Fenerbahçe Antalyaspor maçının analizini 3 kritik tespit üzerinden yapmaya çalışacağım.
Maçın ilk 30 dakikası istekli, coşkulu ancak üretken olmayan bir Fenerbahçe izledik. 30-45 arası ise rakibi boğan, pozisyonlar üreten bir Fenerbahçe vardı. İkinci yarıda ise Antalyaspor golüne kadar yine istekli ancak üretken olmayan bir Fenerbahçe, 70 'den sonra ise yine rakibi ablukaya alan ve pozisyonlar üreten bir Fenerbahçe izledik. Özellikle Alper ve Volkan' ın oyuna dahil olması ile rakip sahada daha iyi yerleşen, daha çabuk, daha akıllı bir oyun izledik.
Burada ilk kritik tespiti yapalım. Pereira' nın sistemi netleşmeye başladı.
Pereira, tek bir taktik sisteme bağlı kalmayı düşünmüyor. Elindeki kadroya, rakibe, futbolcuların form durumlarına, ceza ve sakatlık durumlarına ve forma adaletine dikkat ederek, farklı taktik dizilişleri tercih edecek gibi. Bu noktada kafasında iki baz sistem var, ancak oyun içinde bu sistemlerin de farklılaşması mümkün olabiliyor.
Pereira maçlara 4-2-2-2' ye benzer bir diziliş ile başlıyor. Nani ve Diego, serbest oyuncular olarak kanattan ziyade içe kat ettikleri, hatta çoğu zaman geriden top alıp oyun kurdukları için bunu net olarak gözlemliyoruz. Nani bazen kanatlara hareketlense de, genelde top taşıyan serbest oyuncu konumunda. Diego ise daha fazla orta ve orta önde oynuyor. Hatta bazen kendi ceza sahası içinde veya yay etrafında görülüyor. Oyun içinde rakibe göre bu sistem 4-2-1-3' e veya 4-1-3-2' ye dönebiliyor.
4-2-2-2 sisteminde öndeki 4' lünün oldukça serbest bırakıldığını görüyorsunuz. Diego, Nani, RvP ve Fernadao, belirli bir sistem dahilinde net görevler üstlenmiyor aksine son derece serbest bir şekilde yer değiştirerek oynuyorlar. Pereria bu dörtlüsünü, geride iki sağlam ön libero ile destekliyor.
İkinci yarılarda Pereira, genelde Fernandao' yu kenara aldıktan sonra tek forvetli sistem çerçevesinde, daha tanımlı ve disiplinli bir 4-2-3-1 veya bazen de 4-1-4-1' e dönüyor. Bu sistemde kanatlar daha iyi çalışıyor ve takım rakip sahaya daha güvenli yerleşiyor.
Sistem 4-2-3-1' e dönerken, sadece Nani ve Diego' ya serbestlik tanınıyor. RvP daha tanımlı bir tek forvet rolü üstleniyor. Ön liberolardan bir tanesi tandem önünde sigorta görevi üstlenirken, diğeri daha çok öne çıkarak, ofansif destek veriyor. Örneğin bu maçta Mehmet Topal daha geride kalırken, çıkana kadar Souza, o çıktıktan sonra da yerine giren Alper Potuk daha ileride oynadı.
4-2-2-2 sistemi ve fazla hücumcu ile oynamak, daha fazla pozisyon yakalamak anlamına gelmiyor. Nihayetinde, Fenerbahçe 4-2-3-1 ile orta sahayı her güçlendirdiğinde, daha iyi oynayan, daha çok pozisyon bulan bir takım haline dönüyor. Ancak Pereira' nın biraz da forvetleri Fernandao ve RvP' nin fiziksel olarak güçsüz olmaları nedeniyle oyunun özellikle 60. dakikaları sonrası tek forvete dönmek zorunda kaldığını da söylemek gerek. Normal koşullarda, Pereira, çift forvetli sistemden vaz geçecek gibi gözükmüyor. Yani Pereira, kanatları daha iyi kullanan, forvetleri daha hareketli ve diri, savunması daha ileride pozisyon alan bir 4-4-2 takımını oluşturma peşinde dersek yanlış söylemiş olmayız. Sistem şu an mecburen 4-2-2-2 görüntüsünde. Bu değişecektir. Özellikle Lazar Markovic' in transferi ile bunun ilk sinyalini de aldık.
O halde burada şu tespitleri yapmak gerek. Birincisi, 4-4-2 tercih edilecek ise, forvetlerin fiziksel olarak çok daha iyi olmaları, önde sıkı basmaları ve geriye de yardıma gelmeleri gerek. İkincisi, Sow' un yerine acilen bir değil, iki transfer yapılmalı (birisi Türkiye içinden), zira lig uzun bir maraton ve çift forvetin, çift yedeği olmalı. Üçüncüsü, Mehmet Topal- Souza ikilisinden bir tanesi fazla. Ozan veya Alper mutlaka orta ikilide olmalı. En azından iç saha maçlarında bu şekilde olmalı. Ozan, Mehmet Topal' dan da, Souza' dan da daha komple, daha çift yönlü bir orta saha oyuncusu.
Fenerbahçe orta sahasında Emre' nin yeri dolmuş değil. Ozan bunu yapabilecek en iyi aday. Souza- Mehmet Topal ikilisi takımın pas trafiğini iyi yönetemediği, takımı ileri çıkartamadığı için, Diego sürekli orta sahada pas alış verişleri içinde kalmak ve oyunu tek başına yönlendirmek zorunda kalıyor. Enerjisini ekonomik kullanamıyor. Bu sebeple, forvetlere daha fazla destek veremiyor. Forvetlere gollük paslar atamıyor. Ceza sahası içinde verimli olamıyor. Souza- Mehmet Topal tercihi nedeni ile Diego etkin kullanılamıyor. Aslında forvetlere yakın oynadığında çok daha meziyetli bir futbolcu.
İkinci tespit şu. Fenerbahçe bu sene oyunun kaderini her an değiştirebilecek çok sayıda futbolcuya sahip. Bu Pereira' nın elini güçlendiriyor. Bu maçta olduğu gibi yıldızların devreye girmesi ile ekstra puanlar gelmesi muhtemel.
Geçen sene Galatasaray, dünya çapındaki yıldızları Muslera ve Sneijder' in tek başına kazandırdıkları bazı maçlar sayesinde şampiyon oldu. Geçen sezon Beşiktaş ve Fenerbahçe' de oyunu her an değiştirebilecek yıldızlar yoktu. Bu sezon var. İşte Nani, işte RvP. Beşiktaş' ta Gomez ve Quaresma.
Fenerbahçe' deki Volkan Şen, Ozan, Alper Potuk, Diego ve Fernandao' yu da sayarsak, gerçekten bu sene oyunun kritik anlarında sorumluluk alıp, tabelayı değiştirebilecek çok sayıda oyuncu var.
Bu maçta da Nani, gerçekten mükemmel bir frikik golü ile skoru değiştirdi ve 3 puanı getirdi. Zaten Fenerbahçe' nin yıldızları ligde 5- 6 maçta böyle esktra işler yapsalar, şampiyonluk için büyük katkı, büyük fark demektir. Kıran kırana geçecek bir sezonda, şampiyonluğa oynayan her takımın yıldızlarına büyük iş düşecek.
Üçüncü olarak, Pereira bu sezon başarı için ciddi sinyaller veriyor. Hem antrenörlük becerileri, hem saha içi ve dışı iletişimi hem de oyuna müdahaleleri son derece iyi. Kendisine ve oyuncularına güveni sahaya net olarak yansıyor.
Fenerbahçe, oyun, pozisyon zenginliği, saha kullanımı ve ofansif aksiyonlar açısından maçtan maça müthiş sıçramalar yapmasa bile, takım olarak ufak ilerlemeler gösteriyor. Bu da henüz 4-5 haftalık bir takım için son derece normal.
Pereira' nın sadece Diego değil, pek çok eski futbolcuyu kazanacağını ve onlardan verim alacağını düşünüyorum. Diego, Hasan Ali, Volkan, Caner ve hatta Meireles bile geçen sezondan çok daha iyi bir performans gösteriyorlar. Buna ek olarak yenileri de kazanmak ve onlardan verim almak için ustaca stratejiler izliyor.
Nani' nin golünden sonra top toplayıcı kardeşimize sarılması, sevincini onunla paylaşması keyifli bir görüntü idi. Kalbi temiz, mütevazi ve son derece pozitif bir insan görüntüsü var. İşin sportif tarafında, kendisinin sistem ve kadro tercihlerini zaman zaman eleştirsek de, zamana ihtiyacı olduğu ortada. Ligimizi tanıyacak, kadrosunu tanıyacak, futbolcularını daha iyi görecek, kupa maçları ve Avrupa maçlarında farklı denemeler yapabilecek ve sonunda ince ayarı yapacak. Sistemini oturtacak. Bu dönemi mümkün olan en az hasarla ve en çok krediyi kazanarak geçmesi gerekiyor. Bence kendisine bir miktar kredi verilmesi gerekiyor.
Hayatımda çok az teknik adamı bu şekilde övmüşümdür, ancak Pereira gerek saha içi ve dışı iletişimi, gerek forma adaleti, gerekse de futbolcudan verim alma yönü ile bu sene çok umut veriyor.
Bu maçta Eto' ya müthiş baskı kuran ve hemen hemen her pozisyonda onu yıldıran Kjaer' i, sol kanadı müthiş etkili kullanan Hasan Ali, sahanın her yerine basan, en çok koşan, en çok top çalan, topları dağıtan, takımını oynatan Diego' yu ve saha içinde takımın enerjisini yükselten, top taşıma yükünü sırtlanan ve pozisyonların içinde olan Nani' yi beğendim.
Antalyaspor karşısında takım savunması da oldukça iyiydi. Son derece iyi bir takım olan Antalyaspor' un gol dahil (gol Kadlec' in şanssızlığından kaynaklandı), sadece 2 net pozisyon bulduğunu söylemek gerek. Bu karşılaşmada defansif açıdan en önemli farklılık, Ba ve Kjaer' in rakibi çok ileride karşılamaları, dönen topları kazanmaları ve özellikle Mehmet Topal' ın daha konsantre oynamış olması idi.