Beklenen haber kısa açıklamayla geliyor: “Kulübümüz, Teknik Direktör Pereira ile anlaşarak yolları ayırma kararı almıştır.”Fenerbahçe’de iklim, hiç değişmeden istikrarlı biçimde aynı havayı sunuyor bize. Her şey zamanında… Mevsim normalleri!.. Başkan Ali Koç’un sportif kültürü böyle. Futbol dışındaki karar, tercih ve davranışlarına değinmiyorum. Bunlar meraklısı dışında bilinen şeyler değil. Ama futboldaki başarısızlık halinde yolları ayırma kararlarını herkes biliyor. Başkanlığı devraldığı günlerden bu yana tutumu hiç değişmedi.
Ali Koç, uyarılara, analizlere, sorunlara ve çözüm önerilerine hiç kulak vermeden sonuçlar üzerinden hamle ederek radikal kararlar alıyor. Yeni programla, yeni hocalarla, yeni oyuncularla hep yeni öyküler yazmak istiyor. Kredisi yüksek… Camia bağrına basıyor başkanı… Pandemiden sonra tribünleri doldurarak tam destek veriyor. Yine de filmdeki tüm öyküler hayal kırıklığı ile bitiyor. Hep tekrar öykülerle dolu senaryo. Başkan Ali Koç’un açma-kapama refleksleri, maaşallah, çok gelişmiş durumda. Arızalı hallerde hemen “off” tuşuna basıp teknik direktörü, ekibini, varsa öteki üst düzey yöneticileri, eski dönemlerin kahramanlarını devre dışı bırakıyor. Taze başlangıçlar için beyaz ekranlar açıyor. Daha öncekileri tekrarlamadan, Emre Belözoğlu-Erol Bulut ve eskiler dönemine bakalım…İyi bir projeydi. Camianın inandığı, desteklediği bir “fenomen” iş başındaydı. Erol Bulut’la tutarlı bir oyun anlayışı sisteme dönüştürülüyordu. Ama olmadı. Önce Bulut’u, sonra da Belözoğlu’nu gönderdi başkan. Sivasspor yenilgisinden sonra öfke tavan yapmış, gazaba gelmişti… Beşiktaş’tan duygusal mesajlarla kulübe davet edilip dönüş imzaları attırılan Gökhan Gönül, Caner Erkin gözden çıkarılmış, Volkan Demirel ve Selçuk Şahin’le ilişkiler sonlandırılmıştı. Sonrasında açıklama yapıp Portekizli ya da Alman hocalarla anlaşma yapılacağını duyurdu Koç… Sihirli kutudan çıka çıka eski göz ağrısı Vitor Pereira çıktı. Adama haksızlık etmek istemam ama…Onun da cılkı çıktı.Şimdi yeniden mevsim normallerinde rüzgara kapılmış savruluyor Fenerbahçe… O savrulma hep çıkmaz sokaklara sürüklüyor koca kulübü. Çıkış ya da çözüm hep sonrasına erteleniyor. Emre Belözoğlu’na yapılanın, o projeden vazgeçmenin ne kadar yanlış olduğu, kulübe ne kadar zaman ve para kaybettirdiği, şampiyonluk dahil, hiçbir getiri sağlamadığı bir kez daha anlaşılıyor.Ali Koç “off” dedi tuşa bastı… Yaşandı ve bitti.Ama unutmayın herkesin elinde farklı farklı on/off tuşları da var.Bir dönem sizin için on tuşuna basıp acaip sayı farkıyla ve inanılmaz destekle sizi iş başına getirenler, her öyküsü tekrarlanan senaryolardan sıkılıp off diye farklı bir tuşa basabilir.O yollar başkalarıyla da ayrılabilir yani. Kredi tükenmiştir. Durum budur.
Futbolda “Raşomon” öyküsü
Olay saha içinde yaşandı. Bize anlatanlar, taraflardan biri… Hakem Zorbay Küçük, Galatasaray-Başakşehir maçında çevresini saran, VAR’la konuşması sırasında alışılmış abuk taktik anlayışıyla sürekli konuşup baskı yapan oyunculara “Go away” demiş. Bunun Türkçe karşılığı “uzaklaş”… Sahadaki karşılığı da “açılın”… Ama Zorbay Küçük “Go ulan” demiş gibi anlatıyor Galatasaray tarafı.. Bir kelime İngilizce diğeri Türkçe: Gidin lan! Önce Antrenör Necati Ateş, sonra da Teknik Direktör Fatih Terim, Zorbay Küçük’e ders verir gibi “Haddini bil böyle konuşamazsın” diyor. O konuşmalarda kendilerini bir üst statüye taşıyıp had bildirerek hakemi ast seviyesine indiriyorlar. Çok doğru değil. Yanlış. Güzel de değil, çirkin! Ya futbolcular yanlış anlamışsa? Ya bu olay Raşomon hikayesi gibi tüm tarafların aykırı ifadeleriyle bize anlatılıyorsa ne yapacağız? Ortada hepimizi meşgul eden bir olay var. Taraflardan biri, hem de farklı kişilerle iki kez konuşuyor. Öteki, hakem Zorbay Küçük susuyor.MHK Başkanı da susuyor. İki paragraflık bir açıklamayla olayı anlatıp hakeminin neler dediğini açıklar, konuyu kapatabilirdi. Hayır, susuyor. Hakemi yine yalnız kalıyor.
Garip atamalar
Galatasaray’ın haklı olduğu bir garip uygulama var: Hakem atamaları.. Rizespor deplasmanında Diagne’nin faullerle süslediği (!) ve Morutan’ın golüyle sonuçlanan slalomunda oyunu devam ettiren Ali Palabıyık ile VAR hakemi Abdülkadir Bitigen 10 haftadır maç alamıyor. Sivasspor-Galatasaray maçında Goutas-Diagne mücadelesinde hakem Ümit Öztürk’ü penaltı için uyarmayan VAR hakemi Arda Kardeşler ise dün akşamki Adana Demirspor-Galatasaray maçına atanıyor. Bakın bu çok yanlış.. Galatasaray’ın lehine hata yapanlara ağır ceza, aleyhine hata yapanlara da ödül gibi maçlar veriliyor. Ayıp oluyor.
Beşiktaş’a öneri
Önder Karaveli, bir dönem Serpil Hamdi Tüzün’ün üstlendiği gibi, sezon ortasında Beşiktaş A takımının sorumluluğunu aldı. İki maçta da liyakatini, kalitesini ve vizyonunu ortaya koydu. Beşiktaşlı yöneticiler papatya falını bıraksın, Önder Hoca ile sezon sonuna kadar el sıkışsın. O zaten her role hazır. Cesaret gösterin, en kısa yoldan karar verin!