Sadakat mı, kabahat mı? Gomis’in 45’de Kitsiou’yu arkadan iterek yaptığı faul ve gördüğü sarı kart önemli.. Golünü atmış, takımını öne geçirmiş Fransız futbolcu, elini beline dayayarak oyunu uzaktan izleyebilirdi. Ama öyle yapmadı. Takımına içten bağlılığını gösterdi. Sorumluluk üstlendi. Biz buna “sadakat” diyoruz.Sadakat mı, kabahat mı? Gomis’in 45’de Kitsiou’yu arkadan iterek yaptığı faul ve gördüğü sarı kart önemli.. Golünü atmış, takımını öne geçirmiş Fransız futbolcu, elini beline dayayarak oyunu uzaktan izleyebilirdi. Ama öyle yapmadı. Takımına içten bağlılığını gösterdi. Sorumluluk üstlendi. Biz buna “sadakat” diyoruz.Ama o “sadakat” davranışı, ilk yarının sonunda “kabahat”a dönüştü…
Nasıl oldu? Serbest vuruşu Maxim yaptı ve havadan süzülen top, Djilobodji’nin ustaca dokunuşuyla Muslera’nın koruduğu kalede ağlarla buluştu. Gomis’in arkadan itme hamlesi olmasaydı, evet, o gol de olmayacaktı… Ama onun müdahalesi olmasa, kim bilir, belki de akan oyunda bir gol atılacaktı.Sonucu ne olursa olsun, Gomis’in hareketi takdir edilmeli. Hele yaptığı faul, yaralayıcı ve sakatlayıcı bir darbe değilse. Bu maç Torrent sürecinde Galatasaray’ın öne geçtikten sonra kaybetme serisinin devamı oldu. Barcelona maçından 2 tam gün geçtikten sonra Domenec Torrent’in sadece dört oyuncu değiştirerek Gaziantep’te sahaya sürdüğü 11 tartışılabilir. Düşük tempo ile de olsa oyunu kontrol edebiliyorlardı. Marcao, Nelsson, Aanholt, Kerem ve Gomis, yorgunluklarına rağmen maçı almaya çalıştılar.. Barça maçında oynamayan Muslera, Semih, Emre ve Morutan, iyi oynayan takıma ayak uydurma çabasındaydılar. Olmadı. Gaziantep FK karşısında zorlandılar. Beklenen verimliliği gösteremediler. Taylan ve Berkan’la birlikte oyundan düştüler.Gaziantepspor, kazanmak için yapabileceği her şeyi sergiledi…
Kitsiou, Sagal, Maxim, Djilobodji ve Tosca, görev alanlarının dışında da oyunu geliştirmeye, skor getirecek hamlelere giriştiler. Berkan’ın Figueiredo’ya ceza alanında müdahalesi, evet, penaltıydı. Maxim yine kaçırmadı. Rumen oyuncu, maçın yıldızıydı aynı zamanda… Orta alandaki mücadelesi, attığı penaltı golünün yanı sıra, ceza alanı içinde yaratıcı bir dönüşle Figueiredo’ya yaptığı asist alkışlanacak düzeydeydi.Skor tabelasına bakıldığında Galatasaray’ın ezildiğini ve teslim olduğunu düşünenler yanılabilir. Hayır, hepsi de mücadele etti. Ellerinden, ayaklarından, geleni esirgemediler. Özveriyle koşup mücadele ettiler. Pozisyonlara girdiler. Hele ikinci yarıda (tabela 2-1 iken) Gomis’in Günay’la karşı karşıya kaçırdığı gol var ki, yazık!
Domenec Torrent, bu yenilgiyi bir çok nedenle açıklayabilir. Kendi adıma Muslera’nın uzun aradan sonra kaleye geçmesi, Barcelona maçından kalan yorgunluklar ve bazı oyunculardan bekleneni alamaması sayılabilir. Bu arada Gaziantep FK’nın da bu maçı “ihtirasla” istediği de unutulmamalı.Her neyse, kaleye döndüğünde golleri gördün.. Yine de hoş geldin Muslera!