28.12.2021 - 10:13 | Son Güncellenme:
İşte o açıklama:
"Büyük Fenerbahçe taraftarı ve Yüce Türk Milleti’ne,
Bizler, bir pazar sabahı, ne ile suçlandığımızı bilmeden, bir çoğu bugün firari olan ya da hukuk önünde hesap veren, ülkemizin birlik ve bütünlüğüne düşman odaklar tarafından kumanda edilen dönemin yargı mensuplarının kumpas kararı ile göz altına alındık.
Türkiye Cumhuriyeti’nin en nadide unsurlarından biri olan Fenerbahçe Spor Kulübü’nün Başkanı, yöneticileri, onurlu temsilcileri olarak, tamamı ile yalan, kendi içerisinde dahi bir çok çelişkiyi barındıran safsatalar ile tiyatro bir yargılama ile Fenerbahçe’mizden, ailelerimizden, özgürlüklerimizden, işlerimizden 1 yıl boyunca mahrum bırakıldık.
Tutuklu olduğumuz süreçte, FETÖ örgütü ülkemizde, bir çok fay hattı yaratmaya çalışarak, sporseverleri birbirine düşman etmek için tüm enstrümanlarını kullandı. Geleneksel medyasıyla, spor medyasıyla, dijital medyasıyla, yargısıyla, polisiyle ülke içerisinde bizleri suçlu, Fenerbahçe’yi şaibeli göstermek için topuyla tüfeğiyle faaliyet gösteren söz konusu terör örgütü, bu faaliyetleriyle asıl amacı olan 15 Temmuz Kalkışmasına zemin hazırladı. Bizler bunu o günlerde fark etmiştik ve “Ne şikesi, memleket elden gidiyor” dedik. Fenerbahçe Camiası durumun vahametinin hep farkındaydı ama, konuya salt Fenerbahçe düşmanlığıyla bakanların durumun ciddiyetini anlaması maalesef biraz zaman aldı.
Bizler özgürlüğümüzden olduk, Metris Cezaevi’nde olduğumuz süre boyunca yapılan hiçbir baskıya boyun eğmedik, haklı olduğumuzu her dakika haykırdık. Hakkımızda çıkarılan tüm yalanlarla mücadele ettik. Bu sırada her şeyimiz, Fenerbahçe’miz ise finansal olarak zayıflatıldı, futbolcularını kaybetti, şampiyonluğu son dakikada elinden alındı, sponsorlarından oldu. Herkesin sorumluluk almaktan kaçındığı, dokunma yanarsın denen bir dönemde, sadece taraftarlarımızdan aldığımız destek ve güçle gözü kara bir mücadeleye giriştik. Hakkımızda ferman buyrulan hapis cezasına yurt dışından özel uçak tutarak geldik. Kaçmadık. Sorulan her şeyin cevabını verdik.
Bugün gelinen noktada, evrensel hukukun temel ilkelerine aykırı bir biçimde 10 yıldır kanıtlamaya çalıştığımız “MASUMİYETİMİZ” Yargıtay’ın beraat kararlarını onaylamasıyla tescillenmiş oldu. Bizler için, 2011 Mayıs’ında Sivas’ta attığımız 4.golden sonra tartışmaya kapalı olan gerçeği bu vesileyle bir kez daha haykırıyoruz, 2010-2011 sezonu şampiyonu, adıyla, takımıyla, taraftarıyla, FENERBAHÇE!
Evlatlarımızın saçlarını koklayamadığımız, sevdamız Fenerbahçe’yi soluyamadığımız, sevdiklerimize dokunamadığımız günlerden bugünlere, bizleri hiç yalnız bırakmayan Fenerbahçe taraftarına ve sürece olumlu anlamda katkı sunan, bununla birlikte adaletin tecil etmesinde rol oynayan tüm siyasilere ve yargı mensuplarına teşekkür ederiz.
Tutuklandığımız ilk günden beri yanımızda olanları, Topuk Yaylasında Caddede, Silivri de Metris de Çağlayan da bizlere destek olup bu karanlık yapıya karşı yürüyenleri, stadımızı doldurup masumiyetimizi haykıran kadınlarımızı ve çocuklarımızı, tutsak günlerimizde korkusuzca bizi ziyarete gelip moral verenleri hayatımızın en değerli anıları içinde daima yaşatacağız. Dokunma yanarsın tehdidi ile arkasına bakmadan çekip gidenleri, destek veriyormuş gibi gözüküp arkamızdan kurulan kumpasa yardımcı olanları da asla unutmayacağız.
Şimdi Fenerbahçe’ye ve bizlere 10 yıldır bu acıları yaşatan tüm herkesin hesap verme vakti, sabırsızlıkla bekliyoruz!
“Darağacında olsak bile son sözümüz Fenerbahçe” diyen Aziz Yıldırım, İlhan Ekşioğlu, Şekip Mosturoğlu, Cemil Turan, Tamer Yelkovan ve Dava Arkadaşları."