Fenerbahçe' de Başkan Aziz Yıldırım ve ekibi Türk Spor Tarihinin en büyük ve vizyonlu projesini uygulamaya geçirdi. Hedef 1 milyon üye.
Bu projenin hayata geçmesi aşamasında pek çok araştırma yapıldı. Örnek olarak Barcelona ve Benfica' nın üyelik sistemleri incelendi. Ancak ortaya koyulan model, bu modellerden çok farklı ve özgün. Fenerbahçe' yi tam olarak gerçek sahibine, yani halka açan bir proje olacak. Bu proje ile Fenerbahçe 81 ilde Şubeleşmeye gidecek. Merkez ile koordinasyonu bu Şubeler sağlayacak.
Bu proje, eğer başarıyla sonuçlandırılabilirse, Fenerbahçe' nin kaderini değiştirecektir. Fenerbahçe' nin hak ettiği büyüklüğü sağlayacaktır. Bu büyük bir vizyondur. Fenerbahçe' yi profesyonel ve amatör branşların tamamında bir dünya kulübü haline getirecektir. Esasen bu sadece Fenerbahçe değil, Türk sporu için de büyük bir adımdır.
Bence bu proje, aynı zamanda endüstriyel futbolun kalbine atılmış bir oktur. Endüstriyel futbolun bileğini bükecek bilektir. Endüstriyel futbola, "eski dünya futbolunun" attığı gerçek bir goldür. Bizler gibi futbol romantiklerine verilmiş büyük bir umuttur. Bir isyandır. Bir direniştir.
Artık uluslararası arenada başarı için gereken maddi güç sağlanmış olacak. Bu güç doğru kullanılır ise dünyada her spor branşında istikrarlı olarak ilk 3' te olmak hayal olmaktan çıkacak.
Üyelik için gereken ödeme 2000 TL. Türkiye şartlarında elbette yüksek bir rakam. Belki giriş ücreti düşük tutulup, yıllık aidat daha yüksek tutulabilirdi. Ancak bu noktada, Yönetim belli ki taraftarına güveniyor. Taraftarının fedakarlık yapacağına inanıyor. Üstelik aylık bazda avantajlı ödeme koşulları getiriliyor. Bu da karar vermeyi kolaylaştıracaktır. Ayrıca 5 sene sonra oy verebilme hakkına kavuşmak, Fenerbahçe' nin kaderinde söz sahibi olmak da cazip gözüküyor.
1 milyon üye şu an için Türkiye koşullarında zor gözüküyor. Ancak, 100 bin üye olsa bile 200 milyon TL' lik bir gelir ve yıllık olarak da 10 milyon TL' lik bir ek gelir demek. Sadece 100 bin üye bile fark yaratabilecek bir potansiyel demek. Sadece 100 bin üye ile bile yıllık aidatlar tek branşa düzenli olarak (örneğin basketbol) aktarılsa, Avrupa 'yı domine edecek bir başarı sağlanabilir.
Zaten Aziz Yıldırım ve ekibinin hedefinin de hemen bir milyon üye yapmak olduğunu sanmıyorum. Bunun gerçekçi bir hedef olmadığını biliyorlar. Hedef zaman içinde ki bu süre 4-5 yıl olabilir, sürekli kazanılacak sportif başarılar, üyelere sağlanacak sosyal imkanlar ve tesisler ile üyeliği özendirmek ve üye tabanını artırmak. Bu da son derece makul bir hedef olarak gözüküyor. 2000 TL esasen bir akıllı telefon fiyatına denk geliyor ve bu değer zaman içinde geniş kitlelerce makul görülmeye başlanabilir. Üyelik sayısı, belirli eşikler geçildikten sonra ve belirli koşulların varlığı altında oldukça hızlı bir şekilde artacaktır.
Peki nedir bu koşullar? Üyelik sayısı nasıl artar?
Temel koşul, Fenerbahçe' nin gerçekten kurumsal bir yapıya kavuşması ve iddialı hedeflerin peşinde koşması. Tesisleşme kadar, sportif başarı ön planda olmalı.
Bunun haricinde;
1. Altyapıya büyük önem verilmeli. Altyapı tüm profesyonel branşlarda temel öncelik olmalı. Futbolda her yıl en az 1 genç doğrudan ilk 18' e monte edilecek şekilde Türk futboluna kazandırılmalı. Genç ve yetenekli futbolcular, taraftarlara sportif başarı kadar heyecan veriyor.
2. Mükemmel bir scouting sistemi ile genç, yetenekli, gelecek vaat eden ve başarıya aç yabancı sporcular nokta transfer şeklinde yapılarak takımlara kazandırılmalı. Pek çok Afrika ülkesi ile Latin Amerika' da ve Avrupa' nın önemli futbol merkezlerinde spor okulları açılmalı. Pilot takımlar satın alınmalı.
3. Takımlar, bir sistem ve felsefeye sahip, kariyerli ve karizmatik hocalara "uzun süreli yapılanma" çerçevesinde teslim edilmeli. Emanetçi hocalar göreve getirilmemeli. Bu hocaların en az 5 adet yardımcısı olmalı ve bu antrenörlere çeşitli konularda dünya çapında uzmanlık kazandırılmalı. Her bir antrenör dünyanın önemli takımlarında stajlar görmeli. En az iki yabancı dil bilmeli. Dünyayı, sporu, futbolu ve gelişmeleri yakından takip etmeli.
4. Fenerbahçe bakkal dükkanı gibi yönetilmemeli. Kurumsallaşma bir masal olarak kalmamalı. Kovulan CEO' lar, hocalar, futbolcular, taraftar grupları dönemi son bulmalı.
5. Sportif direktörlük yeniden kurulacak. Başkan ve yönetim hiç bir spor branşında, hiç bir zaman hocaya, takıma veya transfere karışmayacak.
6. Yurt dışında yaşayan Türkler, Türki Cumhuriyetler, Türk dostu ülkeler (örneğin Pakistan, Kore ve Japonya gibi) ve pek çok Müslüman ülkede özellikle uluslararası sportif başarılar sonrası hızlı bir örgütlenme ve taraftar kazanma faaliyeti yürütülmeli. Bunun için bir stratejik plan şimdiden oluşturulmalı. Fenerbahçe sevgisi, sadece Türkiye değil, tüm dünyaya yayılmalı. Tıpkı Real Madrid, Barcelona, Manchester United gibi, Fenerbahçe' de yurt dışında geniş kitlelerin hayranlığını kazanmalı.
Bu şekilde Türkiye içinde üye sayısı 1 milyon değil, 5 milyonu da aşacaktır. Sadece üyelik değil, bilet, ticari ürünler, reklam ve sponsorluk gelirlerinde de astronomik seviyelere ulaşacaktır. Fenerbahçe dünya devi olup, endüstriyel futbol ve bunu ortaya çıkartan siyasi ve ekonomik çıkar oyunlarına kafa tutmaya başladıkça mazlumların, ezilenlerin ve üçüncü dünyanın boynu bükük insanlarının bastırılmaya çalışılan sesi, çığlığı olacaktır.
Sadece düşüncesi bile heyecan verici. Bir Şampiyonlar Ligi final maçı düşünün ki taraflardan bir tanesi Fenerbahçe olsun. Fenerbahçe formasının göğüs reklamı yerine, Filistin, Doğu Türkistan ya da Irak Türkmenlerinin bayrağının renklerini andıran bir görsel ile çıkıyor. Bu nasıl güçlü bir mesaj olacaktır. Kimbilir nasıl ses getirecektir?
1 milyon üye olur ya da olmaz. Bu vizyonu konuşuyor olmak, hayata geçiyor olması, taraftara heyecan vermesi bile büyük bir olaydır. Sayın Başkan ve emeği geçen herkesi tek tek kutluyorum.
Şimdi sıra Fenerbahçe' lilerde. "Fenerbahçe' nin Fenerbahçelilerde kalması" ideali için artık Fenerbahçelilerin elinde büyük bir katkı sağlama ve tarihe geçme imkanı var.