Yaşar Karataş, 34 yaşında “Zembilli Bir Taraftar”… Kocaeli’de yaşıyor. Elektronik teknisyeni, bir onarım servisi var. Evli, 2 çocuk babası.
Futbol seyircisi onu biliyor, ama tanımıyor. O nedenle adını vererek başladım. Yaşar Karataş İstanbulspor taraftarı. “Birkaç yıl önce, bir arkadaşım ‘haydi maça gidelim’ dedi, gittik… O yıl Karagümrük ve İstanbulspor İkinci Lig’de oynuyorlardı. Maçı 1-0 Karagümrük kazandı. O maçta ben İstanbulsporlu oldum. Zor durumdakileri yalnız bırakmama adına onlara yoldaşlık etme kararı aldım. Köklü bir geçmişe sahip, İstanbul Erkek Lisesi’nden doğmuş takıma sempatim hiç azalmadı. İşte o günden beri hayatım yollarda geçiyor. Benim için hepsi deplasman. İstanbulspor’un hemen her maçında yollardayım. Kocaeli’den kara yolu ile ya İstanbul’a, ya da uçakla Anadolu şehirlerine gidip doya doya futbol izliyorum.”
Yaşar Karataş doğal olarak tribündeki “tek başına” haliyle dikkat çekiyor. İstanbulspor’un maçlarında görevli kameraman arkadaşlar, doğal bir alışkanlıkla çekimlere Yaşar’dan başlıyorlar.
“-Her maçın kendine göre masrafı var… Mesela son Trabzonspor maçı için gidiş-dönüş uçak biletine 1600 TL ödedim. Yeme içme giderleri de artıyor tabii… Trabzon’da ‘misafir takım’ taraftarı için belirlenen 50 TL ödeyerek bilet alıp maça girdim.. Girişte özel güvenlikteki arkadaşlar zembilime yani çantama el koydu. Şarj aletimi sahaya atma olasılığı varmış. Hiç itiraz etmiyorum zaten. Tamam anlıyorum da bu memlekette tribüne patlayıcı maddeler girdi, çok kötü olaylar yaşandı. O gün kimse önlem almadı mı? Her neyse, formam gömleğimin altında… Bayrağımı alıyorum çantadan. Gömleğimi çıkarıp İstanbulspor taraftarı olarak tribündeki yerimi alıyorum.
” Peki İstanbulspor’un Süper Lig’deki durumuna ne diyor?
“- Herkes başarıyı kovalıyor. Ben oyunun peşindeyim. Elbette kazanmalarını isterim. Ama asla küsmem. İyi günde de kötü günde de hep İstanbulsporluyum. Bizim takımda genç, enerjik, geleceğini kazanmaya çalışan iyi çocuklar var. Yalnız, Melih’in Eyüpspor’a gitmesine üzüldüm. Danimarkalı kalecimiz Jensen iyi kaleci ama, bazı topları çıkaramıyor. Savunmanın yardımcı olması gerek.”
İstanbulspor AŞ vakıf kulübü. Ecmel Faik Sarıalioğlu başkanlığındaki yönetim kurulunda çok sayıda Sarıalioğlu var. Teknik Direktör Fatih Tekke, futbol vizyonuna uygun bir ekip oluşturma çabasında. Şimdilik işler pek keyifli gitmese de sezon sonuna kadar hem oyunu kuracaklarını, hem de başarıyı kazanacaklarını umuyorlar..
Yaşar Karataş, deplasman seyircisine uygulanan “farklı” bilet fiyatından yakınıyor: “Bazen ev sahiplerine göre çok pahalı bilet alıyoruz. Ümraniye maçında mesela 171 TL aldılar… Trabzon’da da taraftarlara 40 TL bize 50 TL.. Psikolojik olarak bizi aynı fiatlarla kabul etseler iyi olur.”diyor. Yaşar Karataş futbolu seviyor. Hakem kararlarıyla, rakip oyuncularla ilgili sorunu olmadığını söylüyor. En büyük üzüntüsü sezonun ilk deplasmanında Alanya’ya gidememiş olması: “Ah, o maçı nasıl kaçırdım!.. Üstelik maçı kazandık da!
” Zembilli Taraftar Yaşar için yarın çok önemli bir gün… İstanbulsporlu yöneticiler saat 11.00’de kulübe davet etmiş. Başkan, Fatih Hoca ve futbolcularla güzel bir sohbet, 12.00’de idmanı izleyecek, sonrasında birlikte yemek yiyecekler. Afiyet olsun Yaşar
Konya, ah Konya!
Konyaspor’da anlamadığım biçimde alınan şok kararlar var. Yıllar önce İsmail Kartal’dan habersiz transfer yaptıklarında hoca istifa etmişti. Sonrasında kafalarındaki hocayı getirmek üzere Rıza Çalımbay’a bir dışlama çektiler: Neymiş hoca kentin havasına uymuyormuş. Şimdi de İlhan Palut… Oluşturduğu atletik takımla çok güzel futbol oynatan hoca küt diye gitti. Fatih Başkan, bazen çok kırıcısınız… Bilesin!
Gördük, öğrendik, eğlendik
TRT Spor’daki “Teknik Analiz” programını çok seviyorum. Tanıdığım en meraklı, en çok soru soran, kolay kolay ikna olmayıp tekrar soran spiker ve sunucu arkadaşım Hünkar Mutlu oyun analizlerindeki görüşleriyle farklı konulara dikkat çeken Tarık Üstün ve “Hocamız” Bünyamin Gezer… Hem hakem kararlarını yorumluyorlar hem de takımları ve oyuncuları inceliyorlar. Bu zorlu uğraş içinde esprileri ile bizi güldürdükleri anlar da var. Ağızlarına sağlık. Pazartesi gecesi öyle tespitleri vardı ki dostlarımı alkışlamaktan kendimi alamadım: Fenerbahçe’nin golcüsü Batshuayi’nin tekerlekli sandalye üzerinde maçı izleyen taraftara sarılması, birlikte golü kutlamaları ve maçtan sonra formasını armağan etmesi çok çok güzeldi. Umut Nayır’ın Abdülkadir Bitigen’in verdiği aut kararına itiraz edip “ Hocam top benim kafamdan sekip dışarı çıktı. Korner…” diyerek takımının aleyhine olsa da hakemi uyardığını gördük. Bitigen aut kararında ısrar etti. Bizim dostlar ekip olarak bu iki olayı da TFF Fair Play Ödülü’ne önerdiler. Tamamdır, iletildi, teşekkürler arkadaşlar…