Aykut Kocaman' ın istifa etmesine neden olan iki ayrı sebep üzerinde duruluyor:
Birincisi, transfer politikalarına yönelik olarak Başkan ile yaşanan fikir ayrılığı,
İkincisi, Aykut Kocaman' ın 3 sezondur yaşadığı stres ve yorgunluk.
Her iki sebep de bize mantıklı geliyor. Zira, Fenerbahçe' nin son 2 sezondur sportif açıdan Galatasaray' a geçilmesi, bu sezon hem profesyonel hem de amatör branşların çoğunda başarısız olunması sayın Başkanı strese soktu. Galatasaray' ın 4. yıldız iddiası ve bunun açıkça dillendirilmesi, 15 sezonda 8 Galatasaray şampiyonluğu görmüş olan Başkan Aziz Yıldırımın, tarihte Galatasaray' a karşı futbol branşında en başarısız olan Başkan sıfatını taçlandıracağı düşüncesiyle yeni sezonda futbol takımının tüm yönetimini (transfer, takım tertibi ve felsefe) eline almak arzusunu doğurmuş olabilir.
Buradan hareketle, transferde daha radikal adımlar atmak isteyen ve kadroya önemli isimler ekleyerek, Galatasaray' a karşı en azından sezon başında bir psikolojik avantaj sağlamak isteyen Başkan ile, takımını büyük ölçüde korumak, takım içi ücret adaletini uygulamaya devam etmek ve ölçülü transfer yapmak isteyen Kocaman muhtemelen karşı karşıya kaldılar. Bir tarafta takım içi yıllık tavan ücreti Kuyt' ın aldığı ücret ile belirleyen Kocaman, diğer tarafta Başkan' ın, Kuyt' ın alacağı ücretin iki kat üzerine kadar çıkabilecek olası transfer hamleleri. Selçuk Şahin' in takımdan gönderilmesine ilişkin tartışma ile başladığını düşündüğüm süreç, iki tarafın sportif vizyonları arasındaki farklılıktan ötürü istifalar ile sonuçlandı.
Bu istifa açıkça Aziz Yıldırım' ın ipleri eline aldığının ve 2009 öncesi döneme dönüşün işaretidir. Öte yandan, Aykut Kocaman' dan bir Mourinho ya da Alex Ferguson çıkartma projesine başından beri inanmadım. Aykut Kocaman' ın Fenerbahçe macerasının erken başladığını düşünenlerdenim. Aykut Kocaman Fenerbahçe' ye 5-6 sene erken gelmiştir. Dünya futbolunu tanıması, bilimsel yöntemler ve istatistik sistemlerine liderlik ve motivasyon becerileri eklemesi gerekirken, erken bir dönemde böylesi büyük bir potansiyelin başına getirilmesi başlı başına bir hatadır. Bu hata da elbette kendisinin değil, sayın Başkan' ın hatasıdır.
Aykut Kocaman projesi, Başkan' ın başarılı olacağını düşündüğü, ancak kısmen 3 Temmuz, büyük ölçüde de Hocanın eksiklik, tecrübesizlik ve hataları nedeni ile başarısız olmuş bir süreçtir. 3 defa istifa edip geri dönen, takımın yıldızları ile anlaşamayan, takımın en önemli figürünü yollatan, anlaşamadığı futbolcuları geri alan ya da almak zorunda bırakılan bir hocanın, takımı üzerinde otorite kurması mümkün değildir. Zaten Fenerbahçe takımındaki futbolcular da ekseriyetle bu otorite boşluğunu sezon içinde maç seçerek, ligi umursamayarak, futbol adına müthiş bir istikrarsızlık ile son derece iyi değerlendirmiştir. Arma öpme şovları, hocaya sahte ilgi ve sevgi gösterileri ve arkalarında 3 Temmuz sürecinden sonra betonlaşmış olan taraftar desteğini manipüle etme becerileri ile bu sezonu kendi açılarından rahat geçirmişlerdir. Şansın da yardımı ile ligi ikinci bitirmek, kupayı almak ve nispeten kolay rakipler ile karşılaşılarak ulaşılan UEFA yarı finali, sezonun başarı ile bitirildiği yönünde bir algı hatası oluşturmuştur. Oysa gerçek ortadadır:
1. sezon son maçta kazanılan bir şampiyonluk. 2. sezon 9 puan farkla alınan ikincilik. 3. sezon 10 puan farkla alınan ikincilik. Avrupa' da Şampiyonlar Liginden sürekli elenme, kupalarda ise başarı. Futbol olarak istikrarsız, göze hoş gelmeyen, Fenerbahçe karakterine uymayan yavan bir futbol anlayışı.
3 Temmuz sürecinin hatırına hocanın arkasında duran kesimin başarı olarak ortaya koyduğu tablo, Fenerbahçe tarihinde asla kabul edilemeyecek bir tablodur. Fenerbahçe' li asla ikinciliği başarı kabul etmemiştir, etmez!
Ayrıca, tarihte Galatasaray' lı taraftarların gitmesine en çok üzüldüğü Fenerbahçe teknik direktörü olmuştur ki, bu bile hocayı kayıtsız şartsız destekleyen kitlenin biraz düşünmesine yol açmalıdır. Tarihte, Galatasaray' a karşı psikolojik üstünlüğün kaybedilmesine neden olan hocadır Kocaman.
Aykut Kocaman adam gibi adamdır. Beyefendidir. Hepimizden, herkesten daha iyi bir Fenerbahçe' lidir. Çok duygusal ve iyi kalpli bir insandır. Kendince inançları olan, felsefesi olan, düşünceleri olan bir futbol adamıdır. Ancak kendi inanç, felsefe ve düşünceleri, Fenerbahçe camiasınınkiler ile uyuşmamıştır. Aykut Kocaman' ın Milli Takımın başına geçmesi ve arkasında 3-4 sene durulması halinde önemli başarılar kazanabileceğini düşünüyorum ve bunu da buradan ilk defa açıklıyorum. Bunun sebepleri ayrı bir yazının konusu olabilir. Zira, hocanın kafasındaki futbol felsefesi, tam da Milli Takımın ihtiyaç duyacağı felsefedir.
Hocanın Fenerbahçe ile olan doku uyuşmazlığı bu istifa ile son bulmuştur. Bu istifa gecikmiş bir istifadır. Aykut Kocaman ile Aziz Yıldırım' ın futbol vizyonları, Aziz Yıldırım' ın sabrının tükenmesi ile yol ayrımına girmiştir. Aykut Kocaman' ın antrenör takımı kurma projesi, Başkan' ın "patron benim" müdahalesi ile son bulmuştur. Öte yandan, sayın Başkan 'ın bu tavrı ve tarzını da desteklemek de mümkün değildir. Kendi tabiriyle ortaya koyduğu istikrar projesini, kendi elleri ile rafa kaldırmıştır. Duygularına yenik düşmüştür.
Tam bu noktada istifa sürecine ilişkin üçüncü bir olası sebebi de tartışmaya açmak istiyorum.
Başkan, taraftar nezdinde kendi önüne geçmeye başladığını düşündüğü Aykut Kocaman sevgisinden rahatsız olmuş olabilir mi? Ya da farklı bir açıdan bakarsak, sayın Kocaman arkasındaki müthiş taraftar desteğine güvenerek, Başkan 'ın takım kurgusu ve transfer politikasına yönelik müdahalesine sert bir reaksiyon göstermiş olabilir mi?
Gerçek sebebi zaman gösterecek ama bunlardan en düşük ihtimalli olanı stres ve yorgunluk olabilir. Aykut Kocaman' ın basın toplantısı bize bazı ipuçları verecektir.
Yeni hoca kim olacak? Yılmaz Vural, Mustafa Denizli ve Ersun Yanal isimleri gündemde. Ben olsam, Kocaman 'ın farklı bir versiyonu olan ve iletişim/liderlik becerisi üst düzey olmayan Ersun Yanal yerine, Yılmaz Vural hoca ile devam ederim. Yılmaz Vural, Fenerbahçe' ye iyi futbol oynatabilecek, camianın dokusuna uygun, taraftarın kalbini samimiyeti ve sıcaklığı ile kazanabilecek ve camianın hücuma dönük futbol beklentilerini karşılayabilecek bir hocadır. Hak ettiği yerde değildir ve göstereceği sürpriz perfromans ile Fenerbahçe hocanın nihai durağı olabilir. Zaten bu süreçte Fenerbahçe' nin yabancı bir hoca ile anlaşacak vakti de kalmamıştır. Mustafa Denizli ise Başkan' ın geçmişte yaşanan olaylardan dolayı tercih etmeyeceği bir alternatif olarak gözüküyor.
Ancak gözden kaçırılmaması gereken konu Yılmaz Vural' a verilecek kadronun kalitesi olacaktır. Yılmaz Vural elinde iyi bir omurga olmadan iyi futbol oynatabilen bir hoca değildir. Kale-stoper-ön libero- forvet arkası-forvet şeklinde tabir edilen iskeletin son derece kaliteli isimlerden oluşması gerekmektedir. Volkan-Yobo-Emre-Cristian-Webo şeklindeki bir omurga ile Yılmaz Vural' ın başarılı olması mümkün değildir. Yılmaz Vural' ın büyük takımlara oynatma hayalini kurduğu ve kısmen Trabzonspor macerasında denediği hücuma dönük, rakibe baskı kuran, defansı ileriye çıkartan, sağlı sollu atak geliştirmeye dayalı tempolu futbol anlayışını, bu kadro ile sağlaması mümkün değildir. Bu kadro 3 sene boyunca defansif, kontrollü, oyunu geride kabul eden ve kısa pasa dayalı, temposuz bir futbola alışmıştır. Tam tersi yönde evrilmesi futbol mantığına aykırıdır. Bu sebeple, eski futbol felsefesine ait tüm isimlerin takasta kullanılması ve Yılmaz Vural felsefesine uygun isimlerin kadroya katılması büyük önem taşıyacaktır.
Ersun Yanal' da biraz önce bahsettiğim hücuma dönük, rakibe baskı kuran, defansı ileriye çıkartan, sağlı sollu atak geliştirmeye dayalı tempolu futbol anlayışını benimseyen bir hoca olmakla birlikte, iletişim/liderlik/motivasyon konusunda tıpkı Kocaman gibi sıkıntı yaşayabilecek bir hocadır. Bununla birlikte, transfer ve takım kurgusuna yönelik Vural için yaptığım yorum Ersun Hoca için de geçerlidir. Kocaman 'ın futbol sistemine yönelik kadro yapısı Yanal' a da uymaz.
Yeni dönemde, hocanın Yanal ya da Vural olması halinde Stoch, Sezer, Krasic, Recep Niyaz, Salih, Emre, Semih, Egemen, Beykan gibi isimlerin şanslı olacağını, Kuyt, Sow, Webo, Cristian, Bekir, Selçuk, Meireles gibi Kocaman' ın gözdelerinin ise gözden düşeceğini tahmin ediyorum.