Eskişehirspor maçı sonrası Başkan Aziz Yıldırım' ın, Samandıra' da futbolcular ile bir toplantı gerçekleştirdiği ve bu toplantıda oldukça sert uyarılarda bulunduğu söyleniyor.
Fenerbahçe futbol takımında bir önceki sezona göre geriye gidiş olduğu ortada. Bu düşüş, hem istatistiklere, hem de oyuna yansımış durumda. Durumun farkında olan Aziz Yıldırım' ın bu tür bir toplantı yaparak, futbolcuları uyarmış olması çok da garipsenecek bir durum değil. Başkanlığı süresince bu tür sayısız uyarısı ve çıkışı oldu. Bunlara futbol literatüründe "Azizsilin" deniyor.
Başkan' ın bu toplantıda özet olarak söylediği şunlar:
"Sizden takım olarak memnun değilim. Koşmuyor, mücadele etmiyor, kendinizi yaptığınız işe vermiyorsunuz".
" İsmail Kartal' ın arkasındayım. Kartal kalır, gerekli gayreti göstermeyenler gider"
" Biz sizin maaşlarınızı ödemek için çırpınıyoruz, sizden de sahada karşılığını bekliyoruz"
Aziz Yıldırım için bu sezonun anlamı büyük. Bu sezon hem 4. yıldız, hem de 1 milyon üye projesinde başarı sağlamak istiyor.
Her ikisinde de başarının belki de bir numaralı faktörü sportif başarı. Hele de böylesi zorlu bir sezonda. Gerçekten de hem Beşiktaş, hem Galatasaray geçen sezona göre daha ciddi puanlar aldılar. Ersun Yanal' ın gelişi ile Trabzonspor' da şampiyonluk adayları arasına girdi.
Böylesi kritik bir sezonda, böylesi ciddi bir rekabet varken, sahada ne oyun, ne sonuç, ne de gayret var.
Bunu Başkan 'da görüyor.
Başkan haklı. Fenerbahçe takım koşu mesafesi, bireysel koşu mesafeleri ve faydalı koşu mesafelerinde çok iyi bir performans sergilemiyor.
Koşu mesafesi günümüz futbolunda faydalı koşu mesafesi, sprint, top çalma, isabetli pas, ceza alanına isabetli oyun gibi istatistikler ile beraber çok ciddiye alınıyor. Takımların ve futbolcuların saha içindeki gayretini ve etkinliğini ölçmede bilimsel yöntemler.
İsmail Kartal' ın önüne gelen istatistik raporlar, büyük ihtimalle Aziz Yıldırım' ın da önüne geliyor. Kendisi de olumsuzlukların farkında. Futbol takımına sitemi bundan.
Gelelim futbolcu kardeşlere.
Geçen sezon büyük mücadele ortaya koydular. İyi çalıştırıldıkları için fizik güçleri yerinde idi. Koşmama, mücadele etmeme opsiyonları yoktu. Hocaları disiplinli idi. Sevmeseler de korkuyorlardı, saygı duyuyorlardı.
Şimdi sevdikleri ancak korkmadıkları bir hocaları var. Rahatlar.
Ancak dönem rahatlık dönemi değil. 4. yıldız ve 1 milyon üye projesinin kaderi futbolcuların ayaklarında.
Günümüz futbolunda en büyük yıldızlar bile mevkilerine göre ciddi koşu mesafelerine ulaşıyorlar. Messi ve Ronaldo koşarken Sow ve Emenike koşmuyor ise burada bir sorun var demektir.
Hep söyledim söylemeye devam edeceğim. Fenerbahçe tribünleri üç sebeple boş:
1- Ersun Yanal' ın gönderilmesi ve yeni oyun tarzının taraftarlarca beğenilmemesi
2- Avrupa' nın Premier Lig hariç, ortalama gelir seviyesine göre en pahalı ortalama bilet fiyatları (Türk futbolu için de geçerli)
3- Türk futbolundaki genel çöküş ve moral bozukluğu
Şimdi durum böyleyken, sahada iyi futbol ve sonuç yoksa, taraftar mutsuz oluyor. En azından mücadele bekliyor. Sahada Emre, Kuyt ve Mehmet Topal mücadele ederken, Emenike, Sow, Meireles, Alper, Caner, Gökhan gibi isimler "yıldız" rütbesi arkasına sığınıp mücadele etmeyince, tepki doğuyor. Hem takım içinde, hem de tribünlerde büyük tepkiler oluyor. Birde üstüne İsmail Kartal, kötü oynayan, formsuz ve mücadelesiz isimlere, arasını kötü tutmamak adına forma vermeye devam edince, takım içi adalet büsbütün sarsılıyor.
Başkan haklı. Bu böyle gitmez.
Senede ortalama birkaç milyon TL' yi cebe atıyorsan hakkını vereceksin. Türkiye' de alttan futbolcu yetişmiyor, alternatifimiz yok, yabancı sınırlaması da işimize geliyor diyerek sahada, hele de o kutsal formayı giyerken durma, koşmama, mücadele etmeme şansın yok! Fenerbahçe hepinizden büyük. Taraftarı da aptal yerine koymaya kimsenin hakkı yok.
Başkan' ın yapması gereken yaş ortalaması 30' a yaklaşmış olan bu kadroyu, seneye revize etmektir. Heyecanını kaybetmiş pek çok futbolcu ile yolların ayrılması, büyük kulüplerin sıkça uyguladıkları bir stratejidir. Bu seneden başlayarak, yeni bir yapılanma ile, önümüzdeki sezonun temelleri genç, başarıya aç, yetenekli ve hırslı bir takım oluşturmak suretiyle atılmalıdır.
Barcelona' nın efsanevi Eski CEO' su Ferran Soriano 2003- 2008 yılları arasındaki başarılarını, yıldız bile olsalar heyecanını kaybetmiş, atalet içine düşmüş ve başarıya doymuş isimler ile yollarını ayırmalarına borçlu olduklarını söylüyor. Gerçekten de düşüş başlayınca Deco, Ronaldo ve Ronaldinho gibi isimler ile yolları bir çırpıda ayırdılar.
Fenerbahçe' de takıma ne kadar Azizsilin verirseniz verin tablo değişmez. Bir iki hafta çıkış olur, sonra atalet devam eder. Çünkü kadroda başta kaptanlar Volkan, Emre ve Gökhan olmak üzere çok isim başarıya doydu ve heyecanını kaybetti.
Bu sene 1 milyon üye projesi için Başkan Yıldırım elini değil, tüm vücudunu, ruhunu taşın altına sokup, Türkiye genelinde adeta tek tek üyelik satmaya çalışırken, sahada yanından geçen topa ayağını uzatmayan futbolcular var.
Futbolcuların bu sezonun önemini fark etmeleri, "yürüyerek bile şampiyon oluruz havasından çıkmaları lazım". Bu hava, herkesi olumsuz etkiliyor. Ayrıca da günümüz futbolunda yürüyerek şampiyon olmak mümkün değil.
3 Temmuzdan beri el üstünde tutulan, Başkan tarafından sürekli korunup kollanan futbolcuların bu güvene layık olmaları şart. Bu sezon sadece bir kaç futbolcunun gayreti ile şampiyonluk gelmez.
İsmail Kartal' ın da ipleri eline almaya başlaması gerek. Evet oyun sistemi, taktik becerisi, futbolcu tercihleri ve motivasyon konularında kendisini hiç beğenmiyorum ama en azından takımını saha içinde koşturmalı. Bu disiplini sağlamalı.
Gerçek başarı Azizsilin ile değil, futbolcuların ellerini vicdanlarına koymaları ile gelecek. Asgari ücretin ortalama 3000 katı para kazanırken, Azizsilin' e ihtiyaç olmaması lazım. Alınan bu paraların hakkının verilmesi lazım.
Herkesin 33 yaşındaki Kuyt' ı örnek alması lazım.
Durum hala değişmiyor ise devre arasında 4. yıldız ve 1 milyon üye projeleri için gerekirse daha radikal adımlar atılmalı.
Not: İsmail Kartal' ın Ziraat Türkiye Kupası maçında gençlere forma vermesini takdir ettik. Gerçekten de gençlere güvenmesi ve fırsat vermesi skora rağmen olumluydu ve skordan daha önemliydi. Teşekkürler İsmail Hoca.
twitter: @bertankaya