Attila Gökçe

Attila Gökçe

agokce@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

Haydi, en azından aklımızdan çıkmaması için bir deprem deyimiyle duruma açıklık getirelim: Beşiktaş, peş peşe gelen “artçı şoklarla” dağılıyor, çözülüyor, savruluyor. Trabzon’daki maç İstanbul’da oynansa ne olurdu? Bence hiç fark etmezdi. Beşiktaş’ın hem kulüp, hem de takım olarak büyük sorunları var. Sürekli yenilenen, artan, bir türlü çözülemeyen o sorunların arasında nefes alıp çözüm fırsatı bulamıyorlar.
Trabzonspor, onca sakata (Abdülkadir Ömür, Fernandes, Ekuban, Yusuf, Onazi) rağmen, takım oyunu, oyun disiplini, kontrol ve oyun kurma konusunda yerleşik ilkeleriyle mücadele etti. Sosa, Abdülkadir Parmak, Nwakaeme ve Sörloth’la Beşiktaş’a oranla daha etkili ve verimli bir hücum organizasyonu sergiledi. Beşiktaş ise (özellikle ilk yarıda) topa sahip olmasına (60/40) rağmen rakip yarı alana taşıdığı topları tehlikeli kontrataklara dönüşecek biçimde kaybetti. Burak dahil hücumcular yeterince şut fırsatı bulamadılar. Burak ikili mücadeleleri kaybetti. Arkadaşlarından destek alamadı. Sorumsuz cezalı Ljajic’in görevini üstlenen Oğuzhan da bekleneni veremedi. Beşiktaş’ın öteki cezalısı Elneny de en azından alternatif olarak takımını yalnız bırakmıştı. Dünkü oyunda da gördük ki Beşiktaş’ın rakibi tehdit eden tek oyuncusu N’Koudou. O da zorlanmasına rağmen buluştuğu toplarla rakip takıma sıkıntı yarattı. Diaby’nin de sağ kanatta beklenen hareketliliği sağlayamadığını gördük.
Beşiktaş’ın çelişkileri de var. Takımın en deneyimli ve etkili oyuncuları Gökhan Gönül ile Caner Erkin, inisiyatif alarak hücumda da sorumluluk üstleniyorlar. Ancak asıl görevleri olan savunmada o kadar verimli değiller. Beşiktaş yediği tek gole dahi karşılık vermede zorlanırken çok kolay fark yemeye alışıyor. Peş peşe gelen artçı şoklarla başa çıkamıyor. Hele Nwakaeme’nin attığı dördüncü gol var ki, üç savunmacı sadece seyrediyor. Yazık ve yazık!
Trabzonspor’un çok farklı galibiyetinin sırrı neydi? Şunu söyleyebiliriz: Başkan ve yönetim tüm gücü ve desteğiyle takımın arkasında duruyor. Teknik direktör Ünal Karaman ters sonuçlara rağmen hem saygı görüyor, hem de destekleniyor. Trabzonspor’un maçın başından sonuna kadar artan bir iştahla Beşiktaş’a çullanmasındaki itici güç işte bu. Aynı açıdan Beşiktaş’a bakarsak. Başkan Fikret Orman öfkeyle ayağa kalktı ve olağanüstü kongre kararıyla yerine oturdu. Abdullah Avcı, kaosun ortasında yalnız kaldı. Taraftar gruplarında onu destekleyenler kadar homurdananlar da var. 13 Ekime kadar yeni adaylar çıkıp imzaları denkleyerek liste yapacak fırsatı bulabilirler mi? İş sonunda “Yine bana geldiler” demekse, Beşiktaş’a karşı çok ayıp oldu. Zaman ve enerji kaybettiler. Elbette üç puandan daha büyük bir kayıp bu!