Ordulu şair Dursun Ali Akınet’in şiirini seslendiren Musa Eroğlu’nun bestesini biz de tekrarlayalım:
“Yolun sonu görünüyor!”
Hiç uzatmadan, lafı eğip bükmeden hakikati görmenin en kısa yolu budur.
Amsterdam’da gördük ki rotadan çıkmışız, yolumuzu kaybetmişiz. Bir yerlere gidiyormuş gibi yapıyoruz ama yolun sonu görünüyor.
Yol bitiyor. Heyecanlı, bol skorlu maçlar artık unutuluyor, yeni örnekler gelmiyor. Milli Takım dağılıyor, çözülüyor, kayboluyor.
Daha birinci dakika dolmadan golü yersen, kaza diyebiliriz. Olabilir. Sonrasında bir reaksiyon, tepki ya da isyan görmeliyiz, değil mi? Hayır sahaya çıkar çıkmaz silinen bir ekip bu… Pas yapamıyor, ikilileri kaybediyor.
Şenol Hoca’nın tercihleri, oyuncu seçimi, taktiği belirlemesi filan toptan geçersiz sayılıyor.
Türkiye unutmuş… Top oynamıyor. Yarım düzine santra vuruşu yapıyor.
Bizim çocuklar Klaessen’in Depay’la birbirlerine top alıp vererek neşeyle ceza alanımıza girip ilk golü atmasını seyrettiler.
Sonra Depay’ın serisi başladı. Maç boyu devam etti. Üçleme yaptı, 4-0’da bıraktı, Guus Til beşinciyi kayıtlara geçti. Donyell Malen altıncıyı attı. Biz de attık sonunda. Halil Dervişoğlu ile Cengiz’in ayaklarına sağlık.
Çağlar’ın kırmızı sonrası hakeme jest ve mimikleri: Hem ayıp, hem yazık!
Teknik, taktik, analize hiç girmeyeceğim. Hiçbir oyuncumuzdan hiçbir talebim yok. Şenol Güneş ve ekibine de tek sözüm yok. Arzu ettiği takdirde basın toplantısında atarlanabilir. Ne de olsa hoca… Bize istediği gibi ders verebilir.
Ders almasını beklerdik ama, o ders vermeyi tercih ediyor.
Her neyse… Katar’a gidemeyiz biz. Yol bitti.
Bu kadar oyunsuz, etkisiz, özellikle ilk yarıda böylesine niyetsiz futbol bizi üzmüyor.
Öfkelendiriyor, utandırıyor.
Daha ne diyeyim, yetmez mi!