Öncelikle başta sayın Şansal Büyüka olmak üzere, tüm Lig TV ekibini kutlarım. Müthiş önemli bir röportaja imza attılar. Türkiye' nin son haftalarda belki de en çok tartışılan spor adamı Aykut Kocaman' ı konuk ederek, tüm Fenerbahçe camiasının, hatta spor kamuoyunun merak ettiği tüm soruları sordular. Aykut Kocaman' da bu sorulara gerçekten son derece içten, açık ve şeffaf bir şekilde cevap verdi. Bu röportajın zamanlamasının çok önemli olduğunu düşünüyorum, zira bu röportaj sonrası Aykut Kocaman' ın Fenerbahçeliler tarafından daha iyi anlaşılacağına eminim. Aykut Kocaman, bu TV performansı ile pek çok Fenerbahçeli' den ek kredi almayı başaracaktır. Keşke bu açıklamaları sezon başında yapsa ve kafasındaki düşünceleri spor kamuoyu ile daha erken paylaşsaydı.
Son birkaç yazımda, Aykut Kocaman' ı sahadaki futbol, takımın motivasyon düzeyi, transfer politikası ve hatalı kadro tercihleri nedeni ile eleştirdim. Üç sezondur Fenerbahçe' nin bir oyun sistemi olmaması, nokta transferler yapılmaması, transferde geç kalınması ve antrenmanların yetersizliği, eleştirilerimde özellikle değindiğim hususlar idi. Bu hususlara ilişkin sorulan sorulara verdiği cevapların bir kısmını oldukça ikna edici bulurken, bazılarında ise halen eski düşüncelerimi koruyorum. Gerçekten de bazı konularda hocaya yönelik haksız eleştiriler yapmış olabileceğimi de fark ettim. Bunları dile getirmenin de gerek hocaya gerekse de yazılarımızı takip eden Fenerbahçeli taraftarlara borcumuz olduğunu düşünüyorum.
Öncelikle, bu açıklamalar sonrası son derece olumlu bulduğum ve Aykut Kocaman' a hak verdiğim konuları paylaşmak istiyorum. Hocanın, Türkiye' deki yıpratıcı futbol iklimi, teknik direktörlere karşı baskılar ve olumsuz tutumlar, uzun vadeli planlama, Türk futbolunun mevcut durumu, yurt dışı başarısızlıkların sebepleri, istikrar için yapılması gerekenler ile ilgili söylediği tüm görüşlere katılıyorum.
Hocanın, en çarpıcı görüşü, Avrupa' nın en üst düzey takımları gibi olmak isteniyor ise, bazı radikal adımlar atılması gerektiği oldu. Aykut Kocaman üst düzey takımların maç başına ortalama 125 km mesafe kat ettiklerini, bunun 12-15 km' sinin de sprintler, deparlar olduğunu ve Fenerbahçe' nin şu an 112 km düzeyinde kaldığını ifade etti. Hedefinin, Avrupa' nın üst düzey takımları kadar koşan, sprint atan ve mücadele eden br takım oluşturmak olduğunu ve kadroyu buna göre yavaş yavaş dönüştürdüğünü söyledi. Bu yapıya uymayan tüm futbolcular ile yolların ayrılacağına vurgu yaptı. Alex ve Cristian' a karşı son derece yapıcı olduğunu ve tek beklentisinin, her iki futbolcunun da antrenman ve maç performanslarını artırmaları olduğunu belirtti. Ancak, konuşmalarının geneline bakıldığında, Alex ve Cristian' ın devre arası ya da en geç sezon sonunda bu takımda olmayacakları kesin gibi gözüküyor.
Aykut Kocaman' ın diğer bir çarpıcı vurgusu, teknik direktörler üzerindeki baskı üzerine oldu. Kocaman' ın görüşüne göre, bu baskı, istikrar ve uzun vadeli başarıyı olumsuz etkiliyor. Tesadüfi başarılara yol açıyor ve kendi tabiri ile "antrenör takımları" oluşmasına engel oluyor. Bu durum antrenörün takım üzerinde kontrol sağlamasına imkan vermiyor. Avrupa çapında başarılı takımlar oluşturmanın 10 sene sürebileceği ve istikrarsızlığın bu süreyi sürekli uzattığını vurguladı. Bu noktada, taraftarların hocaların karar ve tercihlerine saygı duyması ve sabır göstermesi gerektiğini ifade etti. Bu açıklama sonucunda, Aykut Kocaman' ın Fenerbahçe taraftarına önemli bir mesaj verdiğini düşünüyorum. Mesaj, Alex ve Cristian konusunun büyütülmemesi ve hocanın arkasında durulması oldu. Takımın 1-2 aya ihtiyacı olduğunu vurgulayan Kocaman, bu süre sonunda tek yumruk olacağız ve üst düzey futbol oynayacağız şeklinde bir iddia ortaya koydu.
Aykut Kocaman' ın ikna edici diğer bir açıklaması da Alex konusunda oldu. Ben hocanın Alex ile ilgili son derece iyi niyetli ve net olduğunu gördüm. Bu noktada hocaya Alex tarafından haksızlık yapıldığını düşünüyorum. Gerçekten de en başarılı günlerini Aykut Kocaman döneminde yaşayan Alex 'in, hocasına karşı olan tutumunu haksız bulduğumu söyleyebilirim. Olayı sürekli Alex taraflı takip etmenin, olaylara Alex' in bakış açısı ile bakmanın taraftarı Aykut Kocaman' a karşı olumsuz bir tutum içerisine sürüklediğini ancak bu açıklamalar sonrası durumun değişeceğini düşünüyorum. Sağduyulu Fenerbahçe' liler, hocanın Alex ile ilgili tasarrufunu ve nedenlerini daha iyi anlayacaklardır. Ben Alex konusunda hocaya tam destek veriyorum.
Son olarak, Aykut Kocaman' ın kendi öz eleştirilerini de olumlu buldum. Kendisini kötü Avrupa performansı, altyapıya gereken önemi verememiş olmak ve dönem dönem motivasyonu kaybetmek noktalarında eleştirdi. Bunlar son derece bilinçli eleştirilerdi. Bu konularda geleceğe dair planlarını paylaştı. Hatalarından ders aldığını ve sürekli geliştiğini ifade etti. Şahsen ben hocanın bu konulardaki öz eleştirilerini ve ders aldığı iddiasını son derece samimi buldum.
Bunlara ek olarak, hocanın Fenerbahçe sevgisi, insanlığı, verdiği müthiş mesai, iyi niyeti, samimiyeti ve olaylara mantık çerçevesinden bakma çabası gerçekten de takdire şayan.
Gelelim, Aykut Kocaman ile ilgili katılmadığım ve muhtemelen eleştirmeye devam edeceğim konulara.
Öncelikle, transfer konusunda geç kalınmadığını ve transferin başarılı olduğunu ileri sürdü. Hatta üstü kapalı olarak Meireles' in taraftar baskısı ile alındığını ve esasen ona ihtiyaç olmadığını ileri sürdü. Kadrosunun yeterliliğine vurgu yaptı. Gruplardan çıkarsak, finale kadar gidebiliriz dedi. Kupanın favorilerinden birisi oluruz şeklinde iddialı açıklamalar yaptı. Başkan' ın kendisine müdahalesi olmadığını ifade etti. Takımdaki motivasyon ve takımdaşlığın geçen senekinden farklı olmadığını iddia etti. Futbolcuları kendi mevkilerinde oynatmamasının, eski ve yenilere takımda yer açmak arzusundan kaynaklandığını itiraf etti. Taktik anlamda bir sistemleri olduğunu, rakiplere 3 sezondur oyun olarak üstünlük sağladıklarını belirtti. Topa hakim olma oranının önemli bir gösterge olduğunu ve topa hükmederek maçı kazanmanın önemine değindi. Transferde gidenlerin yerinin dolduğunu, gelen tüm transferlerin nokta atışı olduğunu söyledi. Eleştirilere açık olduğunu vurguladı. Galatasaray ve Elazığ maçlarına Spartak Moskova maçı nedeniyle konsantre olamadığını, önceliği Spartak maçına verdiklerini itiraf etti. Spartak Moskova' nın en az Fenerbahçe kadar iyi bir takım olduğunu iddia etti. Fenerbahçe' nin kontrollü oyun anlayışından, uzun top ve hızlı hücum tarzına geçeceğini söyledi. Çok sert eleştirildiğini ve anlaşılmadığını, bunun da sabırsızlık ve hoşgörüsüzlükten kaynaklandığını ileri sürdü.
Aykut Kocaman' ın yukarıdaki görüşlerine ise katılmıyorum. Hoca iyi niyetli ancak kadrosunu yeterli bulması, Avrupa' nın üst düzey takımlarını ve futbolunu iyi takip etmediğini gösteriyor. Selçuk Şahin ve Cristian ile Şampiyonlar Liginde başarı sağlayacağını düşünmesi gerçekten de anlaşılabilir değil. Transferde ise Emre ve Ziegler' in yerleri halen dolmadı. Meireles ise Spartak Moskova maçlarından önce alınmalıydı. Emre, Mehmet Topal ve Meireles' ten oluşacak bir orta saha, sol bekte Ziegler ve forvette de etkili, hava toplarına hakim, presli bir santrafor transferi ile Fenerbahçe bu turu geçebilirdi. Fenerbahçe' nin rakiplere top çevirerek, yan ve geri paslarla üstünlük kurduğu fikrine de kesinlikle katılmıyorum. Fenerbahçe' nin pas futbolu oynayabilecek bir kadrosu yok. Topa hakim olma oranı ise maçı kazanmayı sağlamıyor. Ayrıca hocanın çok sert eleştirildiğini ve eleştirilere de çok açık olduğunu düşünmüyorum. Fenerbahçe tarihinde hiçbir hocaya hele de yerli bir hocaya böylesi bir destek verildiği görülmemiştir. Bu noktada, sorun daha ziyade Alex ile olan sıkıntıdan kaynaklanıyor. Alex ile yaşanan sorun ve Fenerbahçe' den kesinlikle daha alt düzey bir takım olan Spartak Moskova' ya elenmesi, Aykut Kocaman' ın genel olarak daha şiddetli eleştirilmesine neden oldu. Bu durumda, önemli ölçüde iletişim kurmaktaki başarısızlığı ve fikirlerini geç açıklaması da etkili oldu.
Aykut Kocaman' ın doğrularının stratejik düzeyde, yanlışlarının ise operasyon düzeyinde olmasının umut verici olduğunu düşünüyorum. Tam tersi olsa idi gerçekten de hocanın özellikle vurguladığı tesadüfi başarılar kazanılacak ancak bu sürdürülebilir olmayacaktı. Aykut Kocaman, elindeki kadronun pas futboluna elverişli bir kadro değil, uzun, dikine ve hızlı sonuca gitmeye odaklı bir kadro olduğunu da anlamış durumda. Sistemini ve kadrosunu buna göre revize ediyor. Son 1-2 maçta buna yönelik sinyaller de alıyoruz. Bu doğru adımda ısrar eder, kadroyu buna uygun olarak doğru kurmaya başlarsa, ligde de Avrupa' da da yüzleri güldürmeye başlar.
Sonuç olarak bu açıklamalar Aykut Kocaman açısından oldukça olumlu sonuçlar doğuracaktır. Tavsiyemiz, bu tür paylaşımları daha sık yapması olacaktır. Neden ve nasıl sorularına daha sık cevap verir ise taraftar nezdinde kredisi artacaktır. Ben hocaya ilişkin inancımın bir kademe arttığını ve benzer bir durumun tüm Fenerbahçe taraftarları açısından söz konusu olduğunu düşünüyorum.