıl kurtulabilir? Cevabı sizlere bırakıyorum.
Sayın Başkan bu görüşlere lütfen kızmasın. Belki haksız olduğum, anlayamamış olduğum ya da yanlış bildiğim şeyler de olabilir. Kendisinin yaptıklarını, katkılarını ve Fenerbahçe sevgisini de asla göz ardı etmiyorum. Kendisine gerçekten de çok saygı duyuyorum. İyi niyetinden de asla şüphe etmedim, etmiyorum. Ancak kendisinden olaylara bir de bizim gibi düşünenlerin perspektifinden bakmasını rica ediyorum. Her hafta sahada şu futbolu izlemek bu cefakar taraftara reva mı?
Not 2: Sayın Başkan ve Yönetim beni davet ederlerse, kulübün kurumsal yönetim yapısını güçlendirecek, sportif başarı ve vizyonu temin edecek, sürdürülebilir kılacak, kurumsal imaj ve itibarı artıracak projelerimi ve sistem önerilerimi kendileri ile seve seve paylaşırım.
Önemli Rica: Bu yazıya katılıyorsanız, lütfen sosyal medyada paylaşın. Arkadaşlarınıza duyurun. Haberdar edin. Belki bazı vicdanlara dokunmayı başarırız. Katılmıyorsanız, mail adresim aşağıda. Ölçülü ve makul yorumları tek tek okuyacağım ve cevaplamaya çalışacağım.
Top sizde dostlar...